İşletmenin uzun dönemde yaşamını devam ettirebilmek, sürdürülebilir rekabet üstünlüğü ve ortalama kar üzerinde getiri sağlayabilmek amacıyla, elindeki, üretim (doğal kaynaklar, insan kaynakları, sermaye, altyapı, hammadde ve benzeri) kaynaklarını etkili ve verimli olarak kullanılması gerekmekte. Rekabet üstünlüğünün sürdürülebilmesi ise işletmelerin değer yaratan stratejilerinin rakipler tarafından taklit edilemediği ve uygulanamadığı hallerde mümkün. Küreselleşmenin etkisiyle, iş dünyasında demografik, ekonomik ve teknolojik değişimlerin hızla yaşanmaya başlamasının sürdürülebilir rekabetin önünde engel olduğu malum. Bu değişimlerin geleneksel insan kaynakları yönetimi uygulamalarının ihtiyaçları karşılayamadığı bir noktaya getirdiğini söylemek de aslında malumun ilamı. Malum olmayan ise bu değişikliklerle başa çıkmak için ortaya çıkan yeni İK yönetim anlayışlarının başarısı.