Toplum 5.0’ın lansmanı 2017 yılında Almanya’nın Hannover kentinde yılın en görkemli fuarı CeBIT’de gerçekleşerek, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin dilinden tarihin belleğine kaydını bıraktı. Shinzo Abe konuşmasında “Bugün daha önce çözemediğimiz sorunlara çözüm bulabildiğimiz, insanlık tarihinin beşinci bölümünün açılışına tanık oluyoruz. Her şeyin birbirine bağlı olduğu ve tüm teknolojilerin bütünleştiği bu çağ Toplum 5.0 çağıdır” sözleriyle değişimin tohumlarını dünyaya savurdu. O zamanlar içini çok dolduramadığımız bu kavram, bugün ayakları yere basan, izinden toplumları sürükleyen yeni dünyanın ta kendisi.
İnsanlık; tarihler boyunca avcılıktan tarıma, sanayiden bilgi toplumuna evrildi. Günümüzde de teknolojik ilerlemenin yol arkadaşlığını yanına alarak, Toplum 0.5 versiyonu ile görücüye çıktı. Merkezine insanı, insanın yaşam kalitesini ve sürdürülebilir kalkınmayı alan bu yeni model; endüstri 4.0’ın getirdiği yeniliklerin toplumsal entegrasyonunu sağlama, teknolojiyi toplum çıkarına kullanma ve refahı artırma gibi “insan temelli” değişim çabalarının tamamını heybesinde taşıyor. Hedefleri daha detaylı kategorize edecek olursak;
-
Sağlıklı yaşam süresinin uzatılması,
-
Mobilite devriminin her alanda gerçekleşmesi,
-
Yeni nesil ve çok boyutlu tedarik zincirinin toplumun her kesimine ulaşması,
-
Altyapı ve yeşil kentsel dönüşümler,
-
Finansal teknolojilerin geliştirilmesi,
-
Sürdürülebilir kalkınma politikalarının uygulanması ve hedeflerin gerçekleşmesi.
Polonyalı Sosyolog ve Filozof Zygmunt Bauman Akışkan Toplum kitabında da toplumun bu yeni versiyonunu çok güzel işlemiş ve özü yalın bir şekilde ortaya koymuştur. Yaşadığımız gezegenin sorunlarına tek bir bakış açısı ve bireysel çözümler getirmek yerine, kolektifi sorumluluk almaya davet ederek sorunların küresel etkileşim ağıyla çözülebileceğinin altını çizmiştir. Bauman’a, göre parçası olduğumuz “akışkan toplum” sürdürülebilir barışı ve refahı herkesin birbiri için sorumluluk aldığı politikalar zemininde sağlayabilir. Bu da Toplum 5.0’ın inşası ile mümkün olacaktır.
Ruhunda Sürdürülebilir Kalkınma Var!
Sürdürülebilirlik stratejisi; günümüz kuşaklarının ihtiyaçlarını karşılarken eş zamanlı olarak, gelecek neslin ihtiyaçlarını da gözeterek kaynak kullanımının bütüncül bakış açısı ve toplum temelli dizayn edilmesine dayalı bir kalkınma modeli.
United Nations (UN) Global Compact aralarında Türkiye dahil 160’ın üzerinde ülkenin yer aldığı, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifidir. 1999 yılların başında çalışmalarına başlayan bu inisiyatif, 2000 yılında uluslararası antlaşmalarla küresel bir uygulama planı haline gelerek dünyamız, toplum ve iş dünyasının temel ihtiyaçları karşılanmasına yönelik, geleceği sahiplenen faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. Son olarak 2030 dünyası için belirlenen 17 ilke üzerinde çalışmalarına devam eden bu oluşumun önceliği; iklim krizi, yoksulluğu ortadan kaldırılması, toplumsal cinsiyet eşitliği, gezegenin korunması ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasıdır. Bunlar üzerinden evrensel eylem çağrısını yapar.
Toplum 5.0 Japonya’ya dağan bir çocukmuş gibi dursa da Birleşmiş Milletler ’in ortaya koyduğu 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini besleyen, onun zeminini hazırlayan niteliktedir. Toplum 5.0’ın entegrasyonu ile sürdürebilir kalkınma amaçların birçoğu topluluk ve coğrafya ayırt etmeksizin gerçekleşecektir.
Toplumla Uzlaşma, Sosyal Diyalog Zamanı… Var mısın?
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler bölümünün düzenlediği Betül Mardin Seminerleri’nin bu seneki konsepti "toplumsal uzlaşma”ydı. Alanında uzman olan toplum mühendisleri, iletişim hocaları ve marka yöneticileri Toplum 5.0’ı farklı perspektiflerden ele aldılar. Toplum 5.0’ın kalbi olan toplumsal uzlaşma ve sosyal diyalogla toplum yeniden inşa edilirken bunu yönetecek liderlere de değinildi. Liderleri bu dönüşümde zorlu sınav ve baştan aşağı bir değişimin beklediği gerçek. Peki ülkelerini, organizasyonlarını 2030’a taşıyacak liderlere verilen mesajlara kısaca göz atacak olursak;
-
Organizasyonları yönetenler; bilgiyi saklayan, ilham vermeyen ve bireysel hareket eden liderler artık sahneden inebilirsiniz, bu seyirci sizi alkışlamayacak. Başarı ve kârlılığın ötesinde, empati ile etki yaratacak liderler, perde hazır! Sizleri sahneye alabiliriz,
-
Sevgili markalar; paydaşlarınız, gündelik hayatı iyileştiren ve sürdürülebilirliğe katkı sunan markaları tercih edecek! Az kalsın unutuyordum… Çevreyi ve hayvanları paydaşlarınız arasına almayı unutmayın ve iyiliği seçin,
-
Ülkeleri yönetenler, toplumsal uzlaşmayı evrensel olarak ele alın! İletişim, fırsat eşitliği, insan hakları ve farklılıklara saygı konularını ivedi gündeminize taşıyın, kapsayıcılık bu dönemin şifası, kutuplaşmanın önüne geçin,
-
Stratejilerinizi ve projelerinizi teknoloji, çevre ve sağlık entegrasyonu ile inşa edin,
-
Toplumları şekillendiren ve gelişmişlik düzeylerini belirleyen “kadınlar” bu değişimin öncüsü siz olacaksınız kozanızdan çıkma zamanı.
Toplum 5.0’ın Pandemisinde Liderlik Sınavı
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin sağlanabilmesi ve toplum 5.0’ın her alanda inşası için liderlere büyük rol düşmekte. Cambrige Üniversitesi’nin bu alanda verdiği seminerlerde Toplum 5.0’ın liderlerini empatik, duygusal zekâsı yüksek, kültür ve değerlere odaklanan, kapsayıcı, inovatif, güven veren ve yüksek gönüllülük anlayışa sahip olarak tanımlamaktadır.
Forbes’un haberine göre pandemi esnasında güçlü, toplumsal etkiye sahip, stratejik, çevik, uyumlu, çok yönlü sempatik liderlik özelliklerinin yönetimde başarılı olduğu yönündedir.
Siyasetteki Topuk Seslerini Duyuyor musunuz?
Angela Merker bu tarife uyarak pandemi döneminde ülkesini başarıyla yönetmeyi başarmış bir lider ve bu özelliklerinden dolayı TIME dergisi tarafından da “Yılın Kişisi” seçildi. Konuya ilişkin kaleme alınan yazıda “onun politik tarzında ne bir özel yetenek ne süslü konuşmalar ne de karizma var. Sadece felaketten sağ kalan birinin keskin güç duygusu ve bir bilim insanının veriye olan sadakati var” görüşüne yer verildi.
Geriden yönetme sanatını ustalıkla uygulayarak, otorite ve güç silahını bir kenara koyarak, krizi ipeksi dokunuşla vatandaşını ortak hedefe güdüleyerek ve en az hasarla yönetmeyi başaran Merkel; her şeyin hızla değiştiği bugünlerde liderlik tipinde de dönüşümün ayak sesini dünyaya duyurdu.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinde Ardem, bu süreçte toplumun her kesimini kucaklayan iletişimiyle, mizahi yapısıyla halka moral vererek toplumsal uzlaşmayı sağladı. Diğer dikkat çeken özellikleri yüksek empati ve eyleme yönelik aksiyonlar almasıydı. Mesafe yerine, eşitlenmeyi ve ulaşılabilirliği tercih etti.
Son örnek hâlâ durulmayan biri seçimin kaosundan başarıyla çıkan Kamala Harris’in hikayesi. O her başarılı erkeğin arkasındaki gizli kadın öznesi olmak yerine “Buradayım ben de varım” dedi! İlk siyahi seçilmiş kadın lider olarak tarihe adını yazdı. 2020 yılı ABD’de birden fazla ayrımcılık ve şiddet olaylarına ev sahipliliği yaptı ve olaylar durulmayacağa benziyor. Harris’in seçim kampanyasındaki dönüşümsel liderlik tarzı ve kapsayıcılığı başarısının temelini oluşturan baş etkenlerden. Seçim sonrasında adalet sistemi ve demokrasi üzerine yaptığı konuşma ile ABD’de uçurumlar oluşturan toplumsal uzlaşmaya dair ilk paragraf başını yaptı bile.
Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışmalar yürüten Female Quotient’ın CEO’su Shelley Zalif pandemi döneminde kadın liderlerin başarılı olmasını mütevazılığa, ben yerine biz odaklı düşünce yapısına, işbirlikçiliğe, merhamete, uzun vadeli düşünebilen ve uzlaşmacı özelliklere bağlayarak erkek liderlerden ayıran temel özellikleri net bir şekilde ortaya koymuştur. Toplum 5.0’ın inşası için de aranan kan bu özelliklerde gizlidir.
Toplum 5.0’ın Liderliğinde IQ, EQ’nun Bir Adım Gerisinde
Heraklitos “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” diyor. Çok büyük toplumsal değişimden geçiyor ve yeniden yapılanıyoruz. Unutmayın; tarih sadece kim olduğunuzla değil, gelecek hakkında ne düşündüğünüzle ve onun için ne yaptığınızla da ilgileniyor. Duygular, duyarlılık, işbirliği, sosyal etki dayanışma kolektif akıl bu modelin baş aktörü. Geleceğin inşasına ve toplumsal dönüşüme katkı koyma zamanı.