Fintechler günümüz dijital dünyasının önemli bir parçası haline geldi. Bankacılık hizmetlerinden yararlanmak istemeyen kullanıcılara finansal hizmetler sağlamak amacıyla kurulan Papara’nın kullanıcı sayısı gün geçtikçe büyüyor. Önümüzdeki yıllarda yatırım ürünlerine erişim sağlama, sigorta ürünleri sunma ve yurt dışına açılma gibi planları olan Papara’nın Kurucusu ve CEO’su Ahmed Faruk Karslı ile finans sektörü ve bankacılık üzerine konuştuk.
Papara’nın kuruluş hikayesi nasıl başladı?
Papara, bankacılık hizmetlerinden yararlanamayan ya da bu hizmetlerden memnun olmayan kullanıcılara daha iyi bir kullanıcı deneyimi yaşatmak, uygun maliyetle finansal hizmetler sunmak amacıyla kuruldu. Amacımız, hızlı ve kolay erişilebilir ürünlerle finansal hizmetleri tabana yaymak, farklı sebeplerle finansal hizmetlerden yararlanamayanların dijital harcamalarını ve günlük finansal ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ürün sunmaktı. 2016 yılının Nisan ayında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan “Elektronik Para Kuruluşu” olarak faaliyet göstermek üzere aldığımız izinle aynı yılın Ağustos ayında faaliyetlerimize başladık.
Papara’nın nakdi dijitalleştirmek, finansı demokratikleştirmek, herkes için adil ve eşit ürünler geliştirmek ve finansal okuryazarlığı erken yaşlarda keşfettirmek gibi değer noktaları var. Bu değerler doğrultusunda nakitsiz topluma geçiş sürecinde önemli bir misyon üstlendik. Türkiye'de ilk defa banka bağımsız MasterCard logolu bir ön ödemeli kart ürettik ve kullanıma sunduk. Tüm dünyada ve tüm ATM’lerde geçerli Papara Card’lar ile kullanıcılarımızın finansal işlemlerinde geleneksel sınırları ortadan kaldırdık. Geleneksel bankacılığın kullanıcıların karşısına çıkardığı engelleri ortadan kaldıran, herhangi bir bankada hesapları olmasa bile kullanıcıların finansal işlemlerini gerçekleştirebileceği, 7/24 ücretsiz para transferi yapabileceği, fatura ödeyebileceği ve özgür bir finans dünyası sağladık.
Bugün geldiğimiz noktada 12 milyonu aşan kullanıcımız ile büyük bir aileyiz. 2021’de işlem hacmimiz 4 kat, gelirlerimiz ise yüzde 144 büyüdü. 2021 yılında Papara Card ile yapılan POS işlemleri yüzde 420, ATM işlemleri de yüzde 330 civarında arttı. IBAN’a para transferi, fatura ödeme ve Hayalet Kart gibi hizmetlerimizden 1 milyonu aşkın kullanıcı faydalandı. Kullanıcı sayımızda geçen sene yüzde 82’lik bir artış yaşandı. Papara’da ayda ortalama 300 binden fazla hesap açılıyor. Ön ödemeli kart pazarındaki yüzde 52’lik pazar payımız ile de lider konumda yer alıyoruz.
Aralarında dünyanın önde gelen şirketlerinin de bulunduğu bin 200'ü aşkın iş yerine kurumsal ürünlerimiz ile çözümler sunuyoruz.
Papara, kullanıcılarına hangi avantajları ve faydaları sunuyor?
Papara’nın temel hedefi hem bireysel kullanıcılarımıza hem de kurumsal üye iş yerlerimize finansal anlamda en iyi deneyimi yaşatmaktır.
Bireysel kullanıcılarımız Papara ile 7/24 ücretsiz para transferi gerçekleştirebiliyor. Fatura, İstanbulkart, oyun & e-pin ve bağış için ücretsiz ödeme yapabiliyor ve harcamalarını bölüştürebiliyor. Platform aboneliklerini kolayca ödeyebiliyor, aylık özet ekranı ve harcama grafikleriyle bütçelerini yönetebiliyorlar. Sanal Kart veya tek kullanımlık Hayalet Kart ile internette güvenli harcama yapabiliyor. Cashback programı ile birçok markada Papara Card ile yapılan harcamalardan anında nakit kazanabiliyor.
Bağımsız çalışanlar veya bireysel satıcılar Papara QR ile müşterilerinden hızlı ve temassız ödeme alabiliyor.
Kurumsal ürünlerimiz ile hem üye iş yerlerine hem de bireysel ve bağımsız çalışanlara benzersiz çözümler sunuyoruz. Şu anda üç adet kurumsal ürünümüz var. Bu ürünler Papara CorporateCard, Papara Mass Payment ve Papara Checkout.
Öğrenciler ve veliler için de hayat kolaylaştıran faydalar sunuyoruz. Bunun için özel olarak geliştirdiğimiz ürünümüz ise yeni nesil harçlık kartı Edu Card. Edu Card ile öğrenciler harçlıklarını güvenli bir şekilde alıp temassız harcama yapabilirken veliler ise harçlık gönderebiliyor ve öğrencilerinin onayı ile harcamaları kontrol edebiliyorlar. Edu Card aynı zamanda öğrencilere kendi bütçelerini yönetebilme imkanı sağlayarak erken yaşlarda finansal okuryazarlığın temelini de atıyor.
Papara kullanıcı kitlesinin demografisi nasıl? Genç kitleye nasıl hitap ediyorsunuz, onlardan ilham alıyor musunuz?
2000 yılı ve sonrasında doğanları kapsayan Z kuşağı, büyük bir tüketici kitlesi haline gelerek finansal enstrümanları şekillendirmeye başladı. Dijital dünyanın içinde doğan ve ‘dijital yerli’ olarak tanımlanan Z kuşağı ile empati kurabilen Papara, yenilikçi çözümleriyle bu kuşağın ilgisini çekmeyi başardı.
Bu gençler için iyi hizmet almak, hızlı işlem yapabilmek ve iyi bir deneyim yaşamak değerli. Bu yüzden iyi bir deneyim sunan farklı marka veya kanallara geçmekte tereddüt etmiyorlar. Yüksek hızlı internet çağında büyüyen Z kuşağı, zamandan ve mekandan bağımsız ulaşabileceği online alışverişi tercih ediyor, mobil ve temassız ödeme sistemlerini kullanıyor. Kullanıcılarımıza sunduğumuz tüm ürün ve hizmetler bu kuşağın taleplerini karşılayacak şekilde geliştiriliyor.
Z kuşağının bizi sevmesinin önemli bir nedeni, birbirimize benziyor oluşumuz. Çünkü Z kuşağı gibi biz de sınır tanımıyoruz. Özgürüz ve deneyime önem veriyoruz. Eğlenceyi seviyoruz. Hatta bunun için GIF ve emoji kullanarak para transferi işlemi yapmayı bile geliştirdik. Z kuşağının neye ihtiyaç duyacağını biliyor ve kendimizi bu yönde geliştiriyoruz.
Papara’nın yurt dışı faaliyetleri kapsamında önümüzdeki dönemlerde hangi aksiyonları göreceğiz?
Türkiye’deki deneyimimizi ve gücümüzü yurt dışına taşımak istiyoruz. Bu yıl Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İsviçre’de yaşayan Türkleri ücretsiz para transferi ile tanıştırmak hedeflerimiz arasında. Ayrıca Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da deneyimlerin Türkiye’ye yakın olduğu diğer pazarlarla da ilgileniyoruz. Bankacılık sistemlerinde lokal para transferlerinin sıkıntılı olduğunu gördüğümüz ülkelerde değer yaratacağımızı düşünüyoruz.
Sigorta ve yatırım ürünleri başta olmak üzere birçok yeni ürün ve özelliği bu yılın hedefleri arasında belirtiyorsunuz. Kullanıcıları bekleyen yenilikler için detay verebilir misiniz?
Mart sonuna kadar kullanıcılarımızı sigorta ürünlerimiz ile tanıştıracağız. Uygulamamız üzerinden ilk olarak cep telefonu sigortası ve hemen ardından seyahat sağlık, tamamlayıcı sağlık, zorunlu deprem ve trafik, kasko ve evcil hayvan sigortası satın alınabilecek. Kullanıcılarımız, finansal ürün ve hizmetlerle birlikte sigorta ürünlerine de uygulamamız üzerinden kolayca ve düşük maliyetle erişebilecek.
Yine önemli planlarımız arasında yatırım ürünümüzü kullanıcılarımıza sunmak da yer alıyor. Kullanıcılarımıza ilk olarak Nasdaq ve New York Stock Exchange borsalarına erişim imkanı verecek, ardından Borsa İstanbul ile buluşturacağız. Geliştirdiğimiz ürünün hem tecrübeli yatırımcıları hem de henüz hisse senedi yatırımı ile tanışmamış kullanıcıları cezbedeceğini düşünüyorum.
Dijital bankacılık ve servis bankacılığı modeli sektörde neleri değiştirecek, bu noktada Papara’nın varlığı nasıl bir konumda yer alacak?
Dijital bankacılık ve servis bankacılığı modeliyle finansal ödemeler alanında büyük dönüşüm yaşanacak. Bankalar ve finansal teknoloji kuruluşları arasındaki rekabet boyut değiştirecek. Maliyetin düşük tutulduğu bu yeni düzenlemede avantaj kullanıcılar tarafında olacak. Geleneksel bankacılık ve yeni nesil bankacılık alanında yaşanacak bu rekabet tamamen kullanıcı lehine gelişecek.
Bu iki yeni düzenleme dijital bankacılık ve servis bankacılığı ile Papara’nın hedefleri oldukça benzer. Papara’nın başlangıcından bu yana kullanıcılarımıza ücretsiz hesap, kart ve düşük bütçeli ürünler sunuyor; finansal hizmetlerden eşit şekilde yararlanılmasını istiyoruz.
Açık bankacılık ile beraber servis bankacılığı kavramı da hayatımıza girecek. Fintech’ler de bu servis bankacılı modelinde yer alacak. Servis modelinin açık bankacılık servisleri ile ara yüz geliştiren fintech’ler, kullanıcılara en iyi deneyimi sağlamak için çalışacak. Kullanıcılar, servis bankacılığı modelinde uygulama içerisinde birden fazla ürün bulabilirken, bankalar arası geçiş de yapabilecek.
Bu iki yeni gelişme aslında hedeflerimizle benzerlik gösteriyor. Bugüne kadar mevzuat gereği ön ödemeli hizmetler yani vadesiz banka hesabına yakın hizmetler sunabildik. Bunun ötesine geçmeliyiz. Uzun vadede belli başlı ürün ve hizmetleri sunabilmemiz için bankalarla iş birliği yapmamız ya da bir banka lisansıyla bu ürünleri sunmamız gerekiyor. Yeni düzenlemeler iki senaryo için de imkan sağlıyor. Dijital bankacılık hizmeti vermek konusuyla ilgiliyiz, açık bankacılıkta da aktif olmayı planlıyoruz.
Global rakiplerle karşılaştırdığınızda Papara’nın bulunduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa’da bankacılık sektörünün teknolojisi sorunlu ve bu durum fintech’lere büyük fırsatlar sunuyor. Papara benzeri faaliyet gösteren kuruluşların toplam değeri 100 milyar dolara yaklaştı. Bu pazarda biz de olmak istiyoruz. Avrupa’da yaşayan Türk popülasyonun büyüklüğüne baktığımızda doğrudan hedefleyebileceğimiz büyük bir kullanıcı kitlesi var.
Papara olarak bugün 12 milyonu aşan kullanıcıya sahibiz. Global rakiplerimiz arasında bu kullanıcı sayısına sahip az sayıda kuruluş var. Üstelik birden fazla pazarda aktif durumdalar. Bu yılın sonunda sadece Türkiye pazarında 17 milyon, üç-dört yıl içerisindeyse 24 milyon kullanıcıya erişmeyi hedefliyoruz. Avrupa’ya açıldığımızda kullanıcı sayımızın daha da yukarılara taşıyabileceğiz.
Papara’nın aslında şu anda bir unicorn olduğunu söyleyebilirim. Sadece henüz bir yatırım almadığımız için bu tescillenmemiş durumda.
Bu yılki hedefleriniz neler?
Yatırım ürünlerine erişim sağlamak ve sigorta ürünleri sunmak, yurt dışına açılmak gibi öncelikli hedeflerimiz var. Ayrıca dijital bankacılık lisansı ile de ilgileniyoruz. Bunları gerçekleştirdiğimizde Papara gerçek bir SuperApp haline gelmiş olacak. Kullanıcılarımız temel finansal ürünlerden yatırım ürünlerine kadar geniş bir yelpazede aradıkları hizmetleri uygulamamız üzerinde bulabilecek.
B2C geliştirmelerinin yanı sıra, bu sene içerisinde var olan B2B ürünlerimizi daha da geliştirerek kurumsal müşterililerimizin ihtiyacı olan bütünleşik finansal çözümleri de sunmayı hedefliyoruz.
