Sanırım ABD’deki üniversite mezuniyetimden birkaç hafta sonrasıydı. Bir karar vermem gerekiyordu: Ya baba mesleğinde bir şirkette çalışmaya başlayacaktım ya da hayallerimin peşinde koşacaktım. Babam o dönemde amcalarımla birlikte uluslararası nakliyecilik yapıyordu; ismini benim ve kuzenim Bora’nın isimlerinden alan Gökbora adında bir aile şirketimiz vardı. Aslında 6 yaşından beri her yaz tatilimi babamla işe giderek geçirmiştim. Buna rağmen onun işini, yani nakliyeciliği yapmak istemiyordum. O da zaten bana “En az beş yıl başkasının yanında maaşlı çalışmadan aile şirketine gelemezsin” diyordu.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et