Vegan ve sürdürülebilirlik temelli ürünleriyle tüketicileri kişisel bakım alanında doğru çözümler kullanmaya teşvik eden TAKK ile bireylerin mental esenliklerine odaklanan online terapi kuruluşu Hiwell işbirliğine gittiler. Birbirinden çok farklı iki sektörde faaliyet gösteren bu iki şirket güç ve amaç birliği yaparak müşterilerinin, iki markanın ürün ve hizmetlerinden yararlanarak gerçek çözümlere ulaşmasını hedefliyorlar.
Dünyamız ekonomiden politikaya, jeopolitikadan iklim değişikliğine çeşitli krizlerin birbirini tetikleyerek koşulları daha da zorlaştırdığı bir çoklu kriz devrinden geçiyor. Çoklu kriz ortamı hepimizi daha tedirgin, daha güvensiz olmaya itiyor. Bu güvensizlik ortamı ise hem ekonominin hem şirketlerin hem de kişisel psikolojilerin iyiye gitme ihtimalini güçleştiriyor. Bu gerçekliğin farkında olan Dünya Ekonomik Forumu, 2024 yılında ‘Güveni Yeniden İnşa Etmek’ teması etrafında gerçekleşti.
Peki çoklu kriz ortamında güveni yeniden inşa etmek nasıl mümkün olabilir? Elbette radikal işbirliği ve dayanışma ile… Farklı endüstrilerin, kamu ve özel sektörün, küresel kuzey ve güneyin hatta rakiplerin birlikte çalışarak baştan inşa edeceği yeni bir ekonomik düzenin kurulması zorunlu görünüyor. Şirketler arası işbirliği ve dayanışmanın mümkün olabilmesi içinse bir ön şart var: Şirketlerin, kâr etmenin ötesinde bir amaçlarının olması. Daha adil ve refah bir dünya düzenine geçişteki rolünü tanımlayamayan şirketlerin, yaratılacak değişimin aktörü olmaları son derece güç. Finansal sürdürülebilirliğin bir ön şart olduğunu bilen yapılar ise çözümler etrafında diyalog kurup, yepyeni işbirliği ve dayanışma modelleriyle güçlenmeyi planlıyorlar.
Dünya Ekonomik Forumu’nun gerekli işbirliği ortamını tanımlarken “radikal” kelimesini kullanmasının nedeni iş dünyasında yatkın olmadığımız bir düşünce sistematiğine işaret ediyor. İlk anda ilişkilendiremeyeceğimiz şirketlerin bir araya gelerek yapabilecekleri projelere ve çalışma modellerine her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız var. Bugün söz konusu radikal işbirliğine Türkiye’den örnek vermek mümkün: Bir online terapi uygulamasıyla bir kişisel bakım şirketi, aynı amaç etrafında güçlerini birleştiriyor.
Mucize ekonomisinden istikrarlı çözümlere
Bu çarpıcı bir işbirliğinin detaylarına girmeden önce, bugün internet dünyası ve sosyal medyadaki mevcut duruma göz atmakta fayda var. Dünyanın içinden geçtiği çoklu krizin yarattığı güvensizlik ortamında, “mucize ekonomisi” olarak adlandırabileceğimiz bir ekosistem hızla büyüyor. Ne yazık ki mutluluk, esenlik, başarı veya güzellik arayışında olanların hatırı sayılır bir kısmı, hızlı ve kestirme çözümlerin cazibesine kapılmadan edemiyor.
Kuşkusuz, Google’da yapılan basit bir arama sonucunda veya Instagram akışında öylece dolaşırken “anında sonuç verdiği” iddia edilen “mucizevi” çözümlere rastlamayan kimse yoktur. Hele hele, bedenin ve psikolojinin esenliği veya kişisel bakım söz konusu olduğunda, internet bu türden “hayatı kolaylaştıran” buluşlardan, keşiflerden, çözüm önerilerinden, motivasyon içeriklerinden, her şeyi bir anda değiştirecek ürünlerden, ipuçlarından ve listelerden geçilmiyor; seçeneklerin sonu gelmiyor. Fakat anlık motivasyonlar da köklü değişimleri ve kalıcı çözümleri garantilemiyor. Köklü değişimler, dönüştürücü deneyimler söz konusu olduğunda, mucizelerden ziyade ritüeller ve alışkanlıklar devreye giriyor. Strese neden olan etkenler ancak istikrara dayalı çözümlerle ortadan kalkıyor.
İşte bu gerçekten hareketle, kişisel bakım alanında yalnızca temel ihtiyaçlara odaklanan, tüm ürünlerini canlılara saygı felsefesiyle geliştirirken kullanıcılarını minimalist bir yaşama yönlendirmeye çalışan TAKK ve alanında önde gelen online terapi uygulaması Hiwell bir misyon birliğinde buluştular. Kişisel bakımda mucizelere, kestirme çözümlere yer olmadığına dikkat çeken TAKK, bu bağlamda müşterileriyle sağlıklı ve gerçek bir ilişki kurmaya odaklandığını, kullanıcıların kendi yaşam tarzlarına uygun ürünler seçmelerine yardımcı olma misyonuyla çalıştığını vurguluyor. Zira gerçek kişisel bakım gençlik iksirleri ve mucizelerden değil, düzenli ve tutarlı alışkanlıklar kazanabilmekten geçiyor.
Sorunların gerçek nedenini bulmak için anlamlı işbirliği
Hiwell’in Kurucu CEO’su Ali Ozan Özçiçek “TAKK ve Hiwell olarak mucize ekonomisinin karşısına düzen ve istikrarı koymayı hedefliyoruz. İş felsefelerimizi işbirliğimizle daha güçlü kılacağımıza inanarak hizmet ve ürünlerimizi birbirimizin müşterilerine ayrıcalıklı olarak sunuyoruz.” diyor ve ekliyor: “Bambaşka sektörden bir şirketle köprü kurabilmenin, Dünya Ekonomik Forumu’nun deyimiyle radikal işbirliğinin yolu kârı aşan bir misyon felsefesi ortaya koyabilmek, bir hedef birliği ortaya çıktığında bunu projeleştirebilecek esnekliğe sahip olmak ve karşılıklı güveni inşa edebilecek yetenekleri bulundurabilmekten geçiyor. Bizler TAKK ve Hiwell olarak, gerçekleştirdiğimiz işbirliğiyle dünyanın hak ettiği gelecek ekonomisine katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. Yeni refah ekonomisinin aktörü olabilmek için köprüler inşa etmeyi öğrenmek her şirketin hedefi olmalı.”
Hiwell ve TAKK’ın işbirliğine ilişkin bir açıklama yapan TAKK’ın kurucusu Pınar Akıskalıoğlu ise , “Gerçek mutluluk, içsel dengeyi, kişisel değerleri sabırla keşfetmeyi, beklentiler ve ihtiyaçlarla başa çıkmayı, başkalarıyla ilişkilerimizi güçlendirmeyi, sürekli çaba harcamayı zorunlu kılıyor. Yüzeysel belirtilerin ötesine geçmenin ve sorunların gerçek nedenlerini bulmanın, başka bir deyişle ‘sorunlar üzerinde çalışmanın’ hayati düzeyde önem taşıdığı terapi hizmetinde süreklilik dışında bir seçenek bulunmuyor” diyor.
