Hayatlarımızın, yaşam tarzlarımızın, gündelik olarak sıklıkla ihtiyaç duyduğumuz birçok sektör artık büyük bir dönüşüm içinde. Özellikle son dönemlerde dijitalleşmenin önemi oldukça hissedilir bir hal aldı. Bu dijitalleşme alım ve satım işlemleri yaparken bankacılık sektörünün bizleri ne kadar etkilediğini gösterdi. Dijital bankacılığın ilerleyişi ve merkeziyetsiz dönem hakkında Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan ile konuştuk.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde dijital banka olarak adlandırılan fintech şirketlerinin ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitli alanlarda ürünler sunduğunu görüyoruz. Sizce bu durum bireyleri ve kurumları ne şekilde etkileyecek? Türkiye olarak ne konumdayız?
Fintechlerle beraber önümüzdeki dönemde finansal hizmet alanında yeni oyuncuların ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu da finans sektöründeki rekabetin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla bu durum, ürün ve hizmet kalitesinin yükselmesine olumlu bir katkı sağlayacak.
Diğer taraftan içinde bulunduğumuz dönemde yeniliğe açık olan fintech ve bankalar, halihazırda uygulama ara yüzlerini geliştirerek, pazardaki yerlerini almak için konumlanmaya başladılar. Bu gelişmelerle birlikte, başta Avrupa olmak üzere, pek çok ülkede geleneksel bankacılığı büyük ölçüde bir değişim beklediğini söyleyebiliriz. Fintechler başta olmak üzere, tüm finans kuruluşları ürün ve servislerini, yapacakları iş birliği doğrultusunda, müşterilere büyük ölçüde kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya başlayacak. Bunun ilk örneklerini şu anda Avrupa’da, Amerika’da ve pek çok ülkede gözlemlemek mümkün. Bu doğrultuda, dijital dönüşüme gerekli önemi vermeyen ve müşterilerini yeterince tanımayan kuruluşların yerine, Türkiye ve dünyada, artık yenilikçi banka ve finansal teknoloji şirketleri ön plana çıkmaya başlayacak. Yenilikçi kuruluşlar ise hem Türkiye’de hem de dünyada, rekabete ve teknolojik gelişmelere ayak uydurarak pazar payını artırmayı hedefliyor. Bu sebeple de bu şirketler, yeni ürünler geliştirmek ve mevcut ürünlerini farklılaştırmak konusunda önemli yatırımlar yapıyor. Odak noktalarında ise geleneksel bankacılığın yanında kişisel finans yönetimi ve hatta yapay zeka ile kişiselleştirilmiş finansal tavsiyeler vermek gibi konular yer alıyor.
Web 3.0 dönemi hızlıca hayatımıza girdi ve birçok sektörde değişim yarattı. Bu merkeziyetsiz semantik dönem finans sektörünü nasıl etkileyecek?
Web 3.0, dijital dönüşümün de ötesinde internetin baştan yaratılması olarak yorumlanabilir. Blockchain ve kripto paralarla olan simbiyotik ilişkisi sebebiyle bu konseptlerle birlikte somutlaşmaya başlayan Web 3.0, interneti daha kişiselleştirilmiş, gizliliği yüksek, tamamen merkezsiz ve içeriği sadece insanlar değil, aynı zamanda yapay zeka tarafından da oluşturulan bir yapı haline getirecektir. İnsanların, cihazların ve sistemlerin birbirine bağlandığı ve “metaverse” gibi kavramlarla bir araya gelerek birbirleri ile engelsiz şekilde etkileşime geçtiği bu ortam, ikinci bir gerçek dünya haline gelecek.
Web 3.0 dünyasının merkeziyetsiz yapısı, doğası gereği aracıları ortadan kaldırıyor ve yeni iş modelleri doğuruyor. Bunun ilk örneği kripto paralar diyebiliriz. Bitcoin ile başlayıp yüzlerce altcoin ile büyüyen ve başlı başına bir sektör haline gelen kripto para dünyası şimdiden finans sektörünü dönüştürdü. Yapı Kredi olarak biz de bu dünyayı yakından takip ediyoruz. İlk olarak BtcTürk ve Paribu’ya para transferi özelliğimizi müşterilerimize sunmaya başladık. Taslağı yayınlanan Kripto Para düzenlemesi ile birlikte farklı roller de üstleneceğimiz iş modelleri üzerine de çalışmaya devam ediyoruz. Öte yandan, kripto ödemeler Türkiye’de henüz regüle edilmemiş durumda. Ancak dünya bu yöne çoktan gitmeye başladı. Bu alanda da yeni düzenlemeler yapılarak kripto para ile ödeme işlemlerinin önü açılması metaverse dünyası için de kritik olacak ve finans sektöründe de dönüşüm yaratacak.
Yapı Kredi olarak biz de dijital dönüşümde öncü kimliğimizle, yeni teknolojileri müşterilerimizin ihtiyaç noktalarında, en iyi deneyimle onlara sunacak çalışmalara imza atıyoruz. Yeni teknolojileri ve trendleri daima yakından takip ediyoruz ve her zaman bir sonraki adıma kendimizi hazırlıyoruz.
Dijital 1.0 ve dijital 2.0 dönüşümünde tüm platformlarımızı ve altyapılarımızı dijital dönüşüme öncülük edecek şekilde yenilemiştik. Geldiğimiz noktada müşterilerimizin yüzde 85’i aktif dijital kullanıcı. Doğru teknolojiyi, doğru zamanda kullanarak ve müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırmayı öngörerek yaptığımız bu yatırımlar, pandemi döneminde de kullanıcılarımıza kesintisiz şekilde temassız hizmet vermemizi sağladı.
Şimdi de odağımızda web 3.0 bulunuyor. Bu yeni dünyadaki fırsatları ve ihtiyaçları değerlendiriyoruz. Hatta bu konsept altında projeler denemeye başladık. Örneğin World'ün 30'uncu yılı dolayısıyla Vadaa ile bir ilki gerçekleştirerek NFT dünyasına giriş yaptık. Böylece ilk defa bir marka karakteriyle NFT üreten ve hediye eden marka olduk. Büyük stratejimizde de web 3.0 dünyasını nasıl konumlayacağımız konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Diğer önceliğimiz de yapa zeka. Her geçen gün daha da hızlanan dijital dönüşüm ile beraber gündelik hayatımıza daha fazla girmeye başlayan öğrenen makineler ve yapay zeka trendleri de Yapı Kredi olarak stratejimizde önemli bir yere sahip. Web 3.0’da da yapay zekanın daha da kritik hale geleceğini düşünüyoruz. Bu alanda yatırımlarımıza çok önceden başlamıştık. Hem banka içi hem de müşterilerimize yönelik birçok yapay zeka projesi ile hayatları kolaylaştırmaya devam ediyoruz. Hatta şu an yapay zeka projelerimizi bir ürün olarak kullanıma açma çalışmalarımız bulunuyor.
Bununla birlikte; hızla gelişen teknolojiye ve bunun beraberinde şekillenen müşteri ihtiyaç ve taleplerine ayak uydurabilmek ve bunlardan faydalanmak isteyen kurumların her zaman o an erişilebilir olan teknoloji ve konseptlerin birkaç adım önünden gitmesi, stratejisini ve çalışma yapısını da bu doğrultuda belirlemesi gerektiği günümüzün gerçeklerinden biri. Biz de Yapı Kredi olarak bu gerçekliğin farkındayız ve adımlarımızı bu doğrultuda atıyoruz.
Twitter’ın kurucusu ve eski CEO’su Jack Dorsey’in Web 2.0 ve Web 3.0’ın bitcoin blok zinciri üzerinde oluşturulmuş bir birleşimi olarak tanımladığı Web 5.0’da bu konseptlerden biri. İşte bu sebeple üzerinde düşünmeye başladığımız konseptlerden biri de Web 5.0; birçok kişi tarafından kripto paraları ve blok zincirini kullanan Web 3.0’ın doğru amaçlara sahip olduğu; ancak daha gelişmiş araçları kullanması gerektiği değerlendiriliyor. Biz de Web 3.0 çalışmalarımız devam ederken Web 5.0’ı yakından takip etmeye başladık. Müşterilerimize en uygun zamanda en iyi çözümleri, ürün ve hizmetleri sunmak üzere bu konsepti de radarımıza aldık.
2020’de BBDK’nın yayımladığı yönetmelikle açık bankacılığın altyapısı hazırlandı ve üçüncü pati sağlayıcılar (TPP) tarafından ödemelerin yapılmasında oldukça kolaylık sağlandı bu gibi işlemlerin genelde verilere dayandığını biliyoruz. Burada paylaşılan verilerin korunmasında ve yaşanılacak riskleri en aza indirmek adına yapılan çalışmalar var mı? Bunlardan bizlere bahsedebilir misiniz?
Açık Bankacılık ve Servis Modeli Bankacılığı ile bankacılık müşterilerine uygun, katma değerli ürün ve hizmetler sunmak rekabet açısından daha kritik hale gelecek. Açık Bankacılık ile bankalar, müşteri verilerini diğer kurumlardan gelen bilgilerle eşleştirdiklerinde, müşteri beklentileri hakkında daha iyi öngörülerde bulunabiliyor ve ürünlerini buna göre geliştirebiliyor. Biz de Açık Bankacılık ile verilerin birleştirilmesi sayesinde müşterilerimizi daha iyi tanıyabileceğiz ve onlara uygun kişiselleştirilmiş teklifler sunabileceğiz. Bu sayede, ihtiyaç duydukları ürünlere ve hizmetlere daha kolay bir şekilde erişmelerini sağlayabileceğiz.
Açık Bankacılık, bankalar tarafından kayıt altına alınan, düzenli fatura ödemeleri, harcama bilgileri, kullanılan krediler gibi müşteri finansal bilgilerinin, yine müşteriler tarafından verilecek izinler doğrultusunda bilgi gizliliği ilkelerini koruyarak üçüncü parti kurumların kullanımına açılarak, müşteri yararına birçok hizmet sunulmasına imkan veriyor. Bu sayede açık bankacılık ile müşteriye fayda sağlayacak ürünler ve kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunmak mümkün olacak. Yenilik için daha geniş alan yaratan açık bankacılık ile de ürünlerde çeşitlilik fırsatı doğacak.
Açık Bankacılığın yanı sıra, BDDK tarafından yakın dönemde düzenlenen "Servis Modeli Bankacılığı" üzerine de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Servis modeli bankacılığının finansal ekosisteme yeni ve inovatif servisler kazandıracağına, kullanıcıların finansal servislere ihtiyaç duydukları noktada erişebilmelerine olanak sağlayacağına inanıyoruz.
Yapı Kredi olarak API'larımızı sektördeki yeni oyunculara açmayı hedefliyoruz. API'larımızı finans teknolojisi, gayrimenkul teknolojisi, sigorta teknolojisi, e-ticaret, teknoloji devleri ve sosyal-ticaret iş modellerinin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlıyoruz.
Öncelikli hedefimiz yalnızca teknoloji dünyasını takip eden ve ondan fayda sağlayan bir banka olmak değil; teknoloji üreten ve özellikle de finansal teknolojilere yön veren bir kurum olmak. Yapımızı ve stratejilerimizi, süreçlerimizi ve düşünce yapılarımızı bu doğrultuda şekillendirmeye devam ediyoruz. Hem Türkiye hem de Avrupa, Amerika ve Asya'daki girişimleri yakından takip ediyoruz. Müşterilerimize katma değerli ürün ve hizmet sunacağını düşündüğümüz girişimlerle iş birliği yapmak için görüşmelerimizi sürdürüyoruz ve fırsatları değerlendiriyoruz.
Fintech’lerin bankalar ile yaptığı iş birliği neden önemli bir hale geldi? Bu gibi iş birlikleri müşteri kazanımına nasıl bir katkı sağlayacak?
Fintechler, değişen müşteri beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmetler ortaya çıkmasına katkı sağlayarak finans sektörüne dinamizm ve değer katıyor. Ödeme sistemlerinden yatırım danışmanlığına, bütçe planlamadan, biyometrik veriye ve güvenliğe kadar birçok farklı alandaki girişimler, finans sektörünü ileri taşıyor. Yapı Kredi olarak biz de fintechleri önemli iş ortaklarımız olarak görüyoruz.
Bankalar ile fintechlerin kuracağı iş birliklerinin devam edeceğine inanıyoruz ve bu iş birliklerini önemli buluyoruz. Finansal sistemlerde bir kurumun güçlü bilançosu ile riski sahiplenmesine ihtiyaç duyuluyor ve bu konuda da bankalar oldukça kuvvetli. Dolayısıyla banka dijital servis ara yüzlerine duyulan ihtiyaç, önemli bir mesele olmaya devam edecek.
Bununla birlikte inovasyon süreçlerimizi sadece Yapı Kredi çatısı altında değil, müşterilerimize fayda sağlayabilecek her yerde devam ettiriyoruz. Bu doğrultuda, üçüncü partilerle iş birlikleri ve ortaklıklar yapıyor, teknoloji ve inovasyon ekosistemindeki fırsatları hem bankamıza, hem de müşterilerimize maksimum fayda sağlayacak şekilde ve doğru zamanda sunuyoruz.
Yapı Kredi olarak bu doğrultuda dijital kanallar üzerinden oluşturacağımız yeni iş alanlarını yürütmek üzere bankamız bünyesinde yeni bir şirket kurduk ve Yapı Kredi Finansal Teknolojiler A.Ş.’yi bu vizyonla hayata geçirdik.
Teknolojiyi müşterilerimizin bankacılık hizmetlerine erişimlerini ve hayatlarını kolaylaştıracak şekilde uygulamak çok önem verdiğimiz bir nokta. Dijital yatırımlarımızın ve ürettiğimiz yenilikçi fikirlerin ötesinde, artık aynı bir teknoloji şirketi gibi bu fikirleri inovasyona dönüştürdüğümüzü söyleyebiliriz. Yapı Kredi olarak önümüzdeki dönemde de dijital bankacılık alanında öncü konumumuzu sürdürerek, yeni teknolojileri en kullanışlı ve güncel halleriyle müşterilerimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz.
Sürdürülebilirlik artık bizler için her geçen bir gün daha önemli hale geliyor. Bankacılık sektöründe oluşan bu dijitalleşmenin sürdürülebilirlik açısından ne gibi avantajları olacak?
Dijitalleşme, sağladığı konforun yanı sıra doğa dostu uygulamaların da önünü açarak sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlıyor. Pandemi döneminde, tüm sektörler için öncü olan bir karara imza atarak hayata geçirdiğimiz, verimlilik temeline dayanan Yalın Çalışma modelini planlayıp hayata geçirdiğimizden bu yana sürdürülebilirlik açısından dünyamıza pek çok fayda sağladık.
Diğer yandan dijital bankacılık alanındaki öncü yaklaşımlarımızla, bireysel ve kurumsal 800’den fazla işlemin yer aldığı pek çok süreci dijital ortama taşıyarak çevresel etkimizi azalttık. Aynı şekilde Yapı Kredi Mobil’deki “Panik Yok Butonu” hizmetiyle, olası bir çalıntı veya kartın kaybolması anında müşterilerin kartları geçici olarak iptal edilerek yeni kart basımının önüne geçiliyor. Böylece, yüz binlerce adedi bulan gereksiz kart kapatma işlemlerini durdurarak ilave karbon salımını da önlemiş oluyoruz.
Uzaktan müşteri ediniminin sektörde öncülüğünü yaparak hayata geçirdiğimiz Görüntülü İşlem Asistanları hizmetimiz sayesinde kullanıcılar çok daha hızlı ve kolay bir şekilde Yapı Kredi müşterisi olabiliyor. Bu durum, müşterilerimiz için büyük bir konfor sağlarken kağıt israfının da önüne geçerek sürdürülebilir bir dünya için önemli bir katkı sağlıyor.
Ayrıca müşterilerimizle yaptığımız tüm sözleşmelerin yüzde 79’unda dijital onayla ilerleniyor. Bu uygulamaya başladığımız 2019 yılından itibaren, müşteri sayımızdaki artışa karşın, 630 milyon sayfadan fazla kağıt tasarrufu sağladık.
Önümüzdeki dönemde de topluma ve doğaya dost, sürdürülebilir bir gelecek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Dijital ayak izinin neden olduğu karbon salımının da farkında olarak, bu konuda da kapsamlı bir şekilde çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz.