Size biraz kendimi keşfetme hikâyemden bahsetmek istiyorum; kariyerime henüz başlamamışken Bir Gün CEO programı sayesinde 9 ay boyunca bugünün liderleriyle yakından çalışarak, bir günü gerçek anlamıyla CEO gibi geçirdikten sonra büyük resmi tüm detaylarıyla görebilme yetkinliğine nasıl ulaştığımdan bahsedeceğim.
ODTÜ Biyoloji bölümden mezun olurken ne yapmak istediğime çoktan karar vermiştim, ama nasıl yapacaktım? Benim için ilk adres Sabancı Üniversitesi MBA programı oldu. Ardından Sabancı Üniversitesi tarafından, Bir Gün CEO programına aday gösterilen kişilerden biri oldum.
Bir Gün CEO programının kendisi benim için ödül olsa da seçilen 22 finalistin arasında olmak paha biçilemez bir duyguydu. Finalist olduğumuzu öğrenirken kiminle eşleştiğimizi de öğrendik: enerjisiyle, gençlere verdiği değeri her hali ile hissettiren Baymak CEO’su Sayın Ender Çolak... Heyecanla eşleşme gününü beklerken, bir gün aldığım telefonla daha tanışmadığım bu şirketin 50.Yıl gala gecesine çağrıldığımı öğrendim. Harika bir incelik, insanlara verilen değer her sektörde her şekilde en öncelikli unsur...
Büyük gün geldi çattı, ben heyecanla beklerken beni almak için gelen araç çoktan bulunduğum yere ulaşmıştı bile. Tuzla’daki Baymak Genel Müdürlüğü’ne kısa sürede vardıktan sonra ilk gözlemlediğim şey fabrika ile Genel Müdürlük binasının aynı arazide yer almasıydı. İlk görüşte bunu tahmin etsem de, günün sonunda iyice anladım ki bir yöneticiyi gerçek bir lider yapan unsurlardan bir tanesi de, şirket değerlerinin oluştuğu yerlerde yani fabrika üretim kısmında, sahada satışta geçirdiği zaman. Ender Bey bugüne dair beklentilerimi sorarken kendisi için de ne kadar önemli bir gün olduğunu dile getirdi.
Günümüze Özbekistan Toplantısı ile başladık. Ender Bey’in oluşan küçük krizleri nasıl yönettiğine, karşı tarafı ne kadar dikkatli dinlediğine ve uzun vadede yapıcı ilişkilerin tohumlarını nasıl attığına tanıklık etme fırsatı sundu. Her işini titizlik ile yapan Ender Bey’in toplantı çıkışında “Sen olsan böyle bir durumda ne yapardın?” sorusunu bana yöneltmesi bugünün ne kadar kıymetli olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.
Ender Bey bu kadar yoğun geçen günlerinde bile piyasayı takip ediyordu, satın alma birimini arayıp kur ile ilgili kısa bir görüşme yaptı. Sonra eline kâğıt kalem alarak bana okulda öğrenmediğim şirketin finans akışını ve uluslararası ticaret yaptıkları için dövizin ne kadar önemli olduğunu anlattı. Yıllar sonra bile bu kâğıttan öğreneceğim çok şey olduğunu düşündüğüm için kitaplığımın en değerli yerinde saklamaya başladım bile!
Kariyerim için çok önemli olduğu düşündüğüm toplantılara gerçek bir CEO gibi eşlik ederek, önce sorularımı sordum daha sonra fikirlerimi onlarla paylaştım. En az geçirdiğimiz bugün kadar etkileyici olan diğer şey ise Ender Bey tarafından sırayla hazırlamış olan kitap hediyeleriydi. Buradan ona bir kez daha teşekkür ederken seriye ilk önerdiği kitap ile başladığımı söylemek isterim.
Şirketten çıkarken de CEO rolüm devam ediyordu, çünkü ertesi sabah reklam filmi gösterimi için kurumsal iletişim ekibi ile ajansa gidecektik. Tüm detayları ile yakında çıkacak olan reklam filmini izlerken Ender Bey kendisine yöneltilen soruların cevabı olarak “Bugün CEO Çağla, ona sorabilirsiniz” demesi benim için büyük bir ayrıcalık. Ne diyebilirim ki?
Dönüştürücü, ilham verici, ortak aklın önemini her dakika bana vurgulayan bir günden fazlası Ender Bey sayesinde sadece hayallerimi nasıl gerçekleştireceğime değil, ileride nasıl bir lider olmak istediğime dair hayat boyu unutulmaz dersler çıkardığım bir tecrübe oldu. Duygusal zekânın dijitalleşen dünyada giderek önem kazanıyor olması Ender Beyin insanlara, ilişkilerine verdiği önem bana ilham verdi.
Dünya çok hızlı değişiyor olsa da, değişemeyecek olan değerler ahlak, etik ve insan ilişkileri. Şimdi tüm bunlara sahip bir o kadar yeteneklerinin farkında olan geleceğin liderlerinden biri olarak diğer yetenekli genç profesyonel arkadaşlarım ile bu değişime hız katmaya son derece motiveyiz. Bu inanılmaz deneyimi yaşatan Odgers Berndtson Bir Gün CEO programına çok şey borçluyum.