Evdeki görev ve sorumluluğun kadın-erkek arasında eşit paylaşımı konusunda örnek hikayelere odaklanan BSH’ın Future Bright ile gerçekleştirdiği araştırma, teknolojiyle evde yeni bir rol dağılımının mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Yaşam kalitesini artırmaktan söz ettiğimizde sürdürülebilirlikle birlikte teknolojinin hayatımıza getirdikleri gündeme geliyor. Peki, teknoloji sayesinde evde yeni bir rol dağılımı mümkün mü? Bosch ve bağımsız araştırma kuruluşu Future Bright’ın birlikte gerçekleştirdikleri araştırmanın sonuçları bu soruyu “Kesinlikle evet!” diyerek cevaplıyor. Araştırma aynı zamanda yaşam kalitesini artırmak için “evde paylaşmanın” önemine vurgu yapıyor.
Evde yaşam kalitesini artırma misyonuyla tüketicilerinin yanında olan BSH’ın Türkiye Marka Pazarlama Direktörü Hilal Eksel Merter, teknolojik yeniliklerin ev işlerine adaleti ve eşitliği getirdiğinin altını çiziyor. “Geçtiğimiz dönemde evde geçen zamanın ve evin öneminin çok arttığını biliyoruz” diyen Merter, bu konuda Future Bright işbirliğiyle gerçekleştirdikleri araştırma sonuçlarına dikkat çekiyor. Merter’in çalışmaya ilişkin paylaştığı verilere göre;
- Pandemi sürecinde mutfak, en çok zaman geçirilen alanlardan biri oldu.
- Ev temizliği sağlık açısından daha da önemli görülmeye başlandı.
- Ev, yaşamın merkezinden, yaşamın kendisine dönüştü.
- İster çalışsın ister evde olsun kadının iş yükü pandemide önemli boyutta arttığından bu durum evde, aile üyeleri arasındaki tansiyonu artırdı.
Merter, araştırmayla beraber pandemi döneminde yayınına başladıkları ‘En Güzeli Evde’ platformunda ve ‘Saygının En Güzeli Evde’ kampanyasına aldıkları geri dönüşlerle tüketicileri yakından gözlemleme şansı bulduklarını söylüyor. Merter, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu süreçte bir yandan evdeki tansiyonu hissettik, bir yandan da değerli şefler ve çözüm sunan teknolojilerle tüketicilerin yanında olduk. Hem kendi araştırmamızla hem de diğer değerli araştırmalarla ev işlerindeki rol dağılım değişimlerini de net bir şekilde gördük. Örneğin; Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin bu yıl Mart ayında yayınladığı rapora göre pandemi öncesinde ev işlerinden sorumlu olmadığını belirten erkeklerin oranı yüzde 82’den, pandemi sürecinde yüzde 75’e inmiş. Bu çok umut vadeden bir gelişme. Kadın-erkek eşitliği evde başlıyor. Üstelik çocuklarımızla başlıyor. Ev işlerinde eşitlik, Bosch’un temel felsefesi olan evde yaşam kalitesini artırıyor. Biz de Bosch olarak bu konuyu önemsiyoruz. Bosch, teknolojisiyle akıldaki yükleri alan, kullanıcı dostu tasarımıyla rahat ve keyifle kullanılan, bütün bunların sonucu olarak ev işlerine adaleti, eşitliği getiren bir marka. Evdeki, mutfaktaki üçüncü kişiyiz, çocuklu ailelerde de +1’iz.”
Evde eşitliğe hizmet eden teknolojiler
Merter, güçlü Ar-Ge birimlerinin tüm çalışmalarıyla evdeki, mutfaktaki üçüncü kişi olarak Bosch ürünlerinin yetenek ve yetkinlerini sürekli daha da artırdığını belirtiyor. Sadece erkeklerin değil gençlerin hatta çocukların da ev işlerinde sorumluluğa ortak olmasında rol oynadığını söylüyor. Böylece Bosch elektrik süpürgelerinden fırınlarına bütün ürünlerin, evde eşitliğe daha fazla hizmet ettiğini ekliyor. Merter, “Bir örnekle kısaca özetleyeyim. Araştırmamızda çamaşır makineleri erkeklerin kendilerini nispeten daha yakın hissettikleri bir teknoloji. i-DOS çamaşır makinelerimiz akıllı dozaj sistemiyle ne kadar deterjan kullanılacağına kendi karar veriyor, aynı zamanda çamaşırların türünü sensörleriyle algılıyor ve programı ona göre seçiyor. Kirlilik seviyesini de aynı şekilde belirliyor ve ona göre program sunuyor. Tüm bu özellikler erkek tüketicilerimizin üstelik de home connect teknolojisiyle akıllı telefonlarından uzaktan çamaşırlarını yıkamalarına destek sağlıyor. İnovatif ve tüketicilerin hayatını kolaylaştıran teknolojilerle erkekler de kolayca ev işlerini paylaşabiliyor” diyor.
İletişim teknoloji kadar güçlü
Evde eşitliği, iletişim çalışmalarının da merkezine yerleştirdiklerini belirten Merter, “Pandemi öncesi dönemde de stratejik önceliklerimiz arasında yer alan bu konunun öncülüğünü üstlenerek biraz önce saydığım özelliklerimizle desteklediğimiz ‘En Güzeli Evde’ kampanyamızla; evdeki görev ve sorumluluğun, kadın-erkek arasında eşit paylaşımı konusunda örnek hikayelere odaklandık. Teknolojiyle yeni bir rol dağılımının mümkün olduğunu gördük” diyor.