İşin Yeni Dünyası | Tarık Serpil
İşin Yeni Dünyası canlı yayın serimizin bu bölümünde Marsh Türkiye Eş CEO’su Tarık Serpil ile bu yıl ön plana çıkan küresel riskleri, Türkiye’deki risk algısını, iş dünyasının riskleri anlama ve aksiyon alma becerilerini ve çok daha fazlasını konuştuk.
Marsh McLennan Şirketleri ve Zurich tarafından Dünya Ekonomik Forumu için 17 senedir yayımlanan Küresel Riskler Raporu, dünyanın risklerini, trendlerini ve gelişimini takip edebilmemize olanak tanıyor. 2022 yılına girdiğimiz bu günlerde, pandeminin ekonomik ve toplumsal sonuçları açısından dünya için en kritik riskleri oluşturmaya devam ettiğini söyleyen Tarık Serpil, bu senenin küresel risklerinde iklim ve toplumsal krizlerin ön plana çıktığını ve devam eden süreçte de geçim sıkıntısı ve ruh sağlığı krizlerinin bizleri beklediğini aktarıyor. Pandemi döneminde hem aşıya erişimin dünya çapında homojen olarak sağlanamaması hem de ekonomik güçlerinden dolayı ülkelerin pandeminin getirdiği krizle eşit mücadele edememeleri durumuna Küresel Riskler Raporu’nda yer verdiklerini belirten Serpil, bu küresel farklılığın pandeminin kademeli etkilerinin azalmasını yavaşlattığını ve iklim eylemi gibi global olarak tüm ülkelerin eşgüdümlü hareket etmesi gereken konularda da uyum ihtimalini azalttığını söylüyor. 2022 Küresel Riskler Raporu’na bakıldığında ise Türkiye için en yüksek beş riskin istihdam ve geçim krizi, uzun süreli ekonomik durgunluk, devletlerarası ilişkilerin kırılması, insan kaynaklı çevresel hasar ve teknoloji yönetiminin başarısızlığı olduğunu görüyoruz. Kısa ve uzun vadede çevresel risklerin en çok ön planda olan risk olduğunu vurgulayan Serpil, bu risk özelinde daha büyük ve sarsıcı adımların atılması ve dünya liderlerinin bir araya gelerek iklim değişikliği başta olmak üzere küresel sorunlarla mücadele etmek için eşgüdümlü ve çok paydaşlı bir yaklaşımla aksiyona geçmeleri gerektiğini bizlere aktarıyor. Öte yandan, iş dünyasının pandemiye ülkelerin verdiğinden çok daha çevik ve doğru bir tepki verdiklerini ve şirketlerin pandeminin yarattığı etkilerden kurtulurken organizasyonel anlamda da güçlenmeye çalıştıklarını görüyoruz. Şirketlerde yerleşik bir risk yapısının kurulmasının artık mutlak bir gereklilik olduğuna vurgu yapan Serpil, bu bağlamda dünyadaki ve Türkiye’deki kurumların hem risk algılarının arttığını hem de risk yönetim tepkilerinin oldukça geliştiğini belirtiyor. Risklerin yönetilmesi için iş dünyasının ve devletlerin halkanın en önemli iki zinciri olduğunu görüyoruz. Bu noktada devletlerin üzerine önemli sorumlulukların düştüğüne değinen Serpil, karar vericilerin aynı amaç için küresel iş birliği yaparak ve kendi menfaatlerini bir kenara bırakarak aynı masada oturmaları gerektiğinin üzerinde duruyor.
Dünyada ve iş hayatında önemli küresel risklerin yaşandığı bu günlerde, Marsh Türkiye’nin bu bağlamdaki risk algısını, iş dünyasının riskler karşısında alacağı aksiyonları ve devletlerin tutumlarının nasıl olması gerektiği ile ilgili fikirlerini dinledik. Yeni canlı yayın serilerimizle iş dünyasının bugününe ve geleceğine ışık tutmaya devam edeceğiz.
- 4 Mart 2022, Cuma
Son Eklenenler
Kitabın Ortası: Yaşlandığını Fark Etmeyen Bir Ülke Olarak Türkiye
- 28 Kasım 2024, Perşembe
Sistem Dönüşümü ve Etki | İnovatif Sistemlerin Ölçümü & Anatomisi
- 26 Nisan 2023, Çarşamba