Döngüsel ekonomiye geçişte kapsayıcı çözüm önerileri sunmak ve bunları da sisteme adapte edebilmek oldukça önemli. Zira sistematik olarak bir döngüsel hareketin içerisine girmediğimiz müddetçe eylemlerimizin organize olması zorlaşıyor ve bu zorluk, bireylerin oluşturabileceği etkileri de azaltmış oluyor. Bu sebeple yola çıkmış olan Nivogo, dert ettiği meseleler için bu döngüye tüm hayal ortaklarını davet ediyor. Nivogo bu motivasyonda, eylemlerinin temelinin fikirlerinden oluştuğunu ifade ediyor. Onların akış açılarını kurucu ortakları Ali Cem Yücebağ ve Arnas Akbaş ile konuştuk.
Girişimler bir delilik halinden, çılgın bir hikâyeden ya da sahiden içe dert olan bir sorundan doğabiliyor. Nivogo’nun dert ettiği neydi? Bu girişimin doğduğu hikâye nereden geliyor?
Nivogo girişiminin yalnızca bizim değil, tüketim çılgınlığının farkında olan her bireyin içine dert olan bir sorundan doğduğunu söylemek yanlış olmaz. Uzun yıllar moda sektöründe kurumsal şirketlerde çalıştım ve bu süreçte dünyanın farklı yerlerinde birçok mağazayı ve onların ürünlerini depoladıkları alanları gözlemleme şansı elde ettim. Moda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin depoları çoğunlukla kullanıcıyla buluşamamış ancak tekrar hayata döndürülebilecek ürünlerle doluydu ve firmalar da bu durumdan rahatsızdı. Fakat çoğu şirket bu durumla baş edebilecek bir sisteme sahip değildi. Çözümü olan, ancak kimsenin gerekli adımı atmaya yeltenmediği bu duruma dur diyebilecek bir sistemin arayışından doğdu Nivogo. Kağıthane’de 3 kişi olarak, 400 m2’lik bir apartman dairesinde çıktığımız bu yolda, Nivogo’nun ilk adımları atıldı. 1.5 yılın sonunda, Gebze’de yer alan Türkiye’nin ilk ve en büyük yenileme merkezimizde ayda 100 bin ürünü yenileme kapasitesine ulaştık.
Nivogo; atık yönetiminde döngüselliği sağlarken hangi paydaşlarla, hangi aşamalarda çalışıyor? Bu süreçte operasyonel olarak nasıl adımlara sahipsiniz?
Türkiye’nin öncü döngüsel dönüşüm hareketi Nivogo, kullanıcılardan ve marka ortaklarından aldığı ürünleri yenileyerek ömürlerini uzatıyor ve döngüsel ekonomiye geri kazandırıyor. Bu sayede kullanıcılara daha sürdürülebilir ve sorumlu bir alışveriş deneyimi sunuyor. Sunduğumuz bu alışveriş deneyimi döngümüzün son adımı aslında, Nivogo olarak bizim döngümüz yenileme merkezimizde başlıyor. İlk aşamada marka ortaklarından ve kullanıcılardan aldığımız bu ürünleri, döngüsel iş modeline göre geliştirdiğimiz Gebze’de yer alan teknolojik altyapısıyla Türkiye’nin ilk ve en büyük Yenileme Merkezi’nde, gelen her ürünün ihtiyaçlarına özel, farklı bir ‘’NivoKod’’ vererek tekilleştiriyor, her birine benzersiz bir NivoKod tanımlanan ürünlerin döngüsel dönüşüm rotasını belirliyoruz. Böylece gelen her ürünün önce yenileme ihtiyaçları tespit ediliyor, daha sonra gerekli müdahaleler gerçekleştirilerek yenileniyor. Yenileme işlemleri tamamlanan, dezenfekte edilen ve yine kendi geliştirdiğimiz yapay zekâ temelli fiyatlandırma teknolojisi ile yeniden fiyatlandırılan ürünler paketlenerek satışlarının yapılacağı noktalara transfer ediliyor.
Bu şekilde Nivogo; döngüsel iş modeline uygun geliştirdiği teknolojik altyapısıyla ve yenileme istasyonları ile; ürünlerin ömürlerini uzatarak milyarlarca litre su israfının, binlerce ton karbon emisyonunun ve imha edilecek milyonlarca ürünün önüne geçmekle kalmıyor, aynı zamanda yaşamını tamamlamış kabul edilen ürünleri de döngüsel ekonomiye kazandırıyor.
Paydaşlarımıza kıyasla, yaptığımız işe inanan destekçilerimiz demek bana daha doğru geliyor. Kuruluşumuzdan bu yana Aras Bulut İynemli, Fırat İşbecer ve Önder Öztarhan liderliğinde tohum yatırımı ve yakın zamanda da Akkök Holding bünyesinde bulunan Akiş GYO’dan 10 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldık. Aldığımız yatırımlar sayesinde döngüsel iş hedeflerimizi artırıyor, sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam ediyoruz.
Döngüsel ekonomiyi ilke edinmiş bir girişim olarak var olan hızlı tüketim endüstrisinde ‘’döngü dışı’’ kabul edilen ürünlerin, yeniden döngüye dahil olabilmesi; tüketicilerde nasıl bir karşılık buluyor? Döngüye yeniden dahil olan ürünlerin fiyatlandırılması hakkında tüketicileriniz nasıl bir beklentide oluyor?
Kullanıcılarımız ile birlikte sürdürülebilir ve sorumlu alışveriş alışkanlıklarının oluşmasına öncülük etmek istediğimiz bu süreçte şimdiye kadar 500.000’i aşkın ürünü yenileyerek döngüsel ekonomiye kazandırmayı başardık. Hedefimiz, kullanıcılarımızla beraber karşılıklı olarak bu döngünün etki alanını genişletmek ve satın aldığımız ürünlerin etiket fiyatlarının arkasında çok daha büyük çevresel bir bedel olduğu konusunda farkındalık yaratmak. Fiyat etiketlerinin ardındaki çevresel maliyetin farkında olan, sürdürülebilir bir geleceğin gerekliliğine inanan, bu yolda harekete geçmek isteyen kullanıcılarımız tarafından olumlu tepkilerle karşılaştık. Hedefimiz sadece modayı döngüsel kılmak değil, aynı zamanda bir fikir ve yaşam biçimi olarak kullanıcılarımızın hayatına bu düşünceleri dahil etmelerine yardım etmek. Bu yüzden döngüsel bir alışverişi mümkün kılan, Türkiye’nin ilk döngüsel mağazası Nivogo Akasya’yı ise geçtiğimiz günlerde kullanıcılarımızla buluşturduk. Mağazamız açıldığından beri hem satılan ürünlerin durumları hem de ürünlerin fiyatlandırmaları konusunda çok pozitif yorumlar aldık. Nivogo Akasya; sadece Türkiye’nin ilk döngüsel mağazası değil, aynı zamanda döngüsel alışverişin deneyim noktası olmuş durumda. Böylece gelen kullanıcılar döngüsel dönüşüm hareketini mağazanın özel deneyim alanlarında keşfedip bu hareketinin daha da yayılması konusunda motive bir şekilde mağazadan ayrılıyorlar. Döngüsel alışveriş deneyimini Türkiye’nin 81 ilinden kullanıcılar ile buluşturmak için üzerine çalıştığımız bir projemizi de yakında duyurmayı planlıyoruz.
Markalarla partnerlikler sizin için oldukça kritik olmalı. Bu partnerlikleri geliştirirken sürdürülebilir bir bakış açısı bağlamında sizle hangi noktalarda ortak değerleri taşıyan markalarla çalışıyorsunuz? Endüstriyel olarak hızlı üretim & tüketim faaliyetlerinin olduğu markalarla da çalışırken nasıl bir ortak noktada buluşmaya gayret ediyorsunuz?
Nivogo, her şeyin lineer modele göre tasarlandığı üretim ve tüketim sisteminde döngüselliği iş modellerine entegre etme yolları ararken ortaya çıktı. Partner markalarımız bizim için döngüsel dönüşümün marka ortakları. Bu dönüşümün tek başına olmayacağına ancak birlikte hareket ettiğimizde hızlandırabileceğimize inanıyoruz. Bu minvalde, sürdürülebilir iyi bir dünya ortak hedefinde olan markalarla iş birliği yapıyor, greenwashing (yeşil aklama) için gelen iş birliği önerilerine sıcak bakmıyoruz.
Ayrıca hızlı modanın sebeplerinden bahsederken buradaki tek sorumlunun hızlı üretim yapan markalar olmadığının da altını çizmemiz gerekiyor. Alışveriş yaptığımız bir mağazaya iki kez üst üste gidince aynı ürünleri görmenin pek çok kullanıcıda bir hayal kırıklığı yarattığı aşikâr. Bu yüzden moda endüstrisi de kullanıcıların beklentilerini karşılamak amacıyla üretimlerini hızlandırmak ve sürekli yeni koleksiyonlar çıkarmak zorunda kalıyor. Biz Nivogo’da yalnızca markalar için değil, kullanıcılar için de sürdürülebilir bir moda deneyimi yaratarak döngüselliği herkes için bir alışkanlık haline getirmeyi hedefliyoruz.
Özellikle tekstil gibi oldukça fazla atığın çıktığı, üretim esnasında pek çok kaynağın kullanıldığı alanlarda da faaliyet gösteriyorsunuz. Bu zamana değin tüm ürün portföylerinizde düşündüğünüzde oluşturduğunuz çevresel ve sosyal etkiyi nasıl tanımlarsınız? Bu etkilerin ölçümlenebilmesi için nasıl bir takip mekanizmanız var?
Dünyada her yıl 100 milyar ürün üretiliyor ve bu ürünlerin yüzde 85’i atık hale geliyor. Bunun yaklaşık yüzde 25-30’u markalardan gelirken, yüzde 65-70’i ise bireysel kullanıcılardan geliyor. Bireysel kullanıcıların kullanım alışkanlıklarına baktığımızda, yapılan araştırmalara göre dolaplarındaki giysilerin yüzde 80’ini kullanmadığını görüyoruz. Bir tişört ise yalnızca 7 ila 10 kez giyildikten sonra ise çöpe atılıyor. Her geçen saniye ortalama bir çöp kamyonu dolusu tekstil ürünü çöplere bırakılıyor veya yakılarak imha ediliyor. Ayrıca moda sektöründe üretim de çevreye yüksek miktarlarda zarar veren bir süreç. Yalnızca bir tişörtün üretiminde dahi 2700 litre su tüketilirken bir senede moda endüstrisi tarafından toplamda 93 milyar metreküp, yani 2 milyon adet olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar su üretim esnasında kullanılıyor. Bütün bunlar moda endüstrisini petrolden sonra dünyamızı kirleten 2. Büyük endüstri haline getiriyor.
Nivogo olarak kurulduğumuz günden bu yana, Gebze’deki 5 bin metrekarelik Türkiye’nin ilk ve en büyük yenileme merkezinde, 500.000’i aşkın ürünü yenileyerek döngüsel ekonomiye kazandırdık. Yenilediğimiz ürünlerle, bu ürünlerin sıfırdan üretilmesi için gerekli olacak 3 milyar litrenin üzerinde suyun israfını önledik ve binlerce kilogram karbon emisyonunun önüne geçtik.
Çevresel etkimizi sayılar ve verilerle ifade etmenin yanında sosyal etki açısından Nivogo olarak amacımız insanlara farklı bir seçeneğin de olduğunu göstermek, daha yaşanılabilir bir dünya için alternatif yolların olduğunun bilincini arttırmak. Eylemlerimizin temelini, fikirlerimiz oluşturuyor. Öncüsü olduğumuz döngüsel dönüşüm bilinci ve alışveriş alışkanlıklarındaki değişimler Nivogo ile artacak ve daha yaşanabilir, sürdürülebilir bir dünya yolunda beraber yürüdüğümüz kullanıcılarımız ile etkisini arttıracak.
Yeniden döngüye dahil olabilen bir ürünün, o döngüde kalma ömrünü ne kadar süre olarak tanımlıyorsunuz? Bunu önden belirlediğiniz ve buna bağlı olarak o döngüye dahil ettiğiniz bir model söz konusu mu? Her ürün döngünün bir parçası haline gelebilir bir versiyona kavuşabilir mi?
Araştırmalara göre, bir tişört ortalama 7 kez giyildikten sonra çöpe atılıyor ve kullanılamaz hale geliyor. Kullanıcılar, dolaplarındaki ürünlerin yalnızca yüzde 20’sini kullanıyor. Moda ürünleri çoğu zaman potansiyel ömrünün çok az bir kısmında kullanıldıktan sonra atığa dönüşüyor. Bu yüzden Nivogo kıyafetlerin ömrünü uzatıp, atık hale gelmesini engellese de, öncelikle bireysel kullanımlarımızda daha sorumlu olmamız gerekiyor. Çünkü tekstil ürünlerini etiketlerinde belirtilen uygun şekillerde temizlemek ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmak ürünlerin Nivogo’ya ihtiyaç kalmadan önce de ömürlerinin uzamasını sağlıyor.
Ürünler Nivogo’ya geldiğinde ise öncelikle yenileme ihtiyaçlarına göre tanımlanıyor ve gerekli işlemlerden geçerek kullanıma hazır hale getiriyor. Ürünlerin ne seviyeye kadar yenilenebildikleri konusunda ürünlerin ilk halleri, ürün tipi, malzemesi gibi detaylar önemli rol oynuyor. Kendi formu korunarak yenilenme imkânı bulunmayan ürünler Nivogo’da asla atık haline gelmiyor. İlk olarak ileri dönüşüm ile farklı bir ürün haline gelebilecek ürünler bu şekilde değerlendirilirken son seçenek olarak bu ürünler geri dönüşüm ile materyallerine ayrılarak diğer ürünlerin yenileme işlemleri sırasında kullanılıyor. Yani her ürün ilk formu korunarak tekrar kullanıma sunulmasa dahi hiçbir şekilde atık haline gelmeden, kimi zaman farklı bir ürün olarak kimi zaman ise materyalleriyle tekrar döngüye dahil oluyor.
Nivogo olarak çok değerli, üretim & tüketim zincirini daha çevre dostu ve sürdürülebilir bir hale getiren bir iş yapıyorsunuz. Ancak bunu yalnızca Nivogo ve partnerleri olarak yapmak, uzun vadeli bir dönüşüm için yeterli olmayacak. Bu bağlamda Nivogo; daha büyük etkiler oluşturabilmek için nasıl bir geleceği arzuluyor, gelecek hedeflerinizde neler var? Kurumsal hayatın da gelecek planlarına daha döngüsel modelleri dahil edebilmesi için neler yapması gerekli?
Kurumsal hayatın da gelecek planlarına döngüsel iş modellerini dahil edebilmeleri için; Nivogo olarak, döngüsel dönüşüm marka ortağı ekosistemimizi genişletmeyi ve bu markaları da sürdürülebilirliğe teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Bu hareketi birlikte güçlendirebilirsek eğer, hem bireysel hem de kurumsal düzlemde daha sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmanın kolaylaşacağını düşünüyoruz. Burada en büyük gayemiz, Nivogo olarak hem partner markalarımız hem de kullanıcılarımız ile birlikte sürdürülebilir ve sorumlu alışveriş alışkanlıklarının oluşmasına öncülük etmek. Yakında Türkiye’nin her yanına döngüsel alışveriş deneyimini ulaştırmayı ve herkesin döngüsel dönüşüm hareketimizin bir parçası olabilmesini amaçlıyoruz. Döngüsel dönüşüm hareketimizin hem daha yaygınlaşmasını hem de daha ulaşılabilir olmasını sağlamak gelecek dönem hedeflerimiz arasında yer alıyor.
Sürdürülebilir bir dünya için çalışan bir girişim olarak bugün Nivogo’nun elinde sihirli bir değnek olsa neyi değiştirmek, dönüştürmek veya hızı ile oynamak isterdiniz?
Sihirli bir değneğimiz olsaydı eğer, insanların kullandığı ürünlere baktığında parasal maliyetlerini değil; çevresel maliyetlerini görmelerini isterdik. Daha önce de söz ettiğim gibi eylemlerimizin temelini fikirlerimiz oluşturur. Sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın ise her ne kadar doğru yönde adımlar atılmaya başlanmış olsa dahi hala etraflıca benimsenmediğini düşünüyorum. Eğer bir konu üzerinde herkes belli bir bilinç ve farkındalık düzeyinde olur ve bu konuda harekete geçmenin ne kadar önemli olduğunu fark edebilirse bu konuda attığımız adımlar ve gerçekleştirdiğimiz eylemlerimiz de hız kazanacaktır. Bu yüzden işin başı, kullanmadığımız ürünlerin çevresel maliyetlerine ve dünyamıza ne kadar yük oluşturduğunun farkına varmak. Bunu gerçekten anlayabilirsek, o zaman harekete geçmek çok daha kolay olacak.