Aslı Akyavaş

Anadolu Sağlık Merkezi Uluslararası Hizmetler Departmanı Direktörü 

‘’Dinamik ve Rekabetçi Olan Sektörümüzde, Güç Birliği Artırılmalı.

26 Ocak 2023, Perşembe

Sağlık sektörü, günümüzde önemini farklı krizlerle de deneyimlediğimiz bir durumda. Ancak anlık krizlerimizin haricinde, artık ulusötesi bir sağlık sisteminin içindeyiz. Bu nedenle hem lokal hem küresel ölçekte, sağlık sistemlerini takip etmek gerekiyor. Türkiye ve globaldeki sağlık sistemlerini, sağlık turizmini Anadolu Sağlık Merkezi Uluslararası Hizmetler Departmanı Direktörü Aslı Akyavaş ile konuştuk.

Pandemi sonrasında sağlık turizmi nasıl bir hal aldı? Neler değişti? Neler ulus ötesi bir hale geldi ve neler lokal ölçüde güçlendi?

Pandemi sağlık sektörünü birçok açıdan zorladı. Özellikle sağlık sistemi zayıf olan ülkeler bu süreçte çok daha zorlu bir sınav verdiler. COVID-19 hastalarına bakmak için tüm imkanları kullanan hastaneler diğer hastalara bakamaz hale geldi. Bu da COVID-19 dışında kalan hasta grubunun ihmal edilmesine neden oldu.  Bu aşamada elbette ertelenebilecek ameliyatlar ya da poliklinik ziyaretleri ertelendi ama bir kanser hastasının, takip edilmesi gereken bir diyabet hastasının ya da kronik rahatsızlıkları olanların sağlık ihtiyaçlarını ertelemesi mümkün olamaz, olsa bile hayati sonuçlar doğurabilir.

Bu açıdan değerlendirdiğimizde birçok ülkede pandemi öncesinde de var olan sağlık sistemi sorunlarının, pandemiyle birlikte tüm yapının çökmesine neden olduğunu söyleyebiliriz.

Mevcut imkanlar pandemi sürecinde yatan hastalara ya da acile gelen hastalara kanalize edildi.

Tüm bunlar yaşanırken bir taraftan da birçok ülkede sınırlar kapatılmıştı. Sınırlar açıldığında ise sağlık ihtiyaçları için nitelikli hizmete ulaşmak isteyen hastaların farklı ülkelerdeki merkezlere yaptıkları başvuruların sayısında ciddi bir artış oldu.

Bizim bulunduğumuz coğrafyada bu talep; Körfez, Balkanlar, Rusya ve Rusça konuşan ülkeler ve savaşa rağmen Ukrayna’dan geldi. Savaş gibi acı ve hayatı durduran bir tabloda bile ülkemize hasta girişi olmasının temel sebebinin bu ülkelerde zaten sağlık sistemlerinin oturmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Diğer taraftan pandemi döneminde gelişmiş ülkeler bile sınıfta kaldı. Örneğin, en dramatik tabloyu yaşayan İngiltere şu anda ülkemiz için potansiyel oluşturuyor.

Anadolu Sağlık Merkezi olarak pandemi sürecini çok iyi yönettik, iyi bir sistem kurmayı başardık. Sadece ülkemize değil, yakın coğrafyadaki ülkelere de dünya standartlarında sağlık hizmeti sunma misyonu ile kurulan hastanemizde sağlık turizmi uzun yıllardır üstünde çalıştığımız ve başarılar gösterdiğimiz bir alan. Dolayısıyla sağlık turizmiyle ilgilenen ekibimizin bu konudaki kasları çok gelişmiş durumda. Bu deneyim hastaların seyahat edemediği dönemde bile onların yanında olabilmemizi sağladı.  Bir pandemi yılı olan 2022’de volüm artışımız, yüzde 65 oldu. Bu büyüme oranının arkasında, yalnızca bazı hastaların ülkesinde sağlık hizmeti alamaması gerçeği değil; kronik hastalarımızın bu dönemde yanında olabilme yeteneğimiz yatıyor.

Belirttiğim gibi, sağlam işleyen sistemimiz ve bu dönemde yaptığımız ek dijital yatırımlarla güçlü bir şekilde yolumuza devam edebildik. Bu dönemden aldığımız dersler oldu, mesela dijital patoloji ve dijital hizmete ağırlık vermemiz gerektiğini anladık. Çünkü hastanın ülkesine döndükten sonra da takibinde ve sorularında yanında olmamız gerektiğini gördük. Sağlık sektöründe bu altyapıyı kuranlar, dijital dönüşümünü tamamlayanlar pandemi sonrasında ayakta kalabildi.

Sağlık turizminde hem global hem de lokal ölçekte nelere ihtiyaç duyuluyor? Sektörün ana bileşenleri ne? Ne gibi ihtiyaçlar ve dinamiklerden oluşuyor?

Öncelikle sağlık sektörünün çok nitelikli bir sektör olduğunu söylemek gerekiyor. Oldukça dinamik ve rekabetçi olan sektörümüzde lokal ölçekte iş birliğinin, güç birliğinin artırılmaya ihtiyacı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Böylesine nitelikli bir sektörde çok farklı katmanlarda uzman iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Hekimden hemşireye, hasta bakıcıdan idareciye uzanan farklı alanlarda vasıflı çalışanlara ihtiyaç var. Çünkü farkı yaratan insan faktörü.

Diğer taraftan hastalar artık çok bilinçli ve oldukça mobilize. Bu da herkesin herkesle rekabet halinde olduğu gerçeğini iyice pekiştiriyor.

Tüm bu dinamiklerle değerlendirdiğimizde bence Türkiye’de sağlık sektörünün en temel ihtiyacı, sektörü birlikte hareket etmeye itecek politikaların geliştirilmesi olacaktır. Sektörümüzün ortak güce, dernekleşmeye ve ortak güçten daha büyük bir değer yaratmaya ihtiyacı var.

Peki karşılaştırmalı olarak baktığımızda uluslararası sağlık turizminde nasıl bir sektör söz konusu?

Sağlık turizmini dünyada layığıyla yapan çok az ülke var. Ülke imajı denen kavram, sağlık ve teknolojideki her şeyi etkiliyor. Bir örnek vermek gerekirse Almanya “Alman kalitesi” algısıyla yabancı hasta çeken bir ülke ancak hem bizi hem de Almanya’yı tecrübe eden hastalar Almanya’da ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini dile getiriyorlar ve bizde aldıkları hizmetten daha memnunlar. İşte burada üstünde sıklıkla durduğum insan faktörü tekrar gündeme geliyor. Sağlık alanında insan odaklı olabilmek gerekiyor; sadece iyi sağlık hizmeti sunmak yeterli olmuyor. Elbette Almanya sadece bir örnek; Almanya’da da bu işi çok iyi yapan klinikler, çok başarılı sistemler var. Meksika ve Tayland da çok iyi, sağlık turizminde dünyadaki önemli ülkelerden ancak bizim rakibimiz değil. Sağlık turizmi rekabetinde, yakın coğrafya belirleyicidir. Türkiye, Tayland ya da Japonya ile rekabet edemez. Çünkü işin doğasına aykırı olur.

Sektörde özellikle daha ağırlıklı gördüğümüz kompleks hasta grubunu oluşturan kanser hastalarının devamlılık gerektiren tedavileri var. Bir kanser hastasının, hastaneye tekrar tekrar gelmesi gerekiyor. Kontrolleri oluyor, hastalık nüks ediyor vs. Japonya’dan bir hasta İstanbul’a kaç kere gidebilir? İşte bu sebeple sağlık turizminde yakın coğrafya belirleyici faktör olarak ön plana çıkıyor.

Ben 20 yıl önce sektöre adım attığımda Türkiye sağlık turizmi açısından bir oyuncu değildi. Hastane olarak yaptığımız yurt dışı ziyaretleri, çalışmalar, kurduğumuz ilişkilerle yıllar içinde Türkiye’nin de bilinirliğinin artmasına katkı sağladık.

Bu alandaki başarımız yakın zamanda bağımsız bir araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen global sağlık turizmi araştırması ile de kanıtlandı.

Anadolu Sağlık Merkezi, global pazar araştırmaları şirketi Technavio tarafından açıklanan global sağlık turizmi raporunda sektörün önemli oyuncuları arasında yer aldı ve Türkiye’den bu araştırmaya girebilen tek hastane oldu. Yıllar içerisinde bu kabulü görmüş olmak çok gurur verici.

Sağlık turizminde başarıyı sağlayan etmenler nedir? Bütün bunları kendi bünyenizde nasıl değerlendiriyor ve ölçüyorsunuz?

Sağlık turizminde kurumun vizyonu, insan faktörü, takım ve ekip başarıyı sağlayan temel unsuru oluşturuyor. Sağlık çok hassas bir alan. Ülkesinden ayrılmış farklı bir ülkede sağlığına kavuşmaya çalışan hasta için insan odaklı bakım katlanarak değer kazanıyor. Çünkü bu hastalar bir sağlık kuruluşu seçerken hem hayatıyla ilgili bir seçim yapıyor hem de ülkesinden, akrabalarından, çocuklarından ayrılıyor.

Sağlık kuruluşu seçiminde ülkesine döndüğünde alacağı reaksiyonu da düşünüyor. Çünkü ülkesine döndüğünde tedavisi ile ilgili soru sorabileceği bir hekim olmayabilir.

Tüm bu hassasiyetleri düşündüğümüzde sağlık turizminde kritik başarı faktörü hastayı sahiplenmek oluyor. Hasta ve hekim arasında doğru bir ilişki kurabilmek, hastanın hastanede aldığı tedavinin etkinliğine ek olarak aldığı hizmetin de insan odaklı olabilmesini sağlamak değerli.

Anadolu Sağlık Merkezi olarak Johns Hopkins Medicine iş birliğimizin, kurucularımızın vizyonu ve bu felsefenin benimsenmesinin bu başarıdaki önemli unsurlardan olduğunu söylemeliyim. Bu alanda başarılı olan kurumların odağı gerçek anlamda insan odaklı hasta bakımı.

Dünyada sağlık endüstrisinde olanları, yeni teknolojileri nasıl takip ediyor ve kendinizi ayarlıyorsunuz?

Son teknolojilerin hepsini yakından takip ediyor ve sistemimize kısa sürede dahil ediyoruz. Anadolu Sağlık Merkezi; onkolojik bilimler, kalp sağlığı, kadın sağlığı ve IVF, nörolojik bilimler, cerrahi bilimler, dahili bilimler, tanı ve görüntüleme başta olmak üzere tüm branşlarda, dünyanın her yerinden hastaya uzman kadrosu ve üstün teknolojisiyle sağlık hizmeti sunuyor. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve yeni cihazlara yatırım yapan bir sağlık kuruluşu olarak, robotik cerrahi Da Vinci XI, Accuray Cyberknife M6, Discovery RT Tomografi cihazı, Radixact, Varian Edge, Flash CT, 3 tesla MR, MR Trus Füzyon, hibrit ameliyathane kapsamında nöromonitörizasyon, nöroendoskopi, o-arm CT, floresan filtreli mikroskop ve nöronavigasyon; ERCP, endoskopik ultrasonografi, Fibroscan, Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS), CTC gibi teknolojilerle en güncel tedavi seçeneklerini sunmaya odaklanıyoruz.

Türkiye’de ana hedefi ve sağlık hizmeti alma ihtiyacı olan biri içinde acil sağlık hizmeti alma ihtiyacı gerektiğinde ne gibi şartlar ve hizmetler söz konusu oluyor? Burada farklı bir ülkede ve kültürde ihtiyaca yönelik olarak bir hizmet almak isteyen kişiye nasıl erişiyorsunuz?

Genelde acil hastalar değil, planlı hastalar geliyor. Örneğin hastaya kanser tanısı konuyor, bütün hastanelerden görüş alınıyor ve bir plan çerçevesinde hastanın seyahati organize ediliyor.  

Ancak nadir de olsa acil vakalar oluyor. Acil sağlık hizmetinde iş kazaları, tersanedeki yabancılar ön plana çıkıyor. Bu aşamada hastanın sigortasıyla temasa geçiyor, en önemlisi de kendi dilinde hizmet desteği veriyoruz. Burada farklı bir ülkede ve kültürde acil bir sağlık hizmeti alma ihtiyacı gerektiğinde 7/24 tercüme hizmeti veriyoruz. Sigortayla temasa geçen bir birimimiz de var, aileye eğer ihtiyacı varsa gereken yardımlar yapılıyor. Ambulans ve helikopter hizmeti de sunuyoruz.

Asistans firmalarla çok iyi bir çalışma yöntemimiz var ve bu yöntem fark yaratmamızı sağlıyor. International SOS ile çalıştığımızda bir hastayla ilgili gece bile acil rapor geldiğinde bu hastalarla ilgilenebiliyoruz, çünkü hastanemiz içinde Uluslararası Hizmetler Departmanı bünyesinde bu raporları değerlendirebilecek ayrı hekimler çalışıyor. Birimimize bağlı 5 doktor çalışıyor ve o doktorlardan da o an görevli nöbetçi olan hastayla ilgileniyor, hastanede yer olup olmadığına bakıyor ve hastayı bilgilendiriyor. Bu da bizi diğer hastanelerden ayrıcalıklı kılıyor.

Sağlık turizminde Türkiye neden bir tercih nedeni oluyor? Burada ne gibi teknik ve sosyal faktörler öne çıkıyor?

Bu aşamada öncelikle biraz Türkiye’de sağlık turizmi hacminden bahsetmek gerekiyor. Pandeminin tüm dünyada en çok darbe yarattığı, sınırların kapalı olduğu 2020 yılında uluslararası hasta sayısında ciddi bir düşüş yaşandı.

2020 yılında ülkemize gelen hasta sayısı 407 bin oldu. Bu hastaların ziyaretinden elde edilen sağlık turizmi geliri ise 1 milyar 164 milyon 779 bin dolar oldu.

2021 yılında sektör gelirini 1 milyar 726 milyon 973 bin dolar seviyesine çıkarttı, ülkeye gelen toplam hasta sayısında büyüme yaklaşık yüzde 65 artarak 670 bin seviyesine yükseldi.

2022 yılında pandeminin etkileri iyice azaldı ve yine bir büyüme yaşandı. TÜİK’in açıkladığı 2022 ilk üç çeyrek rakamlarına göre 876 bin kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize geldi, bu ziyaretlerle 1 milyar 603 milyon 479 bin dolar gelir yaratıldı.

Ülkemizin neden tercih edildiğine gelecek olursak bu tercihlerin altında birçok farklı etken var. Öncelikle elbette nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirmemiz.

İyi hekimler ve bilgili hemşireler, ekip sağlık turizminde tercih edilmek için çok önemli. Hastaya yaklaşım ve diğer ülkelere kıyasla yüzde 20-30 daha uygun fiyat sunulması da tercih nedenini etkileyen unsurlardan.

Tüm sektör içinde Anadolu Sağlık Merkezi’nin tercih edilmesinde hastayı aileden biri gibi hissettirmemiz ön plana çıkıyor. Kanser hastası için sunduğumuz hizmet aslında bir “sağlık turizmi” değil. Kullandığımız terim “sağlıkta hareketlilik”. Yıllar önce Singapur’a gittiğimde “Medical Travel” olarak adlandırılıyordu.

Sağlık turizmi dediğimizde aklımızda; tüp bebek, plastik cerrahinin bazı ameliyatları, saç ekimi, termal sağlık, göz, diş sağlığı gibi hizmetler geçiyor. Bunlarla bizim yaptığımız işin aslında çok ilgisi yok. Bizim hastalarımızın yüzde 90’ı kanser ağırlıklı veya kompleks cerrahi tedavi için hastanemizi tercih ediyor. Dolayısıyla işin turistik bir boyutu yok, aksine hastalarımız canlarını kurtarmak, tedavi olmak ve sağlıklarına kavuşmak için buraya geliyorlar.

Hal böyle olunca, sunduğumuz hizmet de devamlılık sağlıyor. Hastalarımızın ziyaretleri tek seferle sınırlı olmuyor, aldıkları hizmetten memnun kaldıkları için kendi yakınlarına da bizi öneriyorlar, farklı ülkelerdeki etki çemberimizin genişlemesinin en önemli nedeni bu.

Uluslararası sağlık hizmetinde hastaya kendi dilinde sağlık hizmeti sunabilmek çok önemli. En çaresiz, en yardıma ihtiyaç duyduğunuz halinizde ana dilinizde derman bulmak istersiniz. İşte biz de hastalarımıza bunu sunuyoruz.

Hastanemizde her hastanın kendi ülkesinden tercümanlar oluyor. Yani Arapça ya da Rusça bilen Türk tercümanlar ilgilenmiyor hastalarla, kendi memleketinden insanların destek olmasını sağlıyoruz. Bu da hastalarımızı evinde hissettiriyor. Kendi ana dilini konuşan, kendi vatanından biri onlara yardımcı oluyor. Hasta günün sonunda maksimum iyi tecrübeyle gereğinden fazla para ödemeden bu hizmeti alabilmeli, bu detay bizim kırmızı çizgimiz.

Sağlık turizminde sınır ötesi bir işlem gerçekleştirirken insanlara ulaşmada ve iletişim kurulmasına hangi paydaşlara sahipsiniz? Kimler ve neler bu sektördeki aracıları oluşturuyor?

Yurt dışında lokal partnerlerimiz var. Bazen bazı ülkelerde kurumsal hastaneler, bakanlıklar, sigortalar aracılığıyla da o iş birliğimizi pekiştiriyoruz ama genelde, orada fiziksel olarak varlığımızla hastaya güven veriyoruz. Evet, dijital çağda hastalar e-postayla veya telefonla size ulaşıyor ama problem çıktığında fiziki bir varlık göstermeniz, bir temsilci ile ülkelerinde bulunmanız önemli. Sınır ötesindeki insanlara ulaşımda ve iletişim kurulmasında ekibimiz 7/24; telefon, e-posta, WhatsApp gibi iletişim seçenekleriyle hastalarımıza sürekli destek oluyor. İnsanlara ulaşma ve iletişim kurulması noktasında yurt dışındaki lokal ofislerimizin yanı sıra, dijital mecralarda da bilinirliğimizi artırmak için çalışıyoruz.

Sağlık turizminde büyümenin en önemli itici gücü hasta tavsiyesi. Bizden sağlık hizmeti almış, memnun hastaların referansı işimizin büyümesinde ciddi bir etken.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş