Otomotiv Sektörünün Salgının Etkisini Bertaraf Etme Yöntemi: E-Ticarete Yönelim

24 Haziran 2020, Çarşamba

Dünya genelini etkisi altına alan Covid-19 salgını, hepimizin bildiği gibi tüketici alışkanlıklarının da değişmesine yol açtı. Tüketicilerin fiziki kanallara yönelimlerinde azalma, çevrimiçi kanallara yönelimlerindeyse azımsanamayacak bir artışın gerçekleştiği, göz ardı edilemeyecek bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu değişimin kolları otomotiv sektörüne de uzanmış durumda. Otomotiv, ekonomik ve endüstriyel anlamda dünya çapında ciddi etkiye sahip bir sektör. Petrol tüketimi, araç üretimi, geniş yelpazedeki yan sanayi, taşımacılık ve istihdam kapasitesi ile dünyadaki gelişmelerin sektöre etkileri geniş çapta takip ediliyor. Bu sebeple koronavirüs salgını ile sektörde ne tür değişimler ve yönelimler olacağı merak konusu.

Pandemi sürecinde tüketicilerin evden çıkmamaya gayret göstermeleri ve kalabalık ortamlardan kaçınmaları nedeniyle otomobil satış mağazalarına olan rağbet de bir o kadar azaldı. Üretim seviyesindeki ve dolayısıyla mağaza satışlarındaki düşüş, doğru orantılı olarak otomobil satışlarını olumsuz etkileyerek sektörü yaratıcı çözüm arayışına itti.

Bazı otomotiv sektörü oyuncularından bu arayış çerçevesinde mevcut soruna gelen hızlı çözüm ile elektronik ticaret yoluyla kendilerine ait internet adresleri üzerinden tüketicilere çevrimiçi olarak otomobil satışı uygulaması yönelimi baş gösterdi. Tüketicilerin yeni normal döneminde e-ticaret kanallarına gösterdiği ilgi de göz önünde bulundurulduğunda söz konusu uygulama ile otomobil satışlarında meydana gelen azalma bertaraf edilmeye çalışılıyor.

Yeni normal süreci ile ilgili TUSİAD tarafından gerçekleştirilen webinar içeriklerinde de bahsedildiği üzere, koronavirüs sürecinde oluşan yeni alışkanlıklarının pandemi sonrasında da devam edeceği öngörülüyor. Aynı zamanda global danışmanlık şirketlerinin raporlarından da görüldüğü üzere, bu dönemde yön verilen tüketici alışkanlıklarının büyük çoğunluğunu e-ticaret üzerinden yapılacak tüketimlerin oluşturacağı tahmin ediliyor. Bu doğrultuda yeni normale adapte olmak ve yenilikçi çözümler bulmak açısından çevrimiçi satış kanalıyla otomobil satışının artacağı varsayımını yapan sektör oyuncuları otomobil satışı hakkında mevzuatın izin verdiği ölçüde çeşitli uygulamalar geliştiriyor.

Çevrimiçi Otomobil Satışı Sektör Oyuncuları Tarafından Ne Şekilde Uygulanıyor?

Sektör üzerinde yapılan incelemeler sonucunda Renault gibi bazı sektör oyuncularının konu üzerinde kendi yöntemlerini kullanarak çalışmalar yürüttüğü görülüyor. Bu anlamda web siteleri aracılığıyla satış kanalı açılıyor, tüketiciler öncelikli olarak çevrimiçi satış sistemine kayıt oluyor ve sonra belirlenen araç modelleri arasından seçim yapabiliyor. Seçim sonrasındaysa web sitesinde tüketiciye aracın satışının gerçekleşebilmesi için bir bayi listesi sunuluyor, tüketici bu listeden aracı satın almak istediği bayiyi seçtikten sonra belli bir tutarda kaparo ödemesi yapılıyor ve sözleşme kuruluyor. Ancak Türk mevzuatına göre, çevrimiçi satış kanalıyla otomobil satışı uygulamasında mesafeli satış sözleşmesi kurulması söz konusu olsa da sözleşme sonucu aracın mülkiyetinin devrolması için noter nezdinde tescil işlemi yapmak zorunlu. Bu kapsamda tüketici tarafından en az bir defa notere gidilip ilgili bayi çalışanlarına araç satış, tescil, ruhsatlandırma ve plaka işlemleri için vekaletname verilir. Araç satışı ve tescili yine noter nezdinde yapılacağı için sözleşme kurulması sadece aracın rezervasyonuna ilişkin olacaktır. Uygulamanın devam eden aşamalarındaysa seçimin yapıldığı bayi, tüketiciyle iletişime geçer ve siparişi teyit eder. Eğer sipariş tüketici tarafından teyit edilmezse tüketiciye parası eksiksiz olarak iade edilir. Tüketici tarafından sipariş teyidi verildiği durumlarda ilgili bayi çalışanı gerekli belgelerle birlikte tüketicinin ikametine gider, imzalar tamamlandıktan sonra satın alınan araç, çekici ile tüketiciye teslim edilir.

Bu şekilde gerçekleşen bir uygulamada tüketiciler online olarak araç alımını gerçekleştirebiliyor ve sadece bir defa notere giderek en az temas ve muhatap edinimiyle araç satışını tamamlayabiliyor. Koronavirüs salgını sebebiyle tüketicilerin hem e-ticaret kanalına yönelimi hem de toplu taşıma ile ulaşımdan kaçınmak için araç alımı yönündeki tercihleri, e-ticaretin otomotiv sektörü oyuncularının çözüm tercihinde büyük rol oynuyor.

Peki, Çevrimiçi Araç Satışında Hukuken Nelere Dikkat Edilmeli?

Bir önceki başlıkta somut olarak örneğini verdiğim çevrimiçi satış sistemi göz önünde bulundurulduğunda çevrimiçi otomobil satışı konusunda birçok mevzuat devreye girer:

Rekabet Mevzuatı Bakımından

Tüketici tarafından internet adresinin ziyaret edilmesiyle oluşan satışlar, pasif satışları oluşturur. Avrupa Birliği Grup Muafiyet Tüzüğü (EU Block Exemption Regulation) ve Avrupa Birliği Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuzu (EU Guideline on Vertical Agreements) uyarınca pasif satışlar, tüketici tarafından yapılan taleplere cevap verilmesi olarak tanımlanır.  Bu durum rekabet mevzuatı yönünden de önemlidir. Nitekim Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin 6/(b) Maddesi uyarınca ve maddede sayılan istisnalar haricinde; esas hizmeti sağlayan tarafından dağıtıcının, bir diğer deyişle somut olay özelinde bayinin, satış yapacağı bölgeye ve müşteri grubuna ilişkin sınırlamalar getirmesi dikey anlaşmanın grup muafiyetinden yararlanmasını engelleyen kısıtlamalardan biri olarak sayılmıştır. Yani, normalde bayiler aracılığıyla yapılan bir otomotiv satışında ana şirket, bayilerin satış işlemine ilişkin mevzuatta yer alan düzenlemeler kapsamında belirlenen sınırlamaları getirmekten kaçınmalıdır. Bu durumun istisnasıysa pasif satışın kısıtlanmasının mümkün olmadığı noktasında kendisini gösterir. Bu doğrultuda, sağlayıcının internet sitesi üzerinden son tüketiciye doğrudan satış yapması mümkün kılınır.

Ancak, sağlayıcı tarafından son tüketiciye yapılacak doğrudan satışlarda bayinin hangi konumda olduğu çok önemlidir. Doğrudan satışın söz konusu olması halinde satış ilişkisinde bayinin rol almaması, bayinin burada yalnızca bir nevi “lojistik aracısı” konumunda olması yararlı olacaktır. Zira satışın sağlayıcının internet sitesi aracılığıyla gerçekleşmesi ancak satış sözleşmesinin tarafının bayi olması halindeyse “yeniden satış fiyatının belirlenmesi” konusu gündeme gelecektir. Bu ihtimalde, bayi sağlayıcının belirlemiş olduğu satış fiyatı üzerinden son tüketiciye satış yapmak zorunda bırakılmış olur, böylece Tebliğ hükümleri ihlal edilmiş sayılır. Tebliğ ile dağıtıcının kendi satış fiyatını belirleme serbestliğinin engellenmesi açıkça yasaklanmıştır. Bu nedenle çevrimiçi araç satışlarında söz konusu durum oldukça önem arz eder.

E-Ticaret Mevzuatı Bakımından

Otomobil satışının çevrimiçi kanallar ile yapılacak olması halinde elbette ki e-ticarete yönelik düzenlemeler de uygulama alanı bulacak. Bu bağlamda bazı yan düzenlemeler de devreye girecektir. Bunlar arasında 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un yanı sıra Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik, Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmeliği  gibi düzenlemeleri sayabiliriz.

Bu kapsamda ticari elektronik ileti gönderimi, bilgi verme yükümlülüğü, bildirim yükümlülüğü, işlem rehberi, siparişe ilişkin yükümlülükler, sipariş teyidi ve güven damgası gibi konuların oldukça önem kazanacağını öngörüyorum. Dolayısıyla bu başlıklar kapsamında yasal mevzuat düzenlemelerine tam bir uyum gerçekleştirilmesi de gerekecek.

Tüketicinin Korunması Mevzuatı Bakımından

Üretici ya da ithalatçı ile tüketici arasında kurulacak çevrimiçi otomobil satışına ilişkin mesafeli satış sözleşmesi akdedilmesi ve ardından yapılacak satış, bir tüketici işlemini oluşturacaktır. Bu sebeple, tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuatın temelini oluşturan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un hükümleri de çevrimiçi araç satışı uygulamasında yer bulacaktır.

Bu durumda, çevrimiçi araç satışında kullanılacak Mesafeli Satış Sözleşmesinin mevzuata uygun düzenlenmesi ve Tüketici Kanunu’nda yer verilen düzenlemelerin sözleşmeye tam olarak yansıtılması önem kazanacaktır. Mesafeli Satış Sözleşmeleri hakkında detaylı düzenlemelerse Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ile getirilmiştir. Düzenlemeler kapsamında ön bilgilendirme yükümlülüğü, tüketicinin cayma hakkı, mesafeli satış sözleşmesinin ifası ve teslimata ilişkin yükümlülükler ile bilgilerin saklanması ve ispat yükümlülüğü gibi hususlar kritiktir ve Sözleşme hükümleri söz konusu başlık içeriklerine uygun olarak oluşturulmalıdır.  

Kişisel Verilerin Korunması Mevzuatı Bakımından

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’u (KVKK) çevrimiçi araç satışı gerçekleştirilmesi sırasında uygulanacak mevzuatlardan biridir. Kişisel verileri edinilen tüketiciler bakımından yerine getirilmesi gereken hem KVKK hem de e-ticaret mevzuatı içerisinde kişisel veriler ile ilgili düzenlemelerde yer verilen tüm yükümlülükler dikkatle incelenmeli ve mevzuata uyum içerisinde çalışma gösterilmelidir.

Sonuç olarak, yeni normal sürecinde e-ticaret uygulamasının tercih edilirliği birçok sektörü kendisini bu alanla uyumlu hale getirmeye itiyor. Perakende bu anlamda zirveye otururken otomotiv sektörünün uyum sağlaması gereken bazı mevzuatlar söz konusu. Ayrıca otomotiv sektöründe, sahada tamamlanması gereken işlemler haricinde çevrim içi kanallar aracılığıyla araç satışı uygulamasına geçiş, yeni normale uyumda dikkat çekiyor. Bu yönüyle otomotiv sektörü bir nevi omnichannel (çoklu kanal) formatına geçiyor. Otomotiv ile birlikte birçok sektörün de çevrimiçi ve e-ticaret kanallarına yönelerek Covid-19 ile gelen gelişime ayak uydurması bekleniyor.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş