Mobilitenin, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi ekseninde şekillenen bütüncül bir ekosistem hâline geldiğini belirten AKLease Genel Müdürü Eser Okyay, elektrikli araçların yaygınlaşması, şarj altyapısının hızla gelişmesi ve kısa dönem kiralama uygulamalarının artması sayesinde bu alanda yepyeni iş modellerinin önünü açıldığını ifade ediyor.
Son dönemde iş dünyasını en çok ilgilendiren konulardan biri jeopolitik krizlerin sebep olduğu aksaklıklar. Küresel siyasi konjonktürün leasing sektörü üzerindeki etkisi ne oldu ve siz AKLease olarak bu doğrultuda ne gibi girişimlerde bulundunuz?
Son dönemde yaşanan jeopolitik gelişmeler, küresel tedarik zincirlerinde ve enerji piyasalarında dalgalanmalara yol açarken, bu durum finansman maliyetleri ve yatırım iştahı üzerinde de etkili oldu. Leasing sektörü, doğası gereği yatırım odaklı bir alan olduğu için bu dalgalanmalardan doğrudan etkileniyor. Ancak Türkiye ekonomisinin üretim ve yatırım tarafında önemli bir kaldıraç görevi üstlenen sektör, güçlü bilanço yapısı ve temkinli büyüme politikalarıyla bu süreci görece dengeli biçimde yönetiyor.
Biz AKLease olarak bu dönemde hem müşterilerimizin yatırımlarını sürdürülebilir şekilde desteklemek hem de kaynak tarafında çeşitliliği korumak adına proaktif bir strateji izliyoruz. Finansman tarafında tek bir kaynağa odaklanmak yerine hem yurt içinden hem de yurt dışından farklı kreditörlerle çalışarak geniş bir kaynak çeşitliliği sağlıyoruz. Bu yaklaşım, özellikle enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı projelerde uzun vadeli finansmana erişimi güçlendirirken, müşterilerimizin yatırım planlarını kesintiye uğratmadan hayata geçirmelerine olanak sağlıyor. Böylece küresel ölçekte yaşanan belirsizliklere rağmen, ülkemizin yatırım gücünü destekleyen istikrarlı bir büyüme çizgisini korumayı sürdürüyoruz.
Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği de iş dünyasını meşgul etmeyi sürdürüyor. AKLease olarak çevreci projelere büyük önem addettiğinizi biliyoruz. Bize bu alandaki faaliyetlerinden biraz bahseder misiniz?
Sürdürülebilirlik, AKLease’in stratejisinin merkezinde yer alıyor. Türkiye’nin tescilli ilk sürdürülebilirlik temalı leasing ürünü ECOLease ile yeşil yatırımlara öncülük ediyoruz. Yenilenebilir enerji, atık yönetimi, su verimliliği gibi enerji tasarrufu sağlayan yatırımları destekliyor, böylece hem çevresel hem ekonomik fayda yaratıyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 411 milyon dolar tutarında çevreci projeye finansman sağladık. Bu projelerle yıllık 1.713 milyon kWh yenilenebilir enerji üretimine katkı sağlıyor, 590 bin ton karbon azaltımı gerçekleştiriyoruz. Bu da 27 milyon ağaca eşdeğer bir çevresel faydaya karşılık geliyor.
Enerji verimliliği ve çevre dostu yatırımlarının yanında, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı odağında geliştirdiğimiz BLUELease ürünümüzü de portföyümüze eklemeyi planlıyoruz. Hedefimiz, önümüzdeki dönemde portföyümüzün tamamını çevresel ve sosyal etkisi yüksek projelerden oluşturmak ve 2030 itibarıyla sürdürülebilir ürün oranını en üst seviyeye taşımak. Uzun vadede ise 2050 yılına kadar net sıfır karbon operasyonlara ulaşmayı amaçlıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde AKLease Filo’yu hayata geçirerek operasyonel kiralama sektörüne adım attınız. Bu alandaki hedefleriniz neler?
Operasyonel kiralama sektörüne AKLease Filo markamızla giriş yaptık ve kısa sürede güçlü bir büyüme ivmesi yakaladık. Bugün itibarıyla 2 bin 500 araçlık bir filoya ulaştık ve 81 ilde hizmet veriyoruz. Bu sonuç, doğru zamanda attığımız stratejik adımların ve güçlü finansal altyapımızın bir yansıması. Amacımız yalnızca bir araç kiralama markası olmak değil, müşterilerimizin mobilite yolculuğunun her aşamasında uçtan uca çözümler sunan güvenilir bir iş ortağı hâline gelmek.
Orta vadede uzun dönem kiralama çözümlerinin yanı sıra kısa dönem kiralama ve dijital mobilite hizmetlerini de iş modelimizin bir parçası hâline getirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki beş yıllık süreçte 10 bin araca ulaşma hedefimiz bulunuyor. Uzun vadede ise Türkiye’nin en yenilikçi mobilite şirketlerinden biri olmayı amaçlıyoruz. Bu süreçte Akbank’ın finansal gücü ve teknoloji yatırımlarımızla, müşterilerimize güvenilir, esnek ve sürdürülebilir çözümler sunmaya devam edeceğiz. Kısacası AKLease Filo, sadece yeni bir iş kolu değil, aynı zamanda AKLease’in çevreci, dijital ve müşteri odaklı dönüşüm vizyonunun bir yansıması.
Son yıllarda araç sahipliği kavramında yaşanan değişikliklerin sonucunda ciddi bir mobilite ekosistemi oluştu. Nasıl bir ekosistem bu ve gelecekte nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz?
Mobilite artık bir ulaşım ya da araç sahipliği konusundan öte, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi ekseninde şekillenen bütüncül bir ekosistem hâline geldi. Bu dönüşüm, mobiliteyi sadece bireysel bir tercihten çıkarıp verimlilik, çevre dostu ulaşım ve dijital hizmetleri bir arada sunan yeni bir modele dönüştürüyor. Türkiye’de de bu dönüşümün etkileri giderek belirginleşiyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması, şarj altyapısının hızla gelişmesi ve kısa dönem kiralama uygulamalarının artması, mobilite alanında yepyeni iş modellerinin önünü açıyor. Biz bu süreci, sadece araç kiralama perspektifinden değil, müşterilerimizin ulaşım ihtiyaçlarına uçtan uca çözüm sunan bir mobilite deneyimi olarak değerlendiriyoruz.
AKLease Filo olarak amacımız, mobilite dönüşümünde yalnızca sürecin bir parçası olmak değil, bu dönüşüme yön veren ve gelişimi hızlandıran bir konumda yer almak. Bu nedenle iş modelimizi, finansal gücümüz, dijital altyapımız ve sürdürülebilirlik vizyonumuzla entegre şekilde geliştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde, dijital mobilite çözümlerinin ve kısa dönem kiralama modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, mobilite ekosisteminin çok daha akıllı, çevreci ve kullanıcı odaklı bir yapıya evrileceğine inanıyoruz.
Bu ekosistemde önem taşıyan başlıklardan biri de sürdürülebilirlik. AKLease Filo’nun bu konudaki duruşu ve gelecek planları neler?
Elektrikli ve hibrit araçlar, mobilite alanındaki dönüşümün doğal bir parçası hâline geliyor ve biz de bu değişimi filomuzda dengeli biçimde yansıtıyoruz. TOKKDER verilerine göre, operasyonel kiralama sektöründe elektrikli araçların payı yüzde 2,3’ken elektrikli ve hibrit araçların toplam payı yaklaşık yüzde 12 seviyesinde. AKLease Filo’nun portföyü de bu genel görünümle paralel bir yapı sergiliyor.
Elektrikli araç tercih eden iş ortaklarımız için bu araçların operasyonel avantajları, kullanım verimliliği ve enerji yönetimi gibi konularda yönlendirici bilgiler sunarak sürecin doğru şekilde ilerlemesine katkı sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde şarj altyapısı ve enerji yönetimi alanlarında yeni işbirlikleriyle bu dönüşümü daha erişilebilir hâle getirmeyi hedefliyoruz.
Uzun vadede amacımız, çevreci mobilitenin gelişimini destekleyen, sürdürülebilirlik odağıyla uyumlu çözümler sunan bir yapı oluşturmak. Böylece hem müşterilerimizin dönüşüm yolculuğuna eşlik etmeyi hem de ülkemizin yeşil mobilite vizyonuna katkı sağlamayı sürdüreceğiz.
Son olarak, yapay zekânın hızlı yükselişinin leasing ve mobilite sektörlerinde nasıl bir etkisi oldu? AKLease ve AKLease Filo olarak bu teknolojiden nasıl yararlanıyorsunuz?
Yapay zekâ ve veri analitiği, finansal kiralama ve mobilite sektörlerinde artık bir tercih değil, zorunluluk hâline geldi. AKLease olarak bu dönüşüme uyum sağladık ve 2017’den bu yana süreçlerimizin büyük kısmını dijital platformlar üzerinden yönetiyoruz. Başvuru, değerlendirme, onay ve belge akışı gibi operasyonel adımlarımızı dijitalleştirerek müşterilerimize daha hızlı, daha şeffaf ve daha güvenli bir deneyim sunuyoruz. Bu süreçte veri analitiğini karar destek sistemlerimizin merkezine alarak risk yönetimi ve müşteri deneyimi tarafında iyileşmeler sağladık.
AKLease Filo tarafında ise teknolojiyi sadece operasyonel kolaylık için değil, sürdürülebilir ve verimli bir filo yönetimi sağlamak için stratejik bir unsur olarak değerlendiriyoruz. Büyük veri, yapay zekâ ve nesnelerin interneti (IoT) tabanlı sistemleri operasyonel süreçlerimize entegre ediyor, filo yönetiminde bakım planlama, yakıt ve enerji tüketimi optimizasyonu, maliyet analizi ve ikinci el değer yönetiminde bu teknolojilerden yararlanıyoruz. Ayrıca geliştirdiğimiz dijital platformlar sayesinde müşterilerimiz, araçlarına ilişkin tüm bilgileri anlık olarak takip edebiliyor ve süreçleri dijital ortamda yönetebiliyor.
Bizim için yapay zekâ, yalnızca verimliliği artıran bir araç değil, müşteri deneyimini uçtan uca dönüştüren bir vizyonun parçası. Önümüzdeki dönemde de tüm iş kollarımızda dijitalleşme ve yapay zekâ temelli çözümleri daha da derinleştirerek, sektörde fark yaratan bir dijital liderlik hedefliyoruz.