2021 yılı, pandeminin iş dünyası üzerindeki dönüştürücü etkilerini kabullendiğimiz, adapte olduğumuz ve harekete geçtiğimiz bir yıl oldu. 2022 yılı ise yola koyulduğumuz yeni düzende ivmelenme dönemi...
En iyi performans gösteren organizasyonlar, sürekli değişen müşteri ihtiyaçlarına hızla cevap verebilmek ve mümkün olan en büyük değeri yaratabilmek için karar verme süreçlerini geliştiriyor. En kısa sürede değer sunabilmenin yolunun merkezi olmayan karar verme mekanizmalarından geçtiğini fark eden şirketler kültürlerini, ekiplerini ve süreçlerini bu doğrultuda dönüştürüyor.
Etkili çevik karar vermenin dört ana bileşeni var: esneklik, öngörü, güç ve şeffaflık. Ekiplerinizin çevikliğini ve adaptasyon kasını geliştirerek, organizasyonunuza gerektiğinde yeni bilgiler ışığında daha hızlı bir şekilde yön değiştirebilme kabiliyeti kazandırabilirsiniz. Karar vermek için gerekli tüm bilgilere sahip olmasanız bile, mevcut veriler ve şeffaf iletişimle çeşitli olasılık senaryoları geliştirebilir cevap verme hızınızı artırabilirsiniz.
HBR Türkiye ve ACM olarak bu sayımızda hem karar verme süreçlerini pek çok açıdan ele alıyor, organizasyonun her köşesinde etkili ve ölçeklenebilir karar almanızı sağlayacak çerçeveler sunuyor, bunu başarmış şirketlerin bakış açılarını paylaşıyoruz. Hızlı hareket etmenin rekabet avantajı getirdiği yeni düzende aslında ekipler arası şeffaf iletişimin ve ortak akılın ne kadar önemli olduğunu keşfediyoruz.
Pandemi bize belirsizliklerin her daim olacağını öğretti. Karar verirken de belirsizliklerin olacağını kabullenip ona göre hareket etmek, karasızlığın getirdiği zaman kaybının önüne geçmemizi sağlayacaktır. Önemli olan zor kararlar almaya, sonuçlarından öğrenmeye ve daha iyi kararlar vermeye niyetli olmamız.
Keyifle okumanız dileğiyle…
