2014 yılı sonbaharında, serbest yatırım fonu “aktivist”i ve Allergan hissedarı Bill Ackman, Allergan yönetim kurulundan iyiden iyiye bıkmış vaziyetteydi. Yönetim kuruluna yazdığı bir mektupta, idarecileri “yıllık 400 bin ABD doları para alıp karşılığında şirket sahiplerine karşı yapmaları gerekeni” yerine getirmedeki başarısızlıklarından dolayı sertçe eleştiriyordu. Yönetim kuruluna atfedilen başarısızlık ise Valeant Pharmaceuticals’un gayri resmi olarak yaptığı Allergan’ı satın alma teklifinin kurulda görüşülmesinin reddedilmesiydi. Bir serbest yatırım fonu ile müstakbel bir alıcı arasındaki bu garip ittifakı kurmak için Ackman bizzat yardımcı olmuştu. Ackman, anlaşmaya ilişkin sunumlarında, Valeant’ın hissedar-dostu sermaye dağıtımını, üst yönetici ücretlerini belirlerken hissedarların çıkarlarını önemsemesini ve riskli erken dönem yeri ürün araştırmalarından uzak duruşunu özellikle övmüştü. Ackman analistlere, Allergan’da da benzer yaklaşımın kullanılmasının hissedarlar için önemli bir değer yaratacağını söylemişti. Valeant’ın, Allergan’ın araştırmaya ayırdığı bütçeyi yüzde 90 oranında kısmayı planlamasını da “gerçek bir fırsat” olarak nitelemişti. Valeant CEO’su Mike Pearson, analistlere, önem verdikleri tek şeyin hisse değeri olduğu garantisini vermişti.
X
Üye Girişi
Üye Ol