Sürdürülebilirlik, günümüzde her şirketin iş modelinde ve stratejisinde yer alması gereken kritik bir etmen. Ticaret ve perakende sektörleri tüketim kültüründeki etki alanı sayesinde bu alanda attıkları adımlar ile kayda değer bir ilerleme sağlayabilir. Migros Ticaret A.Ş İcra Başkanı Özgür Tort ile geri dönüşümden gıda israfının önüne geçmeye, cinsiyet eşitliğinden dijitalleşmeye sürdürülebilirlik adına yürüttükleri çalışmaları konuştuk.
Ekosistem ekonomisi kavramını nasıl açıklarsınız? Migros, ekosistem ekonomisine nasıl katkıda bulunuyor?
Migros olarak, sürdürülebilirliği 55 bin çalışanımız, 20 bin çiftçimiz, üç bin tedarikçimizden oluşan büyük ekosistemimizin en temel yapı taşı olarak görüyoruz. Değer zincirimizdeki tüm paydaşlarımızın ihtiyaçlarını gözeterek birlikte büyümeyi hedefliyoruz. Dünyanın iş odaklı ekonomik modelden, paydaş ve gezegen odaklı ekonomiye doğru dönüşümüne paralel olarak biz de “ekosistem ekonomisi” olarak ifade ettiğimiz bu yaklaşıma Migros İyi Gelecek Planımızla cevap veriyoruz. Bu çerçevede Migros olarak birçok alanda sayısız öncü çalışmaya imza atıyoruz. Hatta bu konuda Financial Times’ın sürdürülebilirlik platformunda, ekosistem ekonomisi yaklaşımımız, çiftçilerle ve kadın kooperatifleri ile yaptığımız iş birliği, biyoçeşitliliğe sunduğumuz katkı ve gıda israfıyla mücadele çalışmalarımızla global anlamda örnek gösterildik.
Sürdürülebilirlik konusunda kendinizi geliştirmek için planladığınız projelerden bahsedebilir misiniz?
Bu yıl sürdürülebilirlik raporumuzu, gıda perakende sektöründe bir ilk olarak Entegre Raporu formatında hazırladık. Bu rapor ‘geleceğe yazılmış bir mektup’tur. BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde sekiz yıl üst üste yer alan tek perakendeci olduk. CDP’de üç kez İklim Liderleri, bir kez Su Liderleri arasında yer aldık. Saygın araştırma raporlarında Migros sürdürülebilirlik alanında Türkiye’nin ilk 10 firması arasında yer alıyor. Her yıl daha zorlayıcı hedeflere koşuyoruz. Hepimiz şu anda bile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini yaşıyoruz. Bu yüzyılda bilime dayalı hedeflerle küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlamak dünyamız için önemli. Biz de karbon ayak izimizi azaltma hedefimizde çıtayı yükselttik. 2030 yılına kadar 2020’ye kıyasla, Kapsam 1 (gaz kaçağı kaynaklı) ve Kapsam 2 (elektrik tüketimi kaynaklı) karbon salımımızı mutlak olarak yüzde 42 azaltmayı hedefledik. Karbon net sıfır hedefi yolunda somut adımlarla ilerliyoruz. Bilime dayalı bu hedef için patenti Migros’a ait olan sulu soğutma sistemi ile gaz kullanımının azaltılması ve elektrik tasarrufu sağlayacak uygulamaları yaygınlaştıracağız. 2030 yılına kadar satış metrekaremiz başına su tüketimimizi yüzde 10 azaltmayı hedefliyoruz
Müşterileri geri dönüştürülebilir, doğa dostu ürünleri tercih etmeye teşvik edecek stratejileriniz nelerdir?
Migros olarak yaptığımız tüm çalışmalarda paydaşlarımızın, müşterilerimizin bizimle birlikte yürümesi etkiyi de artırıyor. Tüm ekosistemimizin “net pozitif etki” yaratması hedefiyle projelerimizi tasarlıyoruz. Plastik atıklarla mücadele kapsamında 2023 yılına kadar 500 tona yakın plastik kullanımını önleme taahhüdümüz kapsamında yapılan süreç iyileştirmeleri ve iş birlikleriyle ilk yılda 247 ton plastik atığın önüne geçtik. Poşetsiz Alışveriş Hareketini başlattık. Özgün markalı ürünlerimizin ambalajlarını analiz ederek içerik ve geri dönüşüm oranlarını iyileştirmek önerilerimizi tedarikçilerimizle paylaştık. Migros markalı bulaşık deterjanlarının ambalajlarında yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş pet kullanımına başladık.
Gıda israfının önüne geçmek için ne gibi önlemler alıyorsunuz?
Gıda atıklarının azaltılması için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, 2030 yılına kadar gıda imha oranlarını yüzde 50 indirmeyi hedefliyoruz. Operasyonel iyileştirmeler, otomatik sipariş sistemi, gıda ömrünü uzatan inovatif paketleme sistemleri, tüketici bilinçlendirme çalışmaları, organik atıklardan enerji elde etme ve gıda bağışı gibi uygulamalar ile gıda imha oranlarımızda yalnızca üç yılda yüzde 22’lik bir azalma sağlayarak hedefimizi neredeyse yarıladık. Aynı zamanda 50 milyon öğünlük gıdayı tüketime kazandırdık. Dünya Kaynakları Enstitüsü tarafından başlatılan “10x20x30” girişimine 23 gönüllü tedarikçimiz ile birlikte katılan ilk Türk perakende şirketi olduk.
Şirket olarak, cinsiyet ve fırsat eşitliği yaratmak ve bu eşitliği korumak adına neler yapıyorsunuz?
Migros çatısı altında görev alan tüm çalışma arkadaşlarım, Migros’un sektöründe farklılaşmasını sağlayan, ilerlememizde kilit role sahip olan en büyük gücümüzdür. Toplumun her kesiminde olduğu gibi şirketimiz içinde de toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen adımlarımızı sürdürdük. Yöneticilerde kadın oranını artırma hedefimizi yüzde 35 olarak yukarı yönlü güncelledik. Nihai hedefimiz ise her mağazamızda en az 1 kadın yöneticimizin olması.
Bugüne kadar binlerce kadına sertifikalı eğitimler veren Aile Kulüplerimizi fiziki eğitimler kısıtlandığında da devam edebilmesi için sosyal medya ve dijital kanallarımıza taşıdık. 2021 yılında Aile Kulüplerimiz ile Migros Perakende Akademisi’nin güçlerini birleştirerek Migros Kadın Akademisi’ni kurduk ve üç yıl içerisinde bir milyon kadına eğitim vermeyi hedefledik. Ayrıca, Kadın Kooperatiflerine özel eğitimler veriyor, yükselen standartlarındaki ürünlerine mağazalarımızda geniş yer veriyoruz.
“Havza bazlı üretim” modelinden bahsedebilir misiniz? Bu üretim modelinin avantajları nelerdir?
Tarımsal üretimin gelişmesi için temel ürünlerde uzmanlaşmış Tarım Ortak Girişimleri’nin oluşturulmasını öneriyoruz. Bu sistemle kayıtlı modern tarımın artırılması sonucu çiftçilerin finansal olarak güçlendirilmesi ve doğru planlama ile havza bazlı üretimin desteklenmesi sağlanabilir. Çiftçilerimizle Türkiye’nin tarım haritasını birlikte çıkararak doğru zamanda, doğru ürünün, iyi fiyatla tüketiciye ulaşmasını sağlıyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri ile çalışarak, küçük üretici ve çiftçilerimizin pazarda yer bulmasını destekliyoruz. Bununla birlikte, ülkemizdeki tarım uygulamalarından, sürdürülebilir üretim yöntemlerini ve izlenebilirliği yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleştirilen en büyük adımlardan olan İyi Tarım Uygulamalarının (İTU) ilk günden beri tam destekçisiyiz. Bugüne kadar bir milyon ton İTU’lu meyve – sebze tedarik ettik ve 2022 yılında, yıllık tedarik tonajımızı yüzde 20 artırmayı hedefledik. Rejeneratif tarım ve tarımsal ürünlerin karbon emisyonlarının azaltılması adına çalışmalara başladık. Yerelde üretilen ürünlerin öncelikli olarak yakın bölgelerdeki mağazalarımızda satışını sağlıyoruz. Ayrıca, mağazalarımızda yerel markalara geniş yer veriyoruz. Böylece, ulaşım amaçlı karbon emisyonunun da azalmasına katkı sağlıyoruz.
Perakendede dijitalleşme sürdürülebilirliğe nasıl katkı sağlar? Siz bu konuda ne çalışmalar yapıyorsunuz?
Dijitalleşme odağımız ve yenilikçi uygulamalarımızla çevresel ayak izimizi azaltırken, müşterilerimiz ve paydaşlarımızla hızlı ve şeffaf bilgi akışını sağlıyoruz. Çoklu kanal yaklaşımımız ile mağazalarımız ve online kanallarımızı birlikte büyütüyor ve her noktadan, aynı hizmet kalitesini sunuyoruz. Tedarikçilerimizle birlikte, müşterilerimize en iyi fiyatları sunarak bütçelerini ferahlatmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Müşterilerimizin online alışverişlerini daha kolaylaştırmak için Migros Sanal Market, Migros Hemen, Migros Ekstra ve en son gelişmemiz olarak Migros Yemek hizmetlerimizi aynı uygulamaya taşıdık. Macroonline ile gurme lezzetler, TazeDirekt ile de doğal lezzetleri tercih eden müşterilerimiz için ayrıcalıklı hizmet sunmayı sürdürdük. Bu alana odağımızı artırmak ve karar süreçlerimizi hızlandırmak amacıyla da online kanallarımızı ayrı bir şirket yapılanması altında birleştirdik. Ürün toplama ve teslimat süreçlerimizi hızlandırmak için ise TARO isimli, alanında bir ilk olan, insan destekli robotumuzu kullanmaya başladık ve online siparişlerde ürün toplama hızımızı beş kat artırdık. Bunun yanı sıra, temassız ödemeyi desteklemek ve müşterilerimizin hızlı, kolay, güvenli şekilde finansal işlemlerini gerçekleştirebilmelerini sağlamak için MoneyPay mobil uygulamamızı devreye aldık. Ayrıca tamamıyla Migros iştiraki olan ve Türkiye’nin ilk perakende medya firması olan Mimeda’yı hayata geçirdik. Perakende verileri ve medya kanallarını bir araya getirerek markaların tüketicilere ulaşması için fırsat sağlıyoruz.
Diğer yandan, sektörümüzde her geçen gün değişkenlik gösteren ihtiyaç ve beklentilere yenilikçi ve çevik yanıtlar sunmak ve girişimci iş birlikleri oluşturmak amacıyla Migros Up platformumuzu kurduk. Migros Up ile 50’den fazla start-up iş birimlerimizle buluştu ve dördüyle ortak inovasyon projesini başlatıp üç ay gibi kısa bir sürede tamamladık.