Zeynep Bodur Okyay

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su

“Disiplinlerarası Paylaşımlara İmkan Veren Bir Üretim ve Buluşma Noktası İnşa Ettik”

23 Şubat 2022, Çarşamba

Kale Grubu’nun yeni bir öğrenme alanı olarak inşa ettiği Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, ‘’İyi Bak Dünya’’ felsefesiyle pek çok grubu bir araya getiren bir kolektif hareket gibi. Bu röportajda bu hareketin yapı taşlarına, amacına ve öyküsüne indik. Dünyasına iyi bakanların, birlikte değer üretebileceği sekiz katlı bir üretim, keşif ve öğrenme alanı olan KTSM; kentin, var olan sistemlerin dönüşümüne şahitlik etmek ve birlikte harekete geçmek üzere sizleri bekliyor.

Bu hareketin lideri olduğuna ama bu hareketin bir lider hareketi olmadığına değinen Kale Grubu Başkanı ve CEO’su değerli Zeynep Bodur Okyay’ın ifadeleri ile Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’ni tanıyalım…

‘’Disiplinlerarası paylaşımlara imkan veren üretim ve buluşma noktası’’ hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin öyküsünden bahseder misiniz?

2019 yılının 24 Temmuz’unda, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) olarak kapılarını açan binanın, Kale Grubu açısından çok önemli bir yeri ve değeri var. Burası, Grubumuzun İstanbul’daki ilk şirket genel merkezi.  Dolayısıyla aslında bu bina, Grubumuzun ilk filizlerini verdiği; ayaklarının üzerinde yükselmeye başladığı; İstanbul’la, büyük iş dünyasıyla, geniş anlamda Türkiye ile ilk kez buluştuğu bir mekân ve bizim için de son derece değerli. Evimiz olan binayı muhafaza etmeye, muhafaza ederken de dönüştürme niyetiyle yola çıktık.

1986 yılına kadar şirket merkezi olarak kullanılan bu bina, her zaman kültür-sanat ile yakından ilişkili oldu. Örneğin; daha önceki yıllarda giriş katı galeri olarak tasarlandı. Bir yandan üretilen ürünler sergilenirken aynı zamanda seramik sanatçılarına da her zaman kapısı açıktı.

Biz, mekanları yaşatmaya, yaşamaya öncelik veren bir Grubuz. Buradan hareketle bu binanın gerçek anlamda bir tasarım ve sanat merkezine dönüştürülmesini arzu ettik ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın da kıymetli desteğiyle KTSM hayata geçti.

Entelektüel derinliğe ve birikime sahip fikirleri buluşturan önemli bir cazibe merkezi olmasını amaçladığımız KTSM’nin her bir katı, farklı bir üretim ve öğrenme alanını içerecek şekilde tasarlandı. Bodrum katında bir seramik fırınının da bulunduğu seramik üretim alanı; giriş katında atölyelerin çıktılarının da paylaşıldığı bir sergi alanı; birinci katta konuşma ve sunumlar ile grup çalışmalarına imkan veren bir ortak alan; ikinci katta tasarım ve sanat ağırlıklı 1.500 kitaptan oluşan bir kütüphane ve son olarak üçüncü katta, herkesin kullanımına açık bir üç boyutlu yazıcı ile farklı maket ve üretim malzemelerinin bulunduğu bir atölye yer alıyor.

Altınca katta yer alan Kale Hafıza Karaköy köklenmeyi simgeliyor. Burası, Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur’un anılarına ve kişisel eşyalarına ev sahipliği yapıyor. Kale Grubu’nun tarihi ve kültürel geçmişiyle eş zamanlı olarak, ülkenin ve şehrin tarihi hakkında da bilgi veren özel bir deneyim alanı ve hafıza mekanı sunuyor. 7. Kat ‘’İyi Bak Dünyana’’ katı. Adı üzerinde dünyasına iyi bakanların yaratıcı paslaşmalarına, sahici ve samimi diyaloglarına imkan sağlayan bir açık alan.

KTSM içerisinde benim de son derece beğendiğim ve bulunmaktan keyif aldığım ‘Roots Studio Cafe’ adında özel bir alan var. Burası, daha iyi bir dünya için sürdürülebilir bir yaklaşım benimseyen ve atıksız mutfak prensibiyle hareket ederken yerel üreticiyi, el emeğini ve kadın istihdamını destekleyen bir kafe. Nefis bir Haliç manzarası var. Önümüzdeki dönemde burada, başta yemek tasarımı olmak üzere pek çok konuda zihin açıcı uzun masa sohbetleri ve tematik atölyeler gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Kale Tasarım ve Sanat Merkezi toprakla bağ kurmayı, köklenmeyi ve öze dönüşü önemseyen bir perspektifle kurulmuş. Bir yandan da mekanların hafızalarına ve mekanlara yeni anlamlar katmaya oldukça önem veriyorsunuz. KTSM bulunduğu ortama ne gibi anlamlar katmayı hedefliyor?

Karaköy, zengin tarihi, kültürü, İstanbul ve Anadolu ticaret hayatının merkezindeki konumu, canlı kent yaşamıyla çok büyük kültür-sanat ve yaratıcı endüstri birikimi olan bir semt. Hepimizin mutlulukla tanık olduğu üzere son yıllarda Karaköy’de önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Eski İstanbul’un öne çıkan sanat merkezlerinden biri olan semtte, yeni kafeleri, renkli vitrinleri, bakmaya doyamadığınız sokak resimleri, tasarım dükkanları ve galerileriyle yeniden bir sanat ortamı canlanıyor. Karaköy, adeta eğlence ve kültür-sanat merkezine dönüşüyor. Biz de KTSM ile bu heyecan verici dönüşümün bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Mekanları yaşatmayı ve onlara yeni anlamlar katmayı önemsiyoruz. KTSM’de sanattan tasarıma, gastronomiden mimariye farklı entelektüel derinliğe ve birikime sahip fikirleri bir araya getiriyoruz. Yenilikçi, yaratıcı ve yerel fikirlerin oluşmasına ilham ve cesaret vermek istiyoruz.

Sanat ve tasarım, bizim için topluma dokunma fırsatı bulduğumuz çok özel alanlardan biri. Dünyanın sanat ve tasarımla daha iyi bir yer olacağına inanıyoruz. KTSM’nin, disiplinlerarası paylaşımlara imkân veren üretim ve buluşma platformu olmasını amaçlıyoruz.

Kale Tasarım ve Sanat Merkezi de Kale’nin ‘’İyi Bak Dünyana’’ hareketinin bir parçası. ‘’İyi Bak Dünyana’’ hareketi nasıl doğdu ve sizler için ne anlam ifade ediyor?

Küresel sorunların büyüklüğü karşısında artık kaybedecek bir dakikamız bile kalmadı. Gerek toplum gerekse birey olarak daha fazla geç kalmadan hemen harekete geçmek zorundayız. Üstelik hiç kimsenin kahramanlığa soyunması da gerekmiyor. Küçük değişimler bir araya gelerek büyük bir dönüşüm sağlayabilir. Biz buna inandık ve ‘İyi Bak Dünyana’ hareketini de bu inançla hayata geçirdik.

Şuradan yola çıktık: Salgın süresince yaşam alanlarımız çok daraldı. Evimiz, adeta tüm dünyamız oldu. Aslında pandemiden öncesine uzanan, ancak pandemiyle birlikte iyice su yüzüne çıkan sorunlar, bizi yaşamımıza gerçekten ‘anlam’ katan her şeyi tekrar düşünmeye zorladı. Evimiz bizim dünyamız olduğu gibi, dünyanın da bizim evimiz olduğunu daha net fark ettik. Sadece evimize iyi bakmanın yetmediğini, yaptığımız her seçimle dünyaya da iyi bakmamız gerektiğini daha iyi anladık ve ‘İyi Bak Dünyana’ hareketini başlattık. “Biz yapmazsak, kim yapacak?” sorusunun en kıymetli ve geçerli soru olduğu fikriyle harekete geçtik. Bu hareketle kendi dünyalarımızda başlatacağımız küçük değişimlerin birleşerek, geleceği şekillendiren, dünyayı iyileştiren anlamlı bir dönüşüm haline geleceğine inanıyoruz.

Kale Grubu’nun mayasında süreklilik ve tutarlılık arz eden insan odaklılık ve sosyal fayda/ortak değer yaratma anlayışı var. Her zaman pozitif etki yaratan döngüsel projelere yatırım yapmaya öncelik ve değer veririz. İyi Bak Dünyana hareketi de bugünkü ve gelecek nesiller için sürdürülebilir yaşamı hedeflediğimiz böyle bir yatırım…

Ben sadece eleştiren değil, sahada mücadele eden olmak gerektiğine inanıyorum. Bu hareketin lideri benim. Ama bu kesinlikle bir lider hareketi değil! Kale Grubu’nun ve KTSM’nin kapısından içeri giren herkesin yürekten benimsediği ve gereğini yerine getirmeye çalıştığı bir seferberlik.

Kale Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Zeynep Özler’e ise KTSM’de ‘’İyi Bak Dünyana’’ hareketi kapsamında ne gibi projeler yer alıdığını sorduk.

KTSM, ‘İyi Bak Dünyana’ hareketiyle daha sürdürülebilir bir dünya için sosyal fayda yaratan fikirlerin savunuculuğunu yapıyor. Biz geleneksel iş kolumuzdan da aldığımız ilhamla toprakla bağ kurmayı, köklenmeyi ve öze dönüşü önemseyen bir Grubuz. Buradan yola çıkarak KTSM de “Evin senin dünyan, dünya senin evin” bilinciyle herkesi bir amaç uğruna etki yaratmak için harekete çağırıyor.

Dünyamızın içinde bulunduğu sorunlar yumağından çıkış için yaratıcı endüstrilerin yol gösterici olabileceği inancıyla KTSM, bugüne kadar ‘Artakalan’, ‘Solar: Güneşe Dair’ ve ‘Atığın İhtimalleri: Biçim ve Süreç’ gibi sergilere ev sahipliği yaptı. Halen kıymetli tasarımcı Özlem Tuna’nın ‘Geriye Dönüp Baktığımda’ adlı kitap sergisi ezber bozan bir deneyim sunuyor. Yeni yılın ilk sergisini içe bakıp, hayatı sorgulamaya davet eden, ürün tasarımcısı olmasına karşın bir kahve fincanına daha ihtiyacımız var mı diye sordurtan Özlem Tuna sergisine ayırdık. Bir tasarım nesnesi olarak kitabı merkeze alan ancak beş duyuya hitap eden bu sergi 11 Mart’a kadar KTSM’de.

Bir çalışmaya özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Gıda atığı ve israfı, küresel çapta önü alınamayan bir problem. Bu küresel soruna karşı güç birliğiyle çok paydaşlı bir çözüm bulma ve topluma yayma arayışları gündemde. Bugün gıda israfının yüzde 61’i evlerde gerçekleşiyor. Demek ki, evlerimizde bu durumu iyileştirmek için atacağımız adımlar, alışkanlıklarımızda yapacağımız küçücük değişiklikler, çok daha büyük sonuçlar elde edilmesinde kelebek etkisi yaratabilir. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz ‘Çöpe Atılmak İçin Yetiştirilmiş (Grown for a Bin)’ fotoğraf sergisi gerçekten büyük ses getirdi.

Bu sergilerin yanı sıra sanat, endüstriyel tasarım, grafik tasarımı, moda tasarımı, geleneksel zanaatlar alanlarında iş üreten profesyoneller tarafından KTSM tasarım ve sanat atölyeleri düzenleniyor. Sanattan tasarıma, gastronomiden mimariye kadar farklı entelektüel derinliğe ve birikime sahip fikirlerin ortaya konduğu buluşmalar gerçekleştiriliyor.

Şimdi yine çok özel bir projeye imza atıyoruz. Başta mimari ve tasarım alanında eğitim gören gençler ve yaşam boyu öğrenime inanan profesyoneller arasında, biyoteknoloji ve biyolojik bilimler odaklı yaratıcı ve yenilikçi çözümlerin ortaya koyulmasını ve disiplinler arası fikir alışverişini desteklemek amacıyla ‘Doğadan İlham Alan Sürdürülebilir Çözümler: Mimari ve Tasarım Perspektifi Programı’nı başlattık. Kalebodur desteğiyle KTSM tarafından hayata geçirilen program çok yoğun ilgiyle karşılaştı. Bundan ötürü de çok mutluyuz!

Kale Grubu olarak kentin merkezinde, herkese açık ve kapsayıcı bir alan oluşturmadaki motivasyonunuz nedir?

Bu merkezi hayata geçirirken pek çok hayalimiz vardı. Temel noktamız, sanatın bir dalına adanmış bir merkezden ziyade, disiplinlerarası paylaşımlara imkan veren bir üretim ve buluşma noktası olmasıydı. 

Bu yola çıkarken, aslında, binamızın bulunduğu Karaköy’ün kültür-sanat ve yaratıcı endüstri alanlarındaki çok büyük birikimini de arkamıza aldık. Semtimizdeki, daha da ötesinde UNESCO’nun Yaratıcı Kentler Ağı kapsamında 172 şehir içinde seçtiği 8 Tasarım Şehrinden biri olan İstanbulumuzdaki bu birikimi ortaya çıkarmak için yola koyulduk. Yepyeni fikri olana kapılarımızı açmak, hayal kuranlara ilham vermek, cesaret yaratmak için yola çıktık. KTSM’nin bilginin paylaşıldığı, özgür düşüncenin ve tasarım odaklı düşünmenin öneminin vurgulandığı, özellikle öğrenciler için ilham verici bir adres olmasını arzu ettik. Diğer bir önemli motivasyon kaynağımız da köklerimize, bizi biz yapan değerlere ayna tutmak isteğiydi. Ayrıca dünyanın sanatla daha güzel bir yer olacağına dair inancımızı ve tasarımın sorun çözme pratiği olarak dönüştürücü gücünü de paylaşmak istedik.

Sergi ve etkinlik alanlarınızla küçük eylemlerden doğabilecek büyük değişimleri hedefliyorsunuz. Sanat ve tasarımla sürdürülebilir bir gelecek nasıl inşa edilebilir?

Sürdürülebilir bir gelecek derken aslında daha adil, daha eşit ve daha yeşil bir dünya hayal ediyoruz.

Sürdürülebilirlik kelimesi ne yazık ki birçok diğer kavram gibi bağlamından kopartıldı ve içi boşaltıldı.

KTSM’deki düşümüz, ekolojik sürdürülebilirliğin ötesine geçen bir gelecek hayali.  Burada daha büyük ölçekte bir kültür dönüşümünden, zihniyet değişikliğinden söz ediyoruz. Sürdürülebilir zihniyeti merkeze koyuyoruz. Bu perspektiften bakıldığında sanat, tasarım ve sosyal girişimcilik sistemi dönüştürmek için güçlü araçlar. KTSM özelinde, Sürdürülebilir Kalkınma Araçlarından 12 ve 17’yi öncelik kabul ettik. Enerjimizi sorumlu üretim ve tüketim kavramları konusunda farkındalık yaratmaya, İyi Bak Dünyana kapsamında  sosyal fayda güden fikirlerin savunuculuğunda ortaklık kurmaya odaklıyoruz. Bu yolda da aynı yöne baktığımız kişi/kurum/topluluklarla yan yana yürüyor, sürdürülebilir topluluklar inşa ediyor, güç birliği yapıyoruz. Sürdürülebilir sanat özellikle sahiplendiğimiz bir alan. Hem atığı kaynak olarak gören, atık ve ihtimalleri ile çalışan sanatçılara alan açıyoruz; hem de onların üretimlerini sürdürülebilir şekilde destekliyoruz.  Başta seramik olmak üzere, öze değen, özgün ve özgür projelerle dünyasına iyi bakan sanatçı ve tasarımcılarla iş birliğimiz sürecek.

Son olarak, dünyaya iyi bakan hayal ortaklarınız sizlerle KTSM’de nasıl buluşabilirler?

Biz her şeyden önce, KTSM’nin ilham veren bir merkez olmasını hedefliyoruz. Mimarlar, ressamlar, dijital sanatçılar, endüstriyel tasarımcılar, moda tasarımcıları, edebiyatçılar, şehir planlamacıları, gastronomi uzmanları, peyzaj mimarları… Dünyanın sanat ve tasarımla daha yaşanabilir olacağına inananlar ve bu amaç uğrunda çalışanların bu ilhamdan payına düşeni almasını istiyoruz. Gençleri, öğrencileri ve yeni mezunları mutlaka aramızda görmeyi arzu ediyoruz. Sanata ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkesin, KTSM’ye sahip çıkmasını ve bu mekanı yaşatmak için el ele vermesini bekliyoruz.

Bu merkezin, kamuoyunda sanat ve tasarıma olan bakış açısının değişmesi için de misyon üstlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu sanatın demokratikleştirilmesi anlamında çok önemsiyoruz. Bu iki kavramın aslında hayatın odağında yer aldığına dair, değişik kesimlerde farkındalık yaratmak istiyoruz.

Kale Grubu olarak sosyal girişimcileri de çok önemsiyoruz. 5 yıldır İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı aracılığıyla sosyal girişimcileri ödüllendiriyor, ekosistemi destekliyoruz; ancak bununla yetinmeyip çok daha ötesine geçmeyi arzu ediyoruz. Biz KTSM’yi sosyal girişimcilere de açacağız, bu merkezin sosyal girişimciler için de buluşma noktası, fiziksel ve dijital bir hub olmasını hedefliyoruz.

KTSM’nin 8 katlı binasının her metrekaresi bir öğrenme platformu. İlgi duyanlar KTSM’de güncel sergileri ziyaret edebilir, sanatçı ve tasarımcılarla düzenlenen seminer ve atölyelere katılabilir. Kütüphanedeki kitapları keşfedebilir, 3D baskı atölyesinde sıfırdan bir obje üretme deneyimini yaşayabilir, seramik atölyesinde yaratıcılığını ortaya çıkartabilirler. KTSM’de farklı disiplinlerden kişilerle tanışarak yeni diyaloglar geliştirmek, iş birliklerine zemin hazırlamak da mümkün. Koşturmacalı bir günde eşsiz Haliç manzarası eşliğinde Roots Studio Cafe’de küçük bir mola da verebilirler.

Toparlarsam, tüm tasarım ve sanat sevdalılarını bu mekânı yaşamaya ve yaşatmaya, iş dünyasını ve bütün kurumları da daha iyi bir dünya için iş birliğine davet ediyorum.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş