Afet, salgın, savaş gibi toplumun esenliğini tehdit eden olaylar hem bireylerde hem kurumlarda varoluşsal dürtü ve döngüleri hızlandırıyor. Şirketler de kendi konjonktürleri doğrultusunda bu dürtüler üzerinden reaksiyon veriyor. Şirket sorumluluğunun sadece sermayedarlara para kazandırmak olduğunu savunan “eski” kapitalizm, kurumsal sosyal sorumluluk konseptinin şirketlerde yer edinmesiyle ve son 10 yıldır yükselen sosyal girişimcilik, etki yatırımcılığı gibi akımlarla kendini yenilemişti. Yaşadığımız salgında da şirketler için ilk sınav acil müdahalede sorumluluk almak ve toplumsal dayanışmanın bir parçası olmaktı. Yeni bir araştırma, Türkiye’de şirketlerin bu ilk sınavı geçtiğine işaret ediyor.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et