Tüm büyük keşifler gibi; yenilikçi ürün ve iş fikirleri geliştirmek de ustalık, yaratıcılık ve işbirliği gerektirir. Rekabetin her alanda yoğun olduğu günümüzde, bir markanın sürdürülebilir başarıya ulaşmasının anahtarı inovasyondur. İnovasyon, tek başına değil, birçok disiplini ve fikri birleştirerek başarılır.
Akademi ve sanayinin birlikte çalışması, yeni bakış açıları kazanmanın ve hızlı değişimlere uyum sağlamanın en etkili yollarından biridir. Bu şekilde markalar, sadece yeni trendleri takip etmekle kalmaz, aynı zamanda bu trendleri şekillendirir ve bulundukları sektörlere yön verir.
Tam da bu tür bir sinerjinin somut örneği olan SuperFresh ve Harvard Business School'un gerçekleştirdiği işbirliğinin detaylarına hep birlikte daha yakından bakalım.
Akademi-Sanayi Sinerjisi: İlham Verici Bir Model
Son birkaç yılda Türkiye’nin dondurulmuş gıda sahnesi olağanüstü bir ivme kazandı. 2021-2023 yılları arasında yaşanan çift haneli tonaj artışı ve üç haneli ciro artışı, Türk tüketicilerin bu alana olan ilgisinin nasıl arttığını gösteriyor. Pandemi döneminden bu yana evde daha fazla zaman geçiren tüketicilerin hem pratik hem de sağlıklı olan dondurulmuş gıdalara yönelmesi büyümenin önemli sebeplerinden biriydi. Bu büyümeyi daha da hızlandırmak isteyen SuperFresh, Harvard Business School (HBS) bünyesindeki FIELD Global Immersion Project kapsamında MBA öğrencileriyle bir araya geldi.
SuperFresh’in bu projedeki amacı, pazar payını artırmak, inovasyonu desteklemek ve Türkiye’de dondurulmuş gıdaya yönelik tüketici algısını geliştirmekti. Harvard Business School MBA öğrencileri projeye başlamadan önce SuperFresh ekipleriyle iki ay boyunca uzaktan çalıştı, ardından İstanbul’a gelerek saha çalışmalarını gerçekleştirdi ve araştırmalarını derinleştirdiler. Bu süreçte, Yıldız Holding’in Strateji Ekipleri ve SuperFresh’in Pazarlama, Satış ve Ar-Ge yöneticileri ile yüz yüze görüşmeler yaptılar.
Tasarım Odaklı Düşünme Metodolojisi ile İnovasyon
HBS ekibi, projeye tasarım odaklı düşünme metodolojisiyle yaklaştı. Bu metodoloji, ‘Keşfet, Tanımla, Geliştir, Sun’ aşamalarından oluşur, bu da sürecin sistematik ve stratejik bir şekilde ilerlemesini sağlar.
Keşfet Aşaması: HBS ekibi, geniş çaplı tüketici grupları ve hedef kitle görüşmeleri gerçekleştirerek tüketici içgörülerini topladı. Perakende satış noktaları ile yapılan mülakatlar ve tüketici araştırma grupları, tüketicilerin dondurulmuş gıda ile ilgili algılarını ve beklentilerini anlamalarını sağladı.
Tanımla Aşaması: Yapılan görüşmeler sonrasında ortaya çıkan içgörüler doğrultusunda HBS ekibi, dondurulmuş gıda tüketimini artırmak ve tüketici algısını değiştirmek için stratejik hedefler belirledi. Bu süreçte, tüketicilerin kullanım bariyerlerini giderecek, pazarın ve markanın büyümesini hızlandıracak yaklaşımlar geliştirdiler. Örneğin, HBS ekibi, tüketicilerin dondurulmuş gıdaların sağlıklı ve pratik olduğunu daha iyi anlamalarını sağlayacak mağaza içi uygulamalar ve iş birliği önerileri sundu.
Geliştir Aşaması: Ekip, belirlenen hedeflere ulaşmak için 20’den fazla yenilikçi çözüm önerisi geliştirdi. Bu çözümler arasından en etkili olanlar seçildi ve tüketici görüşmeleri ve anketler yapılarak detaylı bir şekilde incelendi. Yapılan 25’in üzerinde mülakatla tüketicilerin görüşleri, beklentileri ve ihtiyaçları detaylı olarak analiz edildi. Önerilen çözümler, bu mülakatlar ve anket sonuçları ışığında daha da geliştirildi. SuperFresh ise bu süreçte Pazar dinamikleri ve teknik konular hakkında MBA öğrencilerine destek olarak çözüm önerilerinin doğruluğunu ve uygulanabilirliğini teyit etti.
Sun Aşaması: Son aşamada ekip, geliştirdikleri çözümleri Yıldız Holding ve SuperFresh üst yönetimine sundular. Bu sunumlar sırasında yöneticilerden alınan geri bildirimler doğrultusunda çözümlerin pratikte nasıl uygulanabileceği üzerine tartışmalar yapıldı ve olası iyileştirme adımları belirlendi. Proje çıktıları da markanın üretim planlamasındaki ve pazarlama stratejisindeki yerini aldı.
İnovasyon ve Sürdürülebilirlikle Gelen Pazar Liderliği
SuperFresh, pazar liderliğini inovasyon ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığına borçlu. Öyle ki, her yıl pazara ortalama 40’tan fazla yeni ürün katarak, toplam cirosunun beşte birini bu yeni ürünlerden elde ediyor. İnovasyona dayalı bu iş modeli, sürdürebilirlik odağındaki iyi uygulamalarıyla birlikte markanın değerini sürekli artırıyor ve tüketici güvenini pekiştiriyor. Örneğin, marka IQF teknolojisiyle hızlı ve verimli dondurma süreçleri uygularken, sözleşmeli tarım modeli ile sürdürülebilir ve onarıcı tarım uygulamalarını destekliyor. Ayrıca, geniş üretim kapasitesi ile sürdürülebilir bir tedarik ve üretim modeli benimsiyor. Bu yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşım da SuperFresh’i sektörde öncü konuma taşıyor.
HBS ile yapılan işbirliği, akademi-sanayi sinerjisinin nasıl inovasyona dönüşebileceğini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Bu ortaklık hem SuperFresh'e taze zihinlerden süzülen yenilikçi çözümler ve fikirler sundu, hem de HBS MBA öğrencilerine gerçek dünya senaryoları üzerinde çalışma şansı vererek onlara deneyim kazandırdı. Ancak bu projenin çıktıları bunlarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda inovatif kalmayı hedefleyen ve pazar büyümesini sürdürmeyi amaçlayan diğer firmalar için de etkileyici bir örnek teşkil etti.