Güneş doğduğu gibi ilk ışıklarıyla alarm çalmadan uyanılan sabahlardan biri. Hayatımızda önemli olan günlerde heyecandan erkenden uyanır ya insan, işte tam olarak o günlerden... Aylardır hayal ettiğim gün gelip çatmıştı ve kocaman bir şirketin önündeyim: LC Waikiki.
LC Waikiki’nin CEO’su Mustafa Küçük ile C Level araştırma ve değerlendirme alanında faaliyet gösteren Odgers Berndtson’ın düzenlediği Bir Gün CEO Programı kapsamında bir gün geçirmek için buradayım. Bir gün dediğime bakmayın, bu heyecanlı sabahın arkasında beni eğiten, geliştiren, kısacası hayatımı değiştiren 9 aylık bir süreç var aslında. Dijital dönüşüm, yeni yönetim şekilleri, insan odaklı düşünme ve daha birçok güncel konuları deneyimlediğim atölye çalışmalarına katılma ve bu atölyeleri CEO’larla birlikte deneyimleme fırsatı buldum. Çok şanslıydım ki programın sonunda finalist olmaya hak kazanan 22 öğrenciden biri oldum ve LC Waikiki CEO’su Sayın Mustafa Küçük ile eşleştim. İşte şimdi benim için hep beklediğim o büyük gün gelmişti: İş hayatına dair merak ettiklerimi bir de CEO’nun gözünden görecektim.
Mustafa Küçük, beni güler yüzlülüğü ve güne hazır enerjisiyle karşıladı. İlk olarak IT ve dijital dönüşüm toplantısıyla güne başladık. Bu toplantıda bir kez daha bir şirketin en önemli kaynağının insan olduğuna değindik. Şirketin CDO’su Şerafettin Özer bize şirkette yeni kullanılacak teknolojileri tanıttı. Bu teknolojileri tüm ekiplere öğretmenin önemine dikkat çekti ve ancak o zaman istenilen verime ulaşılabileceğinin önemini anlattı.
LC Waikiki’de ‘Cross Functional Tribe Structure’ denilen bir yapı uygulanıyor. Bu, ekipteki kişilerin zaman içinde değişerek farklı problemleri deneyimleyip çözmesi anlamına geliyor. Böylelikle bir kişi aylarca lojistik problemiyle uğraşmıyor. Çalışanların kişisel gelişimi de ön planda tutuluyor.
Bir Gün CEO programı boyunca insan odaklı düşünmenin önemini konuşmuştuk ve bugün tam olarak LC Waikiki’de bunu gördüm. Çalışanların her biri Mustafa Bey için çok önemli!
LC Waikiki’nin ne kadar büyük bir yapı olduğunu da bütçe onay toplantısında gördüm. İçinde çocuk, kadın, erkek, ev gibi farklı kategorilerin olmasının yanı sıra hem yurt içi hem de yurt dışı operasyonları var. Toplantının beni en çok etkileyen kısmı ise Mustafa Bey’in liderliğiydi. Mustafa Bey her bir ekibi dinledi ve motive etti. Şirketi, tüm çalışanlarıyla bir takım olarak gördüğü Her cümlesindeki ‘biz’ ifadesinden de anlaşılıyordu. Liderlik sizin için nedir, diye sorarlar ya hep. Ben de en önden giden kişi değil, en arkadan gelip önündekileri destekleyen kişilerden olmak istediğimi söylerdim. Bugün bu cevabımın somut bir örneğini görmüş olmaktan büyük heyecan duydum.
Aynı gün “Aylık Yalın Gelişim Toplantısı” adında başka bir toplantıya daha katıldık. Bu sefer de Yalın Gelişim Mentörleriyle bir aradaydık. Şirkettekiler mağazadakilere mentörlük ediyorlarmış. Toplantıda bu konuyu müşterilerin gözünden değerlendirdik. Fark ettim ki toplantıların adı, katılan ekipler, konular değişiyordu fakat Mustafa Bey’in amacı hep aynıydı: Daha iyisini nasıl yapabiliriz?
Şirketin ana hedefi, LC Waikiki’nin 2023 yılı sonuna kadar Avrupa’nın en başarılı 3 moda perakendecisinden biri olmasıydı. Şirketteki herkesin dilinden düşmüyordu bu hedef; herkes bu ortak hedefe kilitlenmişti. Tüm ekipler tarafından öylesine benimsemişti ki şirkete ilk girdiğim andan itibaren benim de aklımdan bu hedef çıkmadı.
Daha sonra Kadın Grubu Modest Strateji toplantısına katıldık. Ekipler Sırbistan’da ve Romanya’da yeni koleksiyonlar denemek istiyorlardı. Bunun yanı sıra Türkiye’de müşteriyi yakından gözlemlemişler ve yeni tasarım fikirleriyle gelmişlerdi. Ekiplerin heyecanı o kadar büyüktü ki tüm fikirlerini ayakta dinledik. Mustafa Bey’in tüm fikirlere cevabı ise ‘deneyin’ oldu. Anladım ki gerekli çalışmalar zaten yapılıyordu, geriye kalan “cesaret vermek”ti ve liderlik gerektiriyordu.
Benim için bu eşsiz günün ardından aklımda kalan en büyük soru ‘Nasıl daha iyi yapabiliriz?’ oldu. Bu bakış açısı artık benim de hayat tarzım olacak. Bugünün sonunda gördüm ki bir şirketi yönetmek en iyiyi bilmek demek değil, her zaman daha iyisinin olacağını bilmek...