Ecrou İK Müdürü Merve Nihan Gülşan ile kadın istihdamı ve çalışan mutluluğu anketleri gibi İK politikaları ve bu çalışmaların şirket kültürlerine ve çalışan mutluluğuna etkileri üzerine konuştuk.
Ecrou'yu kısaca tanıyabilir miyiz?
Ecrou'nun hikayesi 2017’de başlıyor. CEO’muz Şahin Demir liderliğinde cesaret, özgürlük ve mutluluk gibi değerler ve insanları iyi hissettirmek hedefiyle yola çıkılan ve bu konseptin başarıyla uygulandığı Güney Kore ve Uzakdoğu’daki farklı iş modellerinin incelendiği bir dönem sonunda Ecrou’nun markalaşma hikayesi başlıyor. Pandemi dönemi de bu araştırmalar doğrultusunda verimli geçiyor. Ürün yelpazemizde yer alan yaratıcı, sürpriz ve renkli ürünler; müşterilere sürekli olarak yeni ve heyecan verici deneyimler sunarak perakende sektöründe önemli bir rekabet avantajı sağlıyor.
Şu an toplamda 46 mağazamız var; 16’sı İstanbul’da. Türkiye’de 16 ilde varız, ayrıca online alışveriş sitemiz de mevcut. Bu yıl içinde açılacak 25 mağazanın 10’unu yurt dışında kurarak Türkiye genelinde beş yılda 100 mağazaya ve yurt dışında bin noktaya ulaşma hedefimiz var. Ürün skalamız, 10 binden fazla çeşitli ürünü içeriyor. Müşterilerimizin tanımıyla “Pinterest gibi mağaza” olmayı sürdürerek çeşitlilik ve trendlere uygunluğu bir arada sunmayı hedefliyoruz.
Ecrou'nun kadın istihdamı ve çalışan mutluluğu anketleri gibi öncü İK politikaları, şirket kültürünün oluşumunda nasıl bir rol oynuyor? Bu politikaların çalışanlar üzerindeki etkilerini ve şirketin genel performansına olan katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pozitif bir iş yeri kültürü, çalışanların işlerine ve birbirlerine daha bağlı olmasına büyük katkı sağlıyor. Biz de bu pozitifliği sağlamak adına, çalışan mutluluğu anketinden gelen yorumları önemsiyoruz ve aksiyon planlarımızı belirliyoruz. Hangi alanda daha güçlüyüz, neleri iyi yaparken neleri geliştirmemiz gerek diye bu konulara da eğiliyoruz. Anketlerimizde, yorum yazma alanlarımız mevcut. Soru kalıplarında ifade edilemeyen noktalar olursa buradan gelecek bilgiler de bize ışık tutuyor. Elbette her maddeyi hemen geliştiremeyebiliriz belki ama iç müşterimiz olan çalışanlarımızın talepleri neler, analiz edip gelişim planlarımıza ekliyoruz. Kadının iş hayatındaki yeri günden güne büyüyor. Özellikle yönetsel rollerde kadın işgücü artık pastanın büyük bir payını almak üzere. Ecrou’da çalışanlarımızın yüzde 63’ü, 47 yöneticiden ise 23’ü kadın. Şirket olarak kadınların hem yönetimde hem de istihdamda ağırlıklı olduğu öncü bir şirketiz.
Pozitif ayrımcılık yaptığımız bir konumuz var, “Kadınlar Günü İzni”miz. Mart ayı içerisinde herhangi bir gün, kadın çalışanlarımıza ücretli bir gün izin veriyoruz. Mülakat aşamasındaki adaylarımıza bunları anlattığımızda bile o pozitif enerjiyi hissediyoruz.
Şirketinizin “Sevgi Günü” izni gibi özel günlerde çalışanlara sunduğu ayrıcalıklar, çalışan bağlılığı ve motivasyonunu artırmada nasıl bir rol oynuyor?
İş yerindeki kurum kültürünü oluşturmak veya güçlendirmek için bu tarz ayrıcalıkların bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bir süreci uygulamaya alırken, depo ekibimiz de uzak bir şehirdeki mağaza çalışanımız da aynı şartlarda uygulayabilsin/faydalanabilsin diye bakıyoruz. İşe yeni başlamış bir Ecrou’lu da bu izin hakkından faydalanabiliyor, herhangi bir kıdem şartı aramadan bu izinden tüm ekibimizin faydalanmasını amaçlıyoruz.
Kadın istihdamı yüksek bir şirket olarak, Ecrou çalışanların her kesimini kucaklayacak şekilde bir çeşitlilik ve katılımcılık kültürünü destekleyecek ne tür adımlar atıyor ve ne gibi politikalar uyguluyor?
Ekip kültürü işimizin temeli. Ekip kültüründe ise “ben yaptım, ben başardım” gibi söylemleri kullanmıyoruz. Çünkü ben değil “Biz” diyebilen ekiplerin başarılı işler yapabileceğine inanıyoruz. Bunun dışında ekipler arasında ya da departmanların kendi içinde alt-üst hiyerarşisi de bulunmuyor. Kimse kimsenin yöneticisi değil, herkes kendi işinin sahibi ve yöneticisi. Takımdaşlık, liderlik, güvenilirlik, sadelik, yenilikçilik, ekonomiklik de şirket değerlerimizi oluşturuyor. Çalışanlarımızı oyunda tutmayı çok seven bir şirketiz. Yakın bir zamanda şirketimize slogan arayışımız vardı ve bunun için tüm çalışanlarımızı sürece dahil etmek istedik. Anket göndererek fikirlerini aldık. Bir ödül de koyarak bu süreci oyunlaştırmaya çalıştık.
Çalışanlarımız için takdir ve ödüllendirme süreçlerimiz de mevcut. Katılımcılığı desteklemek adına, mağazalarımızda hediye kutusu konsepti uygulamamız var. Özel günlerde, mağaza ekiplerimizden “Kendi Kutunu Oluştur, Sürpriz Ödülün Sahibi Sen Ol!” gibi kendilerini süreçlerin içinde hissetmelerini sağlayacak uygulamalarımız ile Türkiye’nin dört bir yanında yer alan tüm ekibimizi, aynı hedef için çalışmaya davet ediyoruz.
Aday Öneri sistemimiz var; birlikte çalışacağımız ekip arkadaşımızı seçerken ekiplerden gelen önerileri değerlendiriyor ve önerilen kişiyi işe aldığımızda, CV’yi öneren çalışma arkadaşımızı ödüllendiriyoruz.
Perakende sektöründe olmamızdan kaynaklı olarak 12 Aralık Mağazacılar Günü, bizim bayramımız. Merkez çalışanları da o gün sahaya inerek mağaza ekipleriyle birlikte günü kutluyor, birlikte pasta kesip fotoğraflar çekiyoruz, paylaşımlar yapıyoruz. Çalışanlarımızın enerjileri ve tutkularıyla bize katma değer yarattığını düşünüyoruz. Tekstil kategorimizde rengarenk tulumlarımız var, bu tulumları giyerek müşterilerimize tanıtan ve bunu keyifle yapan bir saha ekibimiz var. Çok etkin olan ekiplerimize, sonradan bu tulumlarımızı hediye ettik.
Ecrou'nun uluslararası yatırımlara yönelik hedefleriniz ve stratejileriniz nelerdir? Bu büyüme sürecinde işgücü planlaması ve yetenek yönetimi açısından karşılaştığınız en büyük zorluklar neler oldu?
Yeni yıla Kuzey Irak’ta başlattığımız yurt dışı operasyonlarımıza iki mağaza açarak başladık ve şu an itibariyle üç ayrı ülkede daha faaliyet göstermeyi hedefliyoruz. Online olarak hedefimiz, başta Amerika ve Avrupa olmak üzere ayrı ülkeler. Offline olarak ise önceliklerimiz farklı, Doğu Avrupa ve CIS bölgesinde pazar araştırmalarımız devam ediyor. Türkiye’den çıkan küresel bir marka olmak için çalışıyoruz.
Farklı ülkeleri ve kültürleri tecrübe etmek, İnsan Kaynakları alanı için heyecan verici bir deneyim. Eskiye göre bu kültürleri tanımak, daha ulaşılabilir çünkü müşteri yelpazemiz çok geniş ve bunu yurt içinde tecrübe edebiliyoruz. Türkiye’nin turizm alanında bir cazibe merkezi olması sayesinde, dünyanın her köşesinden gelen müşterilere dokunmamızı sağlıyor. Türkiye pazarından elde ettiğimiz tecrübelerimizi yurt dışı pazarlarına aktarabiliyoruz. Yetenek yönetimi konusunda ihtiyaçlarımızı teknolojiyi doğru kullanarak çözüyoruz.
