Bengisu Avcı

Ultra Maraton Yüzücüsü

Ara Kesit: Bengisu Avcı

24 Aralık 2025, Çarşamba

Ocean’s 7 gibi ultra maraton yüzüşler, fiziksel dayanıklılığın ötesinde zihinsel liderlik, risk yönetimi ve kararlılık gerektiriyor. Türkiye’den bu meydan okumayı tamamlayan ilk ve tek sporcu Bengisu Avcı ile okyanusla kurduğu ilişki, belirsizlikle baş etme biçimi ve sporculuktan antrenörlüğe uzanan liderlik yaklaşımı hakkında konuştuk.

Ultra-maraton yüzücüsü ve antrenör kimliğinizle, kariyerinizdeki ilhamı en çok nereden alıyorsunuz? Sizi bu yolda sağlam adımlarla yürüten en önemli şey nedir?

Aslında benim yolum, tamamen bilinmezliklerle dolu. Manş Denizi’ni geçen ilk kadın Trudy Ederle, 1926’da neler yaşadıysa ondan tam 90 yıl sonra benzerlerini yaşadım. Onun gibi hiç tanımadığım sularda kulaç attım, hipotermi geçirdim, karanlıkta yüzdüm, soğuğu iliklerime kadar hissettim. Hiç bilmediğiniz kapkaranlık bir odaya girdiğinizde nasıl korkar ve tedirgin olursunuz bir düşünün. Ve şimdi de bu duruma 10-12 saat boyunca maruz kaldığınızı düşünün. Bir saniye sonra ne olacağını bilmeden adım atmak hiç kolay değil. Manş, Cook boğazı, Tsugaru, Molokai, Kuzey Denizi, Cebelitarık, Catalina …

Elinizde bu kanallarla ilgili neredeyse hiçbir veri yok. Egeli olarak 10-12 derece suda yüzmek nedir bilmiyorsun, okyanus nedir anlamıyorsun, kendi bilinmezliklerinle mücadele ediyorsun. Tek bir hedefin var; başarmak. Senden önceki nasıl geçti diye araştırıyorsun, yok. Karanlık, soğuk, yalnızlık, belirsizlik, deniz canlıları… Hepsi bir arada ve sen okyanusta sadece ve sadece küçücük bir noktasın…

2017’de Türk kadınına ilham ve cesaret vermek adına yola çıktım. Küçükken hep böyle anlatılan keşif ve kahramanlık hikayelerine, yaşlı denizcileri gösteren film ve kitaplara bayılırdım. Hep o masada oturmayı hayal ederdim. Ve işte bugün o masadayım, kendi hikayemi anlatıyorum.

Kendimi bildim bileli sudayım. Ve aslında tek bir ilham kaynağım var, okyanus… Onun gibiyim. Bazen sakin, bazen hırçın ve tamamen bilinmezlikler dolu. Bana dünyanın en zorlu kanallarının nasıl geçilebileceğini okyanus anlattı, sırlarını benimle paylaştı ve tek ilham kaynağım oldu.

Uzun mesafeli yüzüşlerde hem fiziksel hem de zihinsel sınırlarla karşılaştığınızda, motivasyonu korumak ve zor anları aşmak için hangi stratejilere başvuruyorsunuz?

Ocean’s 7, asla bir yüzme parkuru değil. Sizi her dakika farklı şekilde sınayan bir meydan okuma. Okyanus geçmek, saatlerce kulaç atmak da değil. Fiziksel bir sınav mı evet, ama her şeyden önce mental bir savaş. Kör karanlıkta elinizi ileriye doğru attığımızda bir denizanasına dokununca ikinci, kulacı atmaya cesaretin var mı ? 10-12 derecelik suda hipotermi geçirdikten sonra tekrar deneyebilir misin ? Yalnızlıkla baş edebilir misin… Zaferini tek başına kutlayacak kadar sağlam mısın ? Belirsizliklerle ne kadar mücadele edebilirsin ?

Çok sevdiğim bir söz var; ‘Cesaret her zaman kükremez. Bazen cesaret, günün sonunda yarın tekrar deneme gücü veren fısıltıdır’ diye. 3 Ağustos 2017’den 4 Ağustos 2025’e kadar, 7 yıl ve 1 gün süren bu meydan okumada üç kez hipotermi geçirdim. Manş Denizi ve Kuzey Kanalı’nı ikinci denememde geçtim. Cook Boğazı’nda son anları neredeyse hatırlamadan karşı kıyıya çıktım. Molokai’de zehirli denizanası teması, Tsugaru’da 8,8’lik depremin yarattığı akıntılarla mücadele ettim. Olmadıysa yeniden denedim, sessizce… Tek bir şeye inandım, bir şey olmadıysa eğer hayat sana daha iyisini sunacaktır. Bu bir iyimserlik değil. Karamsar rüzgardan şikayet eder, iyimser rüzgarın değişmesini bekler, gerçekçi ise yelkenlerini ona göre ayarlar derler ya. Hep gerçekçi oldum, her seferinde yeniden denerken, yarıda bıraktığım yerden başladım. 10 saat sonunda hipotermi geçirdiysem, bir dahakinde ilk 10 saati hiç düşünmeden geldim okyanusun kıyısına… İşte beni ayakta tutan en önemli şey de bunlar oldu; inat, cesaret, gerçekçilik. Okyanus zorlu evet ama ben de inatçıyım biraz sanırım…

Yüzme dışında kendinizi en iyi ifade ettiğiniz ya da en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?

Neredeyse 30 yaşındayım ve 25 yıldır suyla iç içeyim. Her sabah 06.00 gibi giriyorum suya, yaz-kış… Geçenlerde kabaca bir hesap yaptım 120 bin kilometreden fazla yüzmüşüm. Dünyanın çevresini üç kez dolaşacak kadar. Sonra dinlenme, uyku, beslenme. Fizyoterapi, mental destek seansları, iletişim toplantıları, akşam tekrar su… Böyle bir tempoda başka şeylere yer açmak kolay değil. Evde sakinliği seviyorum bu yüzden. Benim gibi yüzücü olan eşim Egor ile film izlemeyi çok seviyoruz; NYAD, Young Woman and Sea… Okyanus belgeselleri, deniz canlıları… Eşim ile olan anlar benim mental açıdan daha dayanıklı olmamı sağlıyor. Cook Boğazı geçişinde son iki saatte hipotermi başlayınca bir an bitiremeyeceğimi düşündüm. Egor tekneden yanıma atladı, 13-14 derece suya ve son saati beraber yüzdük. Benim yanımda oldu, bana güç verdi. O nedenle Egor ile beraber geçirdiğim her dakika benim için en keyif aldığım zamanlar.

Sporcu kimliğinizin yanında güçlü bir antrenör kimliğiniz de var. Bu iki rolün birleşimi size nasıl bir liderlik tarzı kazandırdı?

WOWSA Dünya Açıksu Yüzme Birliği, 5. level antrenörüm, ayrıca Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunuyum ve geçtiğimiz günlerde Türkiye Yüzme Federasyonu’ndan kıdemli antrenör belgemi aldım. Ben, Ocean’s 7’ye ilk başladığım zamanlarda ihtiyacım olan, hayal ettiğim, aradığım  antrenör oldum. O yüzden antrenör olarak her gün kendimi geliştiriyorum. Artık hem Ocean’s 7’yi bitiren ilk ve tek Türk, hem de antrenörüm. Benim gibi Ocean’s 7 yolunda yüzmeye başlayan sporcularım var, Triple Crown ve Manhattan geçişi yapmak isteyenler var. Ülkemizde açık su çok yeni. Nesrin Olgun’un Manş Denizi geçişinden neredeyse 40 yıl sonra yeniden popüler oldu. 7-8 yıl önce 3-4 kişiydik bugün sayımız 50’ye ulaştı ve dalga gibi de büyüyor.

Sporcularımla aramda gerçekten güçlü bir iletişim var. Bana inanıyorlar. Çünkü onlara, Ocean’s 7’nin başarabilecekleri bir meydan okuma olduğunu gösterdim. Yaşadığım zorlukları ve bunları nasıl aşmaları gerektiğini gösterdim. Aslında onlara okyanusta kalın bir su izi bıraktım ve onlar da bu izi takip ediyorlar.

Sporcu ve antrenör olmak, bence sporcuyu duygusal yönden anlamamı, tanımamı, ona yakınlaşmamı sağladı.

Başta da söylediğim gibi Ocean’s 7 ve ultra maraton sadece fiziksel bir mücadele değil, tam bir mental savaş…

Ben bu savaşı kazandım, sporcularım da kazanacak.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş