HP Türkiye'nin genel müdürü Serdar Urçar ile HP'nin dijital dönüşüm stratejileri, yapay zekâ ve güvenlik çözümleri ile ülkemizdeki teknoloji ekosistemine katkıları hakkında konuştuk.
HP Türkiye'ye genel müdür olarak seçilmenizle birlikte, kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir strateji izlemeyi planlıyorsunuz?
HP olarak hem bireysel hem de kurumsal anlamda pürüzsüz bir dijital deneyime odaklanıyoruz. Bu deneyimin donanım tasarımı ve kalitesi, servis yelpazesi ve tamamlayıcı aksesuarlar gibi boyutları var. Hem bireysel çalışma alanı hem de Poly gibi çözümlerle kolektif çalışma alanı, toplantı ve video konferanslar bizim deneyim kapsamımıza giriyor. Oyun bilgisayarlarımız ve HyperX gibi yeni markalarımızla da dijital ofis yaklaşımımızın yanına, dijital eğlence ortamını da ekliyoruz. Öncelikle bu üst düzey dijital çalışma ve eğlenme deneyimini tüm unsurlarıyla ülkemizde de yaşatmak istiyoruz. Bunun yanı sıra HP’nin 35 yıl önce ülkemize geldiğinden beri bir ekosistem oluşturma ve geliştirme odaklılığı var. Bugün HP Türkiye, ülkemizin en önemli teknoloji ekosistemlerinden birini yaşatıyor ve arkasında duruyor. Bundan sonraki dönemde de iş ortaklarımızın yeteneklerini ve müşterilerine sundukları çözümleri geliştirmelerine destek olacağız. Son olarak da HP’nin bir okul şirket olma misyonu ve çizgisi var. Hem ülke organizasyonumuzdaki yetenekleri geliştirmeye devam edeceğiz hem de yurtdışındaki HP organizasyonlarına ihraç ettiğimiz liderlerin sayısını arttırmaya devam edeceğiz.
Dolayısıyla yeni görevimde üç temel hedefim var diyebiliriz: müşterilerimizin dijital deneyimini geliştirmek, etrafımızdaki ekosistemi uzmanlık anlamında derinleştirmek ve etkisini büyütmek, yetenek ve liderlik gelişiminde örnek bir organizasyon olmaya devam etmek.
HP'nin yapay zekâ stratejileri hakkında konuşabilir misiniz? Şirketinizin yapay zekâ alanındaki öncelikleri nelerdir?
HP'nin sahiplendiği alanlardan biri de yeni ortaya çıkan ancak hızla büyüyen yapay zekâ bilgisayarları kategorisi. Bunlar, büyük dil modellerini (LLM'ler) yerel olarak hızlı bir şekilde çalıştırma özelliği de dahil olmak üzere gelişmiş yapay zekâ özelliklerine sahip bilgisayarlar ve genellikle bir CPU, GPU ve bir sinir işleme birimi (NPU) içeren yeni bir işlemci dalgası tarafından etkinleştirilirler. Yapay zekâ, HP'nin sektöre öncülük etme fırsatına sahip olduğu yeni bir inovasyon çağını beslediğini gördüğüm iki ana trendden biri. Yapay zekâ sadece üretkenliğimizi arttırmayacak, aynı zamanda bireyler ve kurumsal yaratıcılıkta engelleri ortadan kaldırarak, çok daha yenilikçi olmamızı sağlayacak.
HP, yapay zekâ uygulamalarında güvenlik konusunda nasıl bir strateji izliyor ve müşterilere nasıl güvenilir çözümler sunmayı hedefliyor?
Bilindiği üzere güvenlik, yeni sistemlerimizin en önemli avantajlardan biri çünkü güvenlik konusu HP için uzun zamandır farklılaştırıcı bir unsur olmuştur. Gezegendeki en güvenli bilgisayarlara sahibiz. Yapay zekâ söz konusu olduğunda, mesele sadece verilerin güvenliğini sağlamak değil, aynı zamanda modellerin güvenliğini sağlamakla da ilgili ve bunun işe yaraması için sahip olduğumuz teknolojilerden yararlanabiliyoruz. Son birkaç yıldır uç nokta güvenliğini artırmak için geliştirdiğimiz Wolf Security teknolojileri bunların en başında geliyor.
Yapay zekâlı bilgisayarların, HP'nin kanal ortakları için sadece cihazlardan elde edebilecekleri satışlar ve marjlar nedeniyle değil, aynı zamanda bu tür sistemlerden yararlanacak servis ve yazılım dalgası nedeniyle de "süper cazip bir fırsat" olduğuna inanıyorum. HP'nin yapay zekâda gördüğü fırsatlar, şirketin PC ve yazıcı işlerinin çok ötesine geçerek çevre birimleri, yazılım ve hizmetler gibi stratejik büyüme alanlarına yayılan hibrit iş çözümlerinde lider olma çabasıyla uyumlu olacak. Hibrit ve yapay zekâdaki değişimle birlikte bu trendleri yenilik yapmak ve yeni fırsatlar yaratmak için kullanıyoruz ve bu HP'nin yapacaklarının merkezinde yer alacak.
Yapay zekânın iş ve yaşam tarzlarını dönüştürme potansiyelinden bahsedersek HP, müşterilerin bu dönüşüme daha etkin bir şekilde adapte olmalarına nasıl yardımcı olmayı hedefliyor?
Kurumların 2024 yılında kendilerini nasıl daha iyi koruyabilecekleri konusunda şu görüş ve tavsiyelerde bulunabilirim: Kurumlar, yapay zekânın iş ve yaşam tarzlarını dönüştürme potansiyelinden, yüksek değerli kimlik avı hedeflerini belirlemek veya siber casusluğu izlemek için kalıpları veya anormallikleri tespit etmek gibi siber savunmaları iyileştirmek için yararlanabilir.
Bunun yanı sıra, riskli faaliyetleri izole edip kontrol altına alarak, uygulamaları koruma altında tutarak ve kimlik bilgisi hırsızlığını önleyerek kullanıcılar için sanal bir güvenlik ağı oluşturulmasının yanısıra bilinen ve bilinmeyen tüm tehditlere karşı koruma sağlamak için Sıfır Güven ilkelerinin benimsenmesini şiddetle öneririm. Ayrıca kurumlar, donanım ve ürün yazılımı yapılandırma yönetiminin olgunluğunu artırmak için yatırım yaparak cihaz yaşam döngüsü boyunca donanım ve ürün yazılımı güvenliğini aktif bir şekilde yönetmeli. Yazılım veya fiziksel ürünlere giden tüm potansiyel yolları belirleyerek tedarik zinciri esnekliğini artırmak için risk temelli bir yaklaşım benimsenmeli.
Gelecekteki teknoloji trendleri hakkında ne düşünüyorsunuz ve HP, bu trendlere nasıl uyum sağlamayı planlıyor? Yeni teknolojilere ve pazar ihtiyaçlarına nasıl yanıt vereceksiniz?
Yapay zekâ, bilgisayar başındaki insanı, teknolojinin sadece tüketicisi değil, yaratıcısı haline getirecek. Bir diğer deyişle yapay zekâ, kişisel bilgisayarın rolünü internetin yaptığı gibi çarpıcı ve temelden değiştirecek; bir bilgisayarın ne olduğunu ve ne işe yaradığını yeniden tanımlayacak. Bunu üç ana eksende ifade edecek olursak; ilk olarak yapay zekanın kullanımı ile her kurumsal çalışanın en üst düzeyde bir asistanlık hizmeti alarak çok daha üretken ve yaratıcı olma şansını yakalayacağını söyleyebiliriz. İkinci olarak ise yapay zekâ kullanımı arttıkça hassas kurumsal bilgileri korumanın ve uçtaki cihazda bilgi güvenliğini sağlamanın önemi çok artacak. Son olarak ise şu ana kadarki dijital uçurum, yapay zekâ ile beraber çok daha derinleşip, tehlikeli hale geleceğini öngörebiliriz. Yapay zekâ kullanmayan kurumlar ve bireyler global yarışta arayı kapatamayacak kadar geride kalacaklar.
Kişisel bilgisayarların tipik yenileme döngüleri artık her 3 ila 5 yılda bir yapıldığından ve sürdürülebilirliği artırmak için donanımın ömrünü uzatmaya yönelik daha geniş bir eğilim olduğundan, kuantum sonrası kriptografiye geçişin şimdi başlaması gerekiyor. HP’nin 2024 ESC yükseltmesiyle, Kuantuma Dayanıklı Kriptografi ile PC ürün yazılımı bütünlüğünü koruyacak donanım hazır olacak ve gelecekte PC'lerde kriptografinin yazılım uygulamalarına yapılacak yükseltmelerden önce güvenli bir temel sağlayacak. HP, PC ürün yazılımı bütünlüğü için bu yeni korumayı sunarken, müşterilerin bilgi sistemlerinin diğer tüm yönlerini kuantuma dirençli kriptografiye nasıl ve ne zaman geçirmeye başlayacaklarını değerlendirmeye başlamalarını öneriyoruz. HP olarak neler yaptığımıza gelince; Amplify Global İş Ortakları etkinliğinde, hassas verilerin yönetilebilirliğini ve korunmasını sağlamaya yardımcı olan HP'nin yükseltilmiş Uç Nokta Güvenlik Denetleyicisi (ESC) çipini içeren, kuantum bilgisayar saldırılarına karşı ürün yazılımını koruyan dünyanın ilk iş bilgisayarlarını tanıttık. İşlemci ve işletim sisteminden izole edilen ESC, veri ihlalleri riskini azaltan ve kesinti sürelerini önleyerek üretkenliği artıran bir donanım platformu sağlıyor. HP Elite ve ProBook dizüstü bilgisayarlar ve Z by HP iş istasyonları, son kullanıcıları nerede ve nasıl çalışırlarsa çalışsınlar korumak için HP Wolf Security for Business ile donatıldı. HP ayrıca, BT'nin otomatik cihaz izleme ve düzeltme ile uç noktaları tehditlere karşı korumasına yardımcı olmak üzere görev açısından kritik cihazlar için özel olarak tasarlanmış HP Cloud Endpoint Manager SaaS da piyasada yerini alıyor.