Yıllar önce arkadaşım Gordon, önde gelen bir üniversitede iş görüşmesine gitmişti. Kampüsteki bir günlük ziyareti sırasında işe alma konusunda son kararı verecek olan kıdemli bir fakülte üyesiyle (adı Bob olsun) öğle yemeği yemişti. Yemekler geldikten sonra Bob, “Biliyor musun bu harika. Bunu denemelisin” dedi. Gordon her ne kadar o yemeği sevmese de gelecekteki potansiyel patronunu rencide etmemek için bir lokma alma baskısı hissetti.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et