Bir Gün CEO programını Türkiye’de hayata geçirildiği 2017 yılında tanıdığımda, üniversitedeki son dönemimde, yani bir sonraki yıl, katılabileceğim daha iyi bir program olmadığını düşünmüştüm. Gençlere eşsiz bir deneyim sunarken, kurumlara da yeni jenerasyonlarla tanışma fırsatı sunan program; tüm paydaşlarına birlikte çalışmayı öğretiyor ve birlikte şekillendireceğimiz gelecek için yıllardır birçok kurum ve programda üzerinde konuşulan düşünceleri harekete geçiriyor.
Odgers Berndtson tarafından yürütülen Bir Gün Ceo Programını benim için bu minvaldeki diğer programlardan ayıran birkaç farklı nokta var. Kurumlar üstü bir yapıda olması; yani farklı kurumları, şirketleri, üniversiteleri, diğer bireysel ve kurumsal katılımcıları tek bir potada toplaması ve süreç boyunca bu birlikteliği sağlaması ayrıştırıcı bir unsur. Bir Gün CEO, farklı jenerasyonlar arasında bir köprü görevi görürken bu jenerasyonlar arasında karşılıklı bilgi ve deneyim aktarımını da etkili yöntemlerle mümkün kılıyor. Program boyunca dahil olan tüm katılımcıları sürecin bir parçası yapmaya ve bütün paydaşlara fayda sağlamaya çalışması, katılımcıları motive ederken aynı zamanda gerçekleştirilen atölyelerden herkesin bilgi ve deneyimle ayrılmalarını sağlıyor. Asıl çıktılarını şu anda değil gelecek yıllarda göreceğimizi düşündüğüm program, CEO’larla ve diğer profesyonellerle gerçekleştirilen atölyelerde önümüzdeki süreçte kullanılacak önemli deneyim ve pratikler de sunuyor.
Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper ile geçirdiğim bir iş günüyse, çoğu gencin hayalini dahi kuramayacağı eşsiz bir deneyimdi. Selim Bey’in şirket içerisindeki mütevazılığı ve çalışanlarıyla olan ilişkileri, bu tür kurumsal ve saygın şirketlerin yönetim anlayışına ve beraberinde gelen başarılarına ışık tutuyor. Kahve aralarını bile diğer çalışanlarla sohbet ederek geçirirken, bu sohbetlerden hem şirket içindeki gelişmelere dair önemli bilgiler ediniyor hem de çalışanlarla daha fazla birebir zaman geçirerek onlara motivasyon ve ortak değer anlayışını aşılıyor. Bu davranış biçimiyle paralel olarak, günümüz iş dünyasında en kıymetli varlığın bilgi, deneyim ve yönetim becerileri olduğu yadsınamaz bir gerçek çünkü rutin işlerin artık büyük bir kısmını akıllı sistemler yapabiliyor ancak bu sistemleri kurgulayan ve yönetenlerin rutini her gün değişiyor ve daha fazla önem kazanıyor. Bu noktada, hızla değişen günümüz koşullarında en önemli karakteristiklerden biri de uyumlu olmak olarak karşımıza çıkıyor çünkü gereksinimler çok hızlı değişiyor ve açık fikirli olup kendini sürekli yenilemeyenler doğal bir seçilimle çemberin dışında kalıyor.
Dünya üzerindeki şirketlerde yönetim kurullarının yaş ortalaması düşmeye devam ederken, farklı nesillerin bu geçiş döneminde birlikte çalışmaya motive olması ve ortak değerler için elini taşın altına koyması gerekiyor. Böyle bir ortamda sürekli gelişim, köklü bir değişimden çok daha faydalı görünüyor çünkü önceki kuşaklarda edinilmiş önemli bilgi ve deneyimlerin yeni nesillere aktarılmasını mümkün kılıyor. Bir Gün CEO gibi programların artması ve nesiĺler arasındaki camı kırması da bu dönüşüme şüphesiz büyük katkı sağlıyor.
