Sürdürülebilirlik çalışmalarını “iş yerinde demokrasi” ilkesiyle ele alan Boyner Grup, söz konusu yaklaşımı yalnızca kurum içinde değil, değer zincirinin tamamında uyguluyor. Pandemi döneminin başında faaliyete geçirdiği Boyner Express’te cinsiyet eşitliğini odağa alarak yüzde 60 kadın istihdamı sağlayan grubun sürdürülebilirlik çalışmalarını, icra kurulu üyesi ve strateji ve iş geliştirme başkan yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu ile konuştuk.
Boyner Grup olarak pandemi dönemini nasıl geçirdiniz? İşinizi pandemi koşullarına uyarlarken nasıl bir strateji izlediniz?
Kabul etmek gerekir ki pandeminin ilk günleri tüm dünyada ve tüm kurumlarda olduğu gibi bizim için de belirsizliklerle dolu bir süreçti. Ancak iş süreçlerimizi çok hızlı düzenlemeyi, pandemi koşullarına uyumlanmayı başarabildik. Bu başarının arkasında elbette uzun zamandır dijital altyapımıza yaptığımız yatırımlar var.
İş süreçlerimizi planlarken önceliğimizde çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve tedarikçilerimizin sağlığını korumak vardı. Bu doğrultuda birçok farklı kuruluş gibi biz de hibrit bir çalışma modeli belirledik. Merkez ofisimizde gruplara ayrılarak ofis içindeki sirkülasyonu azalttık. Tüm offline eğitimlerimizi online platformlara taşıdık. Online mağaza ziyaretleri yaptık, birçok Webinar düzenledik.
Yeni ihtiyaçlarımızı karşılayacak yepyeni projeleri de hayata geçirdik. Mesela Boyner IQ bu süreçte hayatımıza giren projelerden biri oldu. Müşteriyi odağımıza alarak teknoloji ekiplerimizin önderliğinde bir dönüşüm başlattığımız Boyner IQ ile 40 yıllık deneyim ve tecrübemizi dijitalleştirerek geleceğe taşımayı hedefliyoruz. Boyner IQ, geliştirdiği çözümlerle perakende sektörünü dönüştürecek, yeniliklerin merkezi olacak ve içinden pek çok yeni liderin yetişeceği bir inovasyon ve teknoloji okulu olacak diyebilirim.
Elbette bu dönüşümün büyük bir parçasını da mağazalarımızda aldığımız pandemi önlemleri oluşturdu. Boyner Grup olarak sahiplendiğimiz koşulsuz müşteri mutluluğu aslında kurum içinden yani çalışanlarımızdan başlayan bir kavram.
Koşulsuz müşteri mutluluğu vizyonumuzla temassız mağazacılık konseptini başlattık. Mağazalarımızda aynı anda ağırladığımız müşteri sayımızı 20 ile sınırlandırdık; kabin dezenfeksiyon çalışmalarımızı çok sıkı takip ettik. Kasada müşterilerimizi temassız ödemeye yönlendirdik, teması azaltmak için faturaları SMS ile müşterilerimize ulaştırdık. Ayrıca boyner.com.tr üzerinden yapılan alışverişlerde arabaya servis hizmetini hayata geçirdik. Siparişlerini mağazaya girmeden teslim almak isteyenler bu seçeneğe tıklayarak paketlerini otopark alanında, araçlarından inmeden teslim alabildiler. Ayrıca Boyner Express isimli hızlı ve yenilikçi kapıya teslimat hizmetini de müşterilerimizle buluşturduk.
Sürdürülebilirlik çalışmalarının bir “demokrasi” meselesi olduğuna özellikle vurgu yapıyorsunuz. Buradaki bakışınızı detaylandırır mısınız?
Boyner Grup olarak sürdürülebilirliğin temelinin şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu bakış açısıyla kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik eksenindeki faaliyetlerimizi; toplumsal etki, çevresel etki, işyerinde demokrasi ve değer zincirimiz ana başlıkları altında yürütüyoruz. Çalışan hakları dediğimiz kavramı çok daha kapsamlı bir çerçeveden ele alıyor, insan haklarının çalışma ortamlarında ve tedarikçilerde tesis edilmesini iş yerinde demokrasi ilkesi kapsamında değerlendiriyoruz. Bu bakışla insan onuruna yakışan iş ve iş ortamlarını tanımlıyor ve uyguluyoruz. Eşitlik ilkesinin tüm çalışanlarımıza adalet getirmesini önemsiyor ve bunu sağlamak için gerekli mekanizmaları titizlikle hayata geçiriyoruz.
Sürdürülebilirliği tüm değer zincirimizde yaygınlaştırmayı önemsiyoruz. 2013 yılından bu yana tedarik zincirimizde farkındalık yaratan eğitimlerin yanı sıra danışmanlık hizmeti, denetim faaliyeti ve düzenleyici aksiyon planları ile sürdürülebilirlik alanındaki etkimizi yaygınlaştırıyoruz. Kurumsal ve sosyal sorumluluk sahibi bir şirket olarak çalışanlarımızdan tedarikçilerimize, müşterilerimizden çevreye kadar her alanda etik, adil ve şeffaf olabilmeye önem veriyor, içerisinde bulunduğumuz toplum ve yaşadığımız dünyaya katkı sağlamak için çalışıyoruz.
Söz konusu yaklaşımınız insan kaynakları, tedarikçi ve müşteri ilişkileri politikalarınızda da geçerli mi? Bu alanlara nasıl yansıyor?
Elbette, iç ve dış olmak üzere tüm tedarikçilerimizin ve paydaşlarımızı bu çemberin içinde tutuyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız, insan kaynakları politikalarımız, tedarikçi ilişkilerimiz, müşteri iletişimimizi ve sunduğumuz hizmetin tamamını bu anlayışla şekillendiriyoruz. Uzun vadeli çevresel, sosyal ve ekonomik değer yaratma, etkin kaynak ve işletme maliyetlerinin yönetimi gibi konularda tedarikçilerimizi teşvik ediyor, gerekli eğitimlerle yanlarında yer alıyoruz.
Şirketlerimizde ürün ve hizmetlerin çevreye olumsuz etkisini azaltarak iklim değişikliği ile mücadeleye katılıyoruz. Atık ve emisyon yönetimi için düzeltici aksiyon alma taahhüdümüz doğrultusunda 2013 yılında şirketlerimizin merkez ofislerinde binalarda enerji verimliliği sözleşmesine, yine aynı tarihte grup şirketlerinden Boyner Büyük Mağazacılık için Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin Yeşil Ofis Projesi’ne katıldık. Bu proje ve çalışmalar ışığında emisyon hesaplamalarımızı ve iyileştirme planlarımızı uyguluyoruz. Bu plan ile sadece kendi markalarımızın değil, tedarik zincirimizde yer alan üreticilerin de çevreye olumsuz etkilerini azaltmak için faaliyetler yürütüyoruz. Pandemi döneminde de tedarik zincirimizi bu anlayışla denetlemeyi sürdürdük.
Çevre ve topluma olan sorumluğumuzu önemsiyoruz. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde iş dünyasında plastik kullanımına dikkat çekmek amacıyla kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’ne katıldık. Attığımız imzayla 2023 yılına kadar plastik kullanımımızı 11,5 ton azaltarak minimum seviyeye indirmeyi taahhüt ettik. Ayrıca 2015 yılında hayata geçirdiğimiz ve KAGİDER ile ortak yürüttüğümüz “İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı” ile de Boyner Grup’ta beraber çalıştığımız tüm kadın tedarikçilerimizi eğitim düzenleyerek güçlendirmek için çalışıyoruz. Kadın tedarikçilerimizin ihtiyaçlarına göre belirlediğimiz eğitimler tamamlandığında kendilerine ayrıca morhipo.com’da yer alan “İyi İşler Dükkan”da yer alma fırsatı veriyor, satın alma departmanlarımız ile alternatif çalışma modelleri geliştiriyor, kadın girişimcilere destek veriyoruz.
Boyner Grup olarak insan kaynakları yönetim politikalarımızı, toplumsal cinsiyet eşitliği merceğinde belirliyoruz. İşe alım, aday değerlendirme süreçlerimizden başlayarak kadın çalışan oranımızı, kadın çalışanların eğitimlere katılım ve terfi oranlarını düzenli olarak ölçümlüyor, düzenli veri takibi yapıyoruz. Ortaya çıkan veriler bize atmamız gereken adımları gösteriyor ve böylelikle gerekli alanlarda hızla iyileştirme sağlıyoruz. Ayrıca Birleşmiş Milletler Kadının Güçlendirilmesi Prensiplerini (WEP’s) de takip ediyoruz. Bu ölçümlemeyi birlikte çalıştığımız tedarikçiler ve iş ortaklarımızı da bu standartları özümsemeleri için teşvik ediyoruz.
Geçtiğimiz yıl yüzde 60 kadın istihdam etme vaadiyle Boyner Express’i hayata geçirdiniz. Kadın çalışanlara destek olmak adına Maltepe Belediyesi’yle de bir proje başlattınız. Bu alanlardaki çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Boyner Grup olarak ancak kadınlar da güçlendiğinde ekonominin iyileşeceğine, kadın eğitimi arttıkça, kadın istihdamı yaygınlaştıkça ekonomik ve sosyal olarak daha çok gelişeceğimize inanıyoruz. Bu doğrultuda da topluma katkı sağlayacak projeler geliştirmeyi sürdürüyoruz. Boyner Grup Akademi ve Maltepe Belediyesi işbirliğiyle Temel Mağazacılık Eğitim Programı'nı 2020 yılında bu vizyon doğrultusunda hayata geçirdik. Kadına destek ve eğitim konularının birleştiği Temel Mağazacılık Eğitim Programı ile 18-45 yaş arası, Maltepe'de ikamet eden kadınların iş hayatına katılımlarını teşvik ettik.
Programın çerçevesini perakende sektöründe çalışmak isteyen, mağazacılıkta kariyer hedefleyen, mağazacılığa ilgi duyan kadınlara yönelik hazırladık. Eğitimin içeriğinde Dünyada ve Türkiye'de Perakende Sektörü, Koşulsuz Müşteri Mutluluğu ve Servis Standartları, Görsel Düzenleme, Omnichannel ve E-ticaret' gibi birçok konu yer aldı. Alanında uzman yöneticilerimiz ve Boyner Grup Akademi eğitmenleri tarafından verilen kadınların sosyal ve iş becerilerini geliştirecek şekilde 12 hafta olarak tasarlandı. Programın ilk sınıfından 14 kadın mezun oldu. Kadınların iş yaşamındaki düşük olan istihdam oranını yükseltmek ve sağlıklı, sürdürülebilir, kaliteli bir büyüme için olmazsa olmaz olduğuna inanıyorum. Bu projeden mezun olan kadınlar perakende sektörüne daha donanımlı adım atabilecek.
Boyner Express öncelikle İstanbul’da faaliyete geçti. Kadınları destekleyen bu çalışmalarınız İstanbul dışına da yaygınlaşacak mı?
Grup olarak 2020 yılında lojistik ve teslimat alanındaki yeni girişimimizi hayata geçirdik. İş ortağımız olan kargo şirketlerinin sunduğu hizmetleri kendi dağıtım ağımızı kurarak çeşitlendirdik. Boyner Büyük Mağazacılık bünyesinde kurduğumuz Boyner Express’in yüzde 60’ını kadın çalışanlar oluşuyor. Boyner Express, yakın zamanda Bodrum’da hizmet vermeye başlayacak. Yani bu alandaki istihdamımız da artmaya devam edecek
Şu an Boyner Grup olarak çalışanlarınızın kaçı kadın? Kadın istihdamında 2021’e yönelik hedefleriniz neler?
Boyner Grup olarak 4 grup şirketimiz, 250’den fazla mağazamız ve 6 e-ticaret sitemiz ile 8 binden fazla kişiye istihdam sağlıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve fırsat eşitliği başlıklarında önemli sosyal yatırım projeleri geliştiren Boyner Grup olarak özellikle kadın çalışan ve yönetici oranlarında Türkiye ve dünya standartlarının çok üzerinde bir kadın istihdam oranımız mevcut.
Sürdürülebilirlik Raporu’nda da paylaştığımız 2020 yılı rakamlarımıza göre Boyner Grup şirketleri ve markalarında kadın çalışan oranı yüzde 44, kadın yönetici oranı ise yüzde 39. Grup olarak insan kaynakları yönetim politikalarımızı, toplumsal cinsiyet eşitliği merceğinde belirliyoruz. Herhangi bir pozisyonda kadın çalışanlara öncelik vermek yerine kararı onların tercihine bırakarak iş sonuçları ile o pozisyona aday olmalarını teşvik ediyoruz. Grup şirketlerimizde eşit işe eşit ücret politikasını uyguluyoruz.
İşe alım, aday değerlendirme süreçlerimizden başlayarak belirli zaman aralıklarında kadın çalışan oranımızı, kadın çalışanların eğitimlere katılım ve terfi oranlarını düzenli olarak ölçümlüyoruz. Ölçümlemelerimiz sonucunda ortaya çıkan veriler kapsamında kararlar alıp hızlıca eyleme geçirerek kadın istihdam oranımızı düzenli olarak iyileştiriyoruz. 2021 yılında da kadın istihdam oranımızı bu çalışmalarımız doğrultusunda daha da arttırmayı hedefliyoruz.