Teknolojik yenilik, ancak toplumsal ve çevresel sorumlulukla birleştiğinde geleceğimizi de koruyacak gerçek bir dönüşüme dönüşür. Bilişim sektöründe örnek uygulamalara imza atan Doğuş Teknoloji, sürdürülebilirlik alanındaki taahhütleri, yayımladığı Sürdürülebilirlik Raporu ve gerçekleştirdiği çalışmalarla teknoloji sektöründe dikkatleri üzerine çekiyor. Aynı zamanda Doğuş Teknoloji, sürdürülebilirliği yalnızca duyarlılık anlayışıyla sınırlamıyor; iş stratejilerine entegre ettiği, ölçülebilir ve sürekli gelişen bir değer alanı olarak ele alıyor.

Bu yaklaşımın temel taşlarını ortaya koyan 2023–2024 Sürdürülebilirlik Raporu, şirketin sürdürülebilirlik odağındaki önceliklerini ve attığı somut adımları kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor. Raporun arkasındaki stratejik bakış açısını ve uygulamaya yönelik yaklaşımı ise Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Eray Gözener ile İş İlişkileri Yönetimi & Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Esra Adalı Ayas aktarıyor.

Eray Gözener, Doğuş Teknoloji, Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı:

“Geleceğin daha yaşanabilir olması, bireyden kuruma hepimizin ortak sorumluluğu. Doğuş Teknoloji olarak sürdürülebilirliği, uzun vadeli büyüme hedeflerimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Liderliğini de üstlendiğim Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuzla 2020’den bu yana, çevresel ve toplumsal etkilerimizi azaltmaya odaklanan bir yaklaşımla ilerliyor; dijital dönüşümün yalnızca teknolojiyle değil, aynı zamanda tüm bu konulardaki sorumlulukla yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz.

“Kısa süre önce yayımladığımız 2023–2024 Sürdürülebilirlik Raporumuzda, stratejik yaklaşımımızı somut projelerle ortaya koyduk. Enerji verimliliğinden toplumsal cinsiyet eşitliğine, yenilikçi Ar-Ge uygulamalarından çevresel etki yönetimine uzanan çalışmalarımızla; teknolojik dönüşüm yolculuğumuzu sosyal ve çevresel sorumlulukla bütünleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimizi şekillendirirken Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’ndan beşini önceliklendirdik: Nitelikli Eğitim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı, Sorumlu Üretim ve Tüketim ve İklim Eylemi.

Bu odak alanlarımız kapsamında sürdürülebilirlik projelerimizden sizlere bahsetmek isterim... Doğuş Teknoloji olarak elektronik atıkların geri dönüştürülmesiyle hem çevresel etkiyi azaltıyor hem de elde edilen gelirle eğitim projelerine kaynak sağlıyoruz. 2022’den beri yaklaşık 7 ton elektronik atığı geri dönüşüme kazandırarak hem doğaya katkı sağladık hem de toplumsal faydayı büyüttük.

Ofislerimizde her gün tüketilen kahvelerin ardında kalan posaları çöpe göndermek yerine Wastespresso ile iş birliği yaptık. Bu atıkları geri dönüştürerek israfı önlüyor, karbon salımını azaltıyoruz. Sadece birkaç ayda 210 kg CO₂e salımının önüne geçtik. Çünkü bizce alışkanlıkları dönüştürmek, sürdürülebilirliğin en güçlü adımlarından biri…

Dijital altyapımızda da aynı bakış açısıyla ilerliyoruz. Veri merkezimizde hayata geçirdiğimiz Sera Gazı ve Emisyonları Yönetim Sistemi sayesinde karbon ayak izimizi ölçülebilir hale getirdik. Güneş enerjisi yatırımlarımızla ise iki yılda 2 milyon kWh enerji üreterek doğayı koruma sorumluluğumuzu sadece sözde bırakmadık; 23.500 ağacın sağlayacağı etki ile ölçülebilir hale getirdik.

Öte yandan, yazılım geliştirme süreçlerimizi de bu vizyonla dönüştürüyoruz. Daha verimli kodlar, daha az kaynak tüketimi, daha düşük bakım maliyetleri… Her satırda sürdürülebilirliğe dokunan bir mühendislik anlayışıyla ilerliyoruz.

Özetle, sürdürülebilirliği bir başlık olarak değil, kararlarımızın doğal bir refleksi olarak görüyoruz. Doğuş Teknoloji’de teknoloji geliştirirken ve bugünün ihtiyaçlarını karşılarken yalnızca sistemleri değil, yarının dünyasını da şekillendirdiğimizin farkındayız.”

“Eşitlik ve Etki Odağında Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşa Ediyoruz”

Sürdürülebilirlik, Doğuş Teknoloji’de bir stratejiden öte; insan odaklı bir dönüşüm yolculuğu. Bu yolculuğun merkezinde ise “yenilikçilik” kadar “eşitlik” ve “etki” var.

“Sürdürülebilirliğin temelinin insan olduğunu biliyoruz,” diyor, Doğuş Teknoloji İş İlişkileri Yönetimi & Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Esra Adalı Ayas ve ekliyor: “Bu nedenle her şey, çalışan gelişimiyle başlıyor. Yıl boyunca planlanan kişisel ve mesleki gelişim eğitimleriyle yalnızca beceriler değil, bakış açıları da dönüşüyor.

İnsan odaklı yaklaşımımızı yalnızca mevcut çalışanlarımızla sınırlamıyor; geleceğin yeteneklerine de aynı vizyonla yaklaşıyoruz.  Bu yaklaşımın en somut örneklerinden biri, her yıl binlerce başvuru alan ve Doğuş Teknolojide uzun dönem staj ve iş imkanı fırsatı sunduğumuz “Geleceğe Giriş” programımız. Üzerine eğildiğimiz diğer başlık ise kadın istihdamı... Bizim sürdürülebilirlik vizyonumuzun en önemli parçalarından birini temsil ediyor. İşe alımdan ücret politikasına, liderlik gelişiminden mentorluk programlarına uzanan eşitlik temelli uygulamalarımız sayesinde “İş’te Eşit Kadın” Sertifikası almaya hak kazandık. Bu bizim için yalnızca bir belge değil; kalıcı bir dönüşümün göstergesi.

Bu yaklaşımı 2022’de başlattığımız “Eşitliğe Söz Veriyoruz” projesiyle derinleştirdik. Dildeki cinsiyetçi kalıpları değiştirmeyi hedefledik ve çalışanlarımızı bu dönüşüme dahil ettik. Ayrıca geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde, ofis içi yazışmalarda cinsiyetçi ifadelere karşı otomatik uyarılar ve öneriler sunarak farkındalığı artırdık. Özetle, şirket içinde çeşitliliği ve kapsayıcılığı artırmaya yönelik yürüttüğümüz politikalarla; sürdürülebilirliğin temeline insanı odağına alan anlayışımızı her düzeyde hayata geçiriyoruz. Bu noktada, çeşitlilik inovasyonu besliyor, eşitlik ise sürdürülebilirliğin temelini sağlamlaştırıyor. Doğuş Teknoloji olarak geleceği bugünden şekillendirmeye devam ediyoruz.