Küresel iklim değişikliği ve kaynaklara ilişkin kısıtlamaların giderek artması, şirketlerin, yeni bir değer yaratmak ve başarıya ulaşmak için stratejilerini, faaliyetlerini ve iş felsefelerini temelinden gözden geçirmelerini gerektiriyor. Firmalar, kısa vadeliliğe savaş açarak, hedeflerini bilimsel temellere dayandırarak, köklü inovasyonlar peşinde koşarak yeni bir vizyon benimsemeli; temiz hava ve su gibi doğal sermayelere değer vermeli ve yatırım getirisini nasıl ölçtüklerini tekrar gözden geçirmeli; hükümetler, sivil toplum kuruluşları, ortaklar ve rakiplerle yeni bir işbirliği içine girmeli. Bu stratejiler, aşırı dengesizlik zamanlarında ayakta kalıp kâr sağlayabilecek nitelikte daha dirençli şirketler yaratabilir. Aynı zamanda şirketlerin, toplumun en büyük sorunlarına hitap etmesine ve refah düzeyi daha yüksek bir dünya oluşturmasına katkı da sağlayabilir.

Andrew Winston’ın “Daha Sıcak Bir Dünyada Direnmek” adlı yazısından uyarlandı.

Ayrıca Lynnette McIntire ve Kurt Kuehn’in “CFO’ların Seveceği Sürdürülebilirlik” isimli makalesi de ilginizi çekebilir.