Fark yaratan bir çalışan topluluğu oluşturmada esenliğin kritik rolü... Kendi yatırım fonunu yönetmeden önce uzun yıllar bir yatırım bankacısı olarak çalışmış ve adına bu makalede Eren diyeceğimiz muhteşem bir iş insanı ile 2018 yılının haziran ayında ilk kez aynı masada oturdum. Kurucusu olduğum şirketin kurumsal wellbeing (esenlik) hizmeti sunan İnsan Kaynakları teknolojisi ürününe yönelik geribildirim almak için toplanmıştık. Ağzından çıkan her önerinin orta ve uzun vadede fark yaratacak fikirler olduğunu fark ettim ve o daha ne olduğunu anlayamadan kendisini mentorum ilan ettim. Aradan bir yıl geçti. Platonik mentorluk, karşılıklı bir iş ilişkisine doğru evrildi. Bir sabah kararımı verdim ve “O gün, bugün” dedim. Bir yılda tüm krizlere rağmen Eren’in de katkılarıyla üç kat büyümüş, çalışan sayımızı dörde katlamıştık. Eren’e artık şirketimizde yatırımcı olması gerektiğini söyleyecektim. Kendisini bir Çarşamba günü öğle yemeğine davet ettim. Mercimek çorbası içen şaşkın bakışlı insanların arasında dizlerimin üzerine çöküp teklifimi yaptım: “Eren, şirketime yatırımcı olur musun?”