Global ilaç şirketi Daiichi Sankyo İK ve Kurumsal İletişim Direktörü Asena Kaçmaz ile inovasyona bakış açıları, 2030 hedeflerinin içinde olan sürdürülebilirlik, kurumsal sorumluluk çalışmaları ve çalışan refahı programları üzerine konuştuk.
Kurumsal iletişimi yönetme ve olumlu bir itibar sürdürme konusunda Daiichi Sankyo’nun Türkiye'de kullandığı strateji ve girişimler nelerdir?
Öncelikle Daiichi Sankyo Türkiye’de öğrenmeye açık olmak, yeni yollar keşfetmek ve her şeyden önemlisi cesaretle hareket ederek bu yeni yolları deneyimlemek son derece önem taşır. Ekibimiz Daiichi Sankyo Türkiye’nin tüm kurumsal mekanizmalarında yer alıyor. Dolayısıyla doğru stratejiler geliştirme, doğru karar alabilme konusunda tüm birimlerle eşitlenerek aynı hedefe ilerleme fırsatına sahibiz.
Dijital kanalları ve platformları şirket içerisinde aktif ve etkin bir şekilde kullanarak ekiplerimizin potansiyellerini ortaya çıkarmalarını sağlayan, fikirlerini rahatlıkla dile getirebildikleri bir organizasyon kültürü sunuyoruz. Bu platformları ve kanalları kurumsal bir öğrenme alanı yaratmak için kullanmak da bizim ana stratejilerimizden biri. Kendi içeriklerimizi üretiyoruz, yeni teknolojileri kullanıyoruz. Örneğin DS Mediblog projemizle doktorlar ve sağlık sektöründeki derneklerle entegre oluyor, hekimlerimizle sıkı bir iletişim sürdürüyoruz. Pazarlama ve Medikal ekibimizin hekimler için özel olarak geliştirdiği dijital eğitim platformumuz en güncel içerikleri uzman yorumlarıyla özet bir makale, video veya podcast olarak sağlıyor. Ayrıca Mediblog’ta hekimleri bekleyen bir de dijital asistanımız “İchi” var. İchi, ilgi alanına göre ihtiyaç olan tüm medikal bilgileri toplayarak hekimlerimize iletebiliyor. Tüm bunların dışında liderlerimizi de görünür kılan çalışmalarımızı her geçen gün artırmaya çalışıyoruz.
İlaç endüstrisindeki teknolojik gelişmeler hızla ilerliyor. “Yeniliğe tutkulu. Hastalara şefkatli.” söylemiyle aksiyon alan bir şirket olarak Türkiye'deki inovasyon çalışmalarınız nelerdir?
“Yeniliğe tutkulu, hastalara şefkatli.” söylemimiz 2030 vizyonumuz olan “toplumun sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunan global ve yenilikçi bir sağlık kuruluşu” olma hedefimizle de paralellik gösteriyor. Daiichi Sankyo olarak bilimden ve dünya çapındaki teknolojimizden yararlanarak sağlık standartlarını iyileştirmek ve küresel olarak çeşitlendirilmiş, karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara cevap vermek için yenilikçi farmasötik terapilerin yaratılmasına ve sağlanmasına kendimizi adıyoruz.
100 yılı aşkın bilimsel uzmanlığımız, 20’den fazla ülkedeki mevcudiyetimiz ve dünya çapındaki 16 binden fazla çalışanımızla insanlara yardım etmek için zengin bir inovasyon mirasından ve yeni ilaçlar vaat eden sağlam bir üretim hattından yararlanıyoruz. Bu bağlamda onkolojik ürünlerin AR-GE çalışmaları öncelikli odak alanlarımızdan biri. 2018’de belirlediğimiz “Yedi yılda sekiz yenilikçi onkolojik ürünün kullanıma sunulması” hedefine yönelik çalışmalarımız olumlu sonuçlar veriyor. 2025 itibarıyla “onkolojide rekabet avantajı sağlayan global ilaç yenilikçisi” olma vizyonumuzla da öncelikle onkoloji, nadir hastalıklar ve bağışıklık bozuklukları gibi araştırma alanlarında yeni tedaviler sağlamaya odaklanıyoruz.
Türkiye'deki yerel düzenlemelere uyum sağlarken global standartları ve etiği nasıl koruyorsunuz?
Dinamik, öğrenme iştahını kaybetmeyen, merak duygusunu yitirmeyen ve çağın ötesinde çözümler sunmak için çalışan bir ekibiz. Bu sebeple bilimsel ve teknolojik yetkinliklerimiz sürekli olarak gelişmeye devam ederken global standartları yakalayarak bulunduğumuz sektörde fark yaratmaya gayret gösteriyoruz.
Daiichi Sankyo Türkiye olarak tüm faaliyetlerimizde ilgili yasalara, yönetmeliklere ve kılavuzlara uyum sağlıyor ve kurumsal davranış tüzüğümüze dayanan en yüksek etik standartları gözeterek iyi bir toplumsal bilinçle hareket ediyoruz. Kendimizi ilk günden beri iş hayatının yüksek etik standartlarına adarken aynı zamanda hem toplum hem sektör açısından çevremiz adına sorumluluklar da alıyoruz. Araştırmacı, uzman ve işveren kimliklerimizi öne çıkararak paydaşlarımızla güvene dayalı ilişkiler kuruyor, öncelikli olarak odağımıza aldığımız hastalarımız ve toplum için pozitif bir etki yaratmak istiyoruz.
İlaç ve sağlık hizmetleri bağlamında, sürdürülebilirlik ve kurumsal sorumlulukla ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Sağlığın toplumun sürdürülebilirliği kapsamındaki rolünün farkındayız. Bu doğrultuda kardiyoloji ve onkoloji alanlarında uzmanlaşarak sağlık sektöründe fark yaratmaya odaklanıyoruz. CardioXplore Sağlık Hackathon’u gibi projelerle gençleri sektör çalışmalarına dahil ediyor, sağlık hizmetlerinde yenilikçi çözümler geliştirme konusundaki taahhüdümüzü sürdürüyoruz.
Beş yıllık global iş planımızın temel hedeflerinden bir tanesi de yaptığımız tüm işlerde çevresel etkimizin azaltılması. Daiichi Sankyo olarak, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefimize ulaşmak için farklı global çevre hedefleri belirledik. Bu hedeflere yüzde 100 yeşil elektrik kullanımı ve tüm sahalarda CO2 emisyonlarımızın önemli ölçüde azaltılması da dahil. Kullandığımız araçların CO2 emisyon salınımının farkındayız. Bunun da doğa üzerinde etkisini azaltmak ve global hedefimize katkıda bulunmak için Ege Orman Vakfı’na 1221 adet fidan bağışında bulunarak bir yıllık CO2 emisyonumuza karşılık gelecek bir destek sağladık! Yine dünyadaki karbon ayak izimizi azaltmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde farklı sorumluluk aktiviteleri yapmaya devam ediyoruz. Çünkü Daiichi Sankyo Türkiye olarak çevremizi önemsiyoruz.
En iyi yetenekleri çekmek ve elde tutmak, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon için kritik öneme sahiptir. Türkiye pazarında yetenek çekme ve yetenek geliştirme yaklaşımını nasıl ele alıyorsunuz? Bu konuda karşılaştığınız zorluklar veya fırsatlardan bahsedebilir misiniz?
Pozitif çalışan deneyimini yaratmak bu bağlamda ödün vermediğimiz yaklaşımlardan biri. Ekibimize katılan kişilerin sürecin en başından itibaren, Daiichi Sankyo ile temas noktalarında en kusursuz deneyimi oluşturmak için çalışıyoruz. Hiyerarşiden bağımsız ortamlar yaratmayı önceliklendirerek şirketimizdeki yeteneklerin yenilikçi fikirlerini hayata geçirebilmeleri için alan sağlıyoruz.
Çalışanlarımız tüm süreçlerimizde bizim önceliğimiz. Çalışma koşullarından organizasyonel kültür gelişimine kadar geniş bir spektrumda işveren markamızı daha da güçlendiriyoruz. Demokratik ve katılımcı bir yönetim modeli benimsiyoruz.
Sosyal ve ekonomik dönüşümlere yol açan pandeminin getirdiği belirsizlik, bizlere bu belirsizliği yönetmeyi ve beklenmedik gelişmelere daha çok keşfederek uyum sağlamayı misyon edindirdi. Bugün artık çalışanların öğrenme kaslarının güçlendirildiği, paydaşlarımız için olduğu gibi her bir yetenek için de hiper kişiselleştirilmiş modellerden bahsedildiği bir dönemdeyiz. Daiichi Sankyo olarak bizler de bu yaklaşımla tüm çalışanlarımızın bireysel yetenek gelişim planları doğrultusunda farklılaştırılmış gelişim yolculukları boyunca onlara yol arkadaşlığı yapıyoruz.
Çalışan refahı ve katılımı, birçok sektörde giderek daha fazla önem kazanıyor ve kurumsal başarının merkezine yerleşti. Çalışanlarınızın refahını ve katılımını desteklemek için ne tür girişimler veya programlar uyguluyorsunuz?
Yöneticilerimizin ve ekiplerimizin ortak bir şekilde önceliklendirdiği “insan odaklı” yaklaşımımız çalışanlarımızın refahını ve katılımını destekleme konusunda öne çıkıyor. Bu bağlamda modern sistemler yaratmanın yanında pozitif çalışan deneyimi amaçlayan uygulamalar geliştiriyoruz. Özellikle fark yaratan yan haklar ve esenlik uygulamamız EX-TRA burada değer verdiğimiz başlıklardan biri.
EX-TRA bizim için çalışan deneyiminde iş yerinin sınırlarını aşarak sağlığı, esenliği, gelişimi ve mutluluğu kucaklayan avantajlar ve ayrıcalıklar dünyası. “Önce insan” bakış açımızla, dokunduğumuz herkesin hayatında her gün bir fark yaratmaya çalışıyoruz, çalışanlarımız ve çalışanlarımızın refahı da bunların başında geliyor. Kişiselleştirilmiş ve sürekli gelişen yan haklar, gelişim fırsatları, çalışan konforu, yeni deneyim alanları, fiziksel, mental ve ekonomik güçlendirmeler, günden güne güncellenen esenlik uygulamalarımızın kapsadığı alt başlıkları oluşturuyor.
Çalışanlarımızın katılımını sağlamak için geliştirdiğimiz projeler ve çalışmalar da esenlik uygulamalarımız gibi artmaya devam ediyor. Örneğin, geçtiğimiz dönemlerde temel davranışlarımızdan bir tanesi olan “Gelişim ve Büyüme” başlığını vurgulamak için “Learnscape” isimli bir öğrenme alanı oluşturduk. Bu bağlamda ağırladığımız farklı konuklarla farklı konuları tartıştık. Proje grupları oluşturarak çalışanlarımıza deneyim alanları sunmayı ve birbirimizden öğrenmeyi destekliyoruz.
Bu kapsamda attığımız adımların bize başarı olarak geri döndüğüne de şahit oluyoruz. İşe alım süreçlerimizin devam ettiği dönemde çalışanlarımızın işe başlangıçtaki deneyimlerini daha iyi hale getirmek için ortaya “Oryantasyon Ritüeli” projemizi çıkardık. Dijitalle ilgili yüz yüze buluşmaları bu projeyle bir araya getirme fırsatı bulduk ve bu girişimimizle Silikon Vadisi merkezli “Globee Awards - Golden Bridge Business and Innovation” ödül programında hem altın hem bronz madalyanın sahibi olduk.
Stevie Ödülleri’nde “Yeni Başlayan Çalışanların Oryantasyonundaki Başarı” kategorisinde kazandığımız gümüş ödül de bu geri dönüşlerin arasında. Aynı zamanda “Great Place to Work” sertifikamız ve bu sertifikaya ek olarak benzersiz çalışma sistemimiz, güçlü, yeniliğe açık, yaratıcı bir ekip olabilme yeteneğimizle elde ettiğimiz “Great Place to Work Innovation by All 2022” özel ödülü de bir diğer örnek.