Gündelik hayat akarken, yapılması gereken işler için tek tek koşuyorken; en son ne zaman hayal kurdunuz? Küçüklüğünüzden bugününüze baktığınızda, düşlerinizin neresindesindesiniz? Kimilerinin hayallerinin peşinden gittiği, kimilerinin o hayallerin peşindeyken rotalarını isteyerek/istemeyerek değiştirdiği hayatlara sahibiz. O hayat akışının ortasında, durup hayallerimizi hatırlatan ve o hayallerin gücüne sarılmamızı öneren Hayal Gücü Merkezi; çocuklar, gençler ve hayallerini bırakmamış tüm yetişkinlerle beraber hayallerin gücü için çalışıyor. Hayaller ve umutlarla dolu bu çalışmaları Hayal Gücü Merkezi Kurucusu Emre Alettin Keskin ile konuştuk.
Neden hayal gücü ile çizilen bir yol hedefindesiniz? Bugüne değin deneyimledikleriniz ve tüm faaliyetlerinizden ışıkla bakıldığında, bir çocuğun hayatında hayal gücünün desteklenmesi ne ifade eder? Size göre, hayal gücü desteklenen bir çocuk, gelecekte nasıl bir bireydir?
Çünkü hayal gücü bu topraklarda uygarlıklar doğurdu.
Hayal gücü; bir çocuğun, bir yetişkinin kendini tanıması, merak ve beceri ile tanışması, fark yaratmaya başlaması, yaşamın içinde kendine yer bulması, karşılaşmalarını arttırması ve değişimler yaratması için gereken belki de en önemli şey.
Hayal Gücü Merkezi’nde çalışmalar yapan çocuklar aslında bunun bir örneği. Kendi merak ve becerilerini keşfeden, bu alanda bir şeyler yapmaya çalışan çocuklar ne kadar dezavantajlı bölgelerden gelirlerse gelsinler hayata ve şartlara karşı dengelenmeye başlıyorlar ve benlik algıları çok kuvvetleniyor. Sonra başka çocuklara, gençlere, yetişkinlere, kurumlara ilham olmaya başlıyorlar. Merak, beceri ve hayal gücü toplulukları kuruyorlar.
Hayal gücü desteklenen çocuk en başta kendisinin ve fikirlerinin değerli olduğunu daha sonra bu hayal gücü ile neler yapabileceğini fark ediyor. Hayalini gücüne çeviren çocuklar; yaşamın her haline duyarlı, çözüm odaklı fikirler geliştirebilen, kendisinin ve toplumun iyi hali için çalışmalar yapan bireyler olmaya başlıyor.
Hayali, merakı, becerileri desteklenen çocuklar kimlikleri, dilleri, inançları ve tüm sıfatlarından bağımsız olarak çok daha güçlü bağlarla birbirlerine ve başka insanlara bağlanıyor.
Hayal Gücü Merkezi olarak sadece çocuklarla bir etkileşim halinde değilsiniz. Hem bünyenizdeki paydaşlarınız hem de kurumlarla işbirliğine açık bir yapınız var. Bu durumda Hayal Gücü Merkezi’nin kurumlara sundukları nelerdir? Kurumların daha fazla merak eden, hayaller kuran bir yapıya sahip olması sizin için ne ifade ediyor?
Hayal Gücü Merkezinin ‘’Sor Keşfet Üret’’ adında dört programdan oluşan bir metodolojisi var. Başlıca uyguladığımız Soru Merak Kütüphanesi ve Yapabilirim Meclisi adında atölyeler var. Bu uygulamalar, temel amacımız olan merak ve becerilerin keşfedilmesinde büyük bir yer alıyor.
Biz kurumlara ve şirketlere çalıştıkları yönde bu metodolojiden ilham olarak atölyeler, eğitimler, workshop’lar, kamusal fayda üreten projeler, programlar düzenliyoruz. Daha fazla hayal kurmak, merak etmek aslında bizi iyileştiren şey. Özellikle kurumların bu bağlamda yeni projelere imza atması ve bu yolda çocuk ve gençleri desteklemesi bizim en büyük isteğimiz. Bir de dünya nüfusunun üçte biri çocuk, insan hayatının da üçte biri çocuklukla geçiyor. Elbette kaçınılmaz olarak Hayal Gücü Merkezi’nin yolu da toplumu ve kurumları oluşturan tüm yetişkinlerin içindeki çocuklar ile kesişiyor.
Bu tür süreçlerin ve ortamların oluşması için HGM olarak kurumlarla; çocuk ve genç eğitimcilerin düzenlediği; Çocuktan Yetişkine Akademi, Çocuklarla Gönüllülük, Geleceği Merak Ediyorum gibi atölye programları; icra, denetim ve yönetim kuruluna ek olarak çocuklar ve gençlerin kurumun geleceğine karar vermekte rehberlik edebilecekleri Düş Kurulu; çocukların konuşmacı ve atölyeci oldukları Geleceğin Sahipleri Geleceği Konuşuyor, Çocuk, Gelecek Danışmanları gibi bir çok farklı öğrenme programları düzenliyoruz.
Hayal Gücü Merkezi; çocuğu güçlendirmek, Türkiye çocuk girişimciliği ekosistemini kurmak, eğitimcileri güçlendirmek, merak ve beceri teknolojileri geliştirmek, kurumları ve insanlarını güçlendirmek, merak ürünleri üretmek, beceri, ve hayal gücü savunuculuğu oluşturmak gibi amaçlarla aynı anda işleyen yol haritasında yolculuğunu gerçekleştirmeye devam ediyor.
Bugün iş dünyasında ortalama bir çalışanı, ‘’ortalama’’ haline getiren belki de vazgeçtiği hayalleri ve alıştığı iş yaşamı oluyor. Bir çalışanın hayallerini iş yaşamına adapte edebilmesi ve böyle bir çalışma ortamı oluşturulabilmesi mümkün mü?
Belki hepimiz gençlik çağlarımızda aklımızda olan fikirler yüzünden bazen yargılandık, bazen dışlandık, hatta bu yüzden hayallerinden vazgeçenler bile oldu. Bu hayallere geri dönmek isteyenler için hiç geç değil. Hayallerinizi gerçekleştirmek için her zaman vakit var.
Ortak merak, ortak beceri ve katkıda bulunmak bunun ilk adımı.
Kant, meşhur bir söyleminde, “Spare Aude!” yani aklını kullanmaya cesaret et diye seslenmişti tüm insanlara. Bu sözlerle insanların özgürce kendi akıllarını kullanmalarını istiyordu. Ancak akıl, artık hayal gücünden, deneyimden ve süreçten yoksun kalamayacak bir çağda.
Hayal Gücü Merkezi geliştirdiği eğitim anlayışı ile tüm çalışmalarında; insanları sormaya, keşfetmeye, öğrenmeye, araştırmaya ve üretmeye teşvik etme amacı taşıyor. Anlama ve açıklamaya dayalı sistem yerine bu model; deneyimlilerin kolaylaştırıcı, öğrenmeye eşlikçi olduğu ve gerektiğinde yönlendirmelerle öğrenen kişiye katkıda bulunduğu, öğrenenlerin ise ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda hareket ederek bir dayanışma ağının etrafında ortak bir üretimin ve hikayenin parçası olduğu bir hikaye yaratıyor.
Çocuklarla veya yetişkinlerle çalışan tüm kurumlara, okullara ve tüm STK’lara sesleniyoruz.
Çocuklar (ve elbette tüm insanlar) katkıda bulundukları şeye ait hissediyor. Bu nedenle öğrenmeye, hayal kurmaya, merak etmeye, becerilerin kullanılmasına, paydaşlıklara alan açın!
Hayal kurmaya cesaret edin!
Geçtiğimiz günlerde organize ettiğiniz ‘’Hayal Gücü Ödülleri’’ ile dünyanın pek çok yerinden hayal gücünü ödüllendirdiniz. Sizin için hayal gücünü ödüllendirmeyi ve kategorilendirmeyi anlamlı kılan nedir? Bir hayal gücünü kategorilendirirken ve ödüllendirirken ne gibi metrikleri göz önünde bulundurdunuz?
Hayal gücü kavramı bu topraklarda hiç ödüllendirilmemişti ve eğitimden, hayattan çok kopartılmıştı. 2020 yılında 33 çocuk ,17 yetişkin ile Hayal Gücü Derneği’ni kurduğumuzda bugüne kadar bu isimle başvuru bile yapılmadığını öğrendik. Bu, bizi yola koydu, Hayal Gücü Merkezi ismini 2016 yılında bir devlet okulunun bodrumunda orayı kuran çocuklar vermişti. O sebeple ödüllerini, festivalini, zirvesini, buluşmalarını, teknolojisini yani bütüncül şekilde bu kavramı ele almaya karar verdik.
Merak ve beceri ile üretilmiş hayal gücünden ilham alan kişi, kurum ve eserlerin görünürlüğünü artırmak, desteklenmesini sağlamak ve toplumun hayalini gücüne çeviren insanlardan ilham almasını sağlamak için Hayal Gücü Ödülleri‘nin bu yıl birincisini düzenledik ve hayalini gücüne çevirenleri ödüllendirdik.
Hayal Gücü Ödülleri’nin seçici kurulunda; 9-18 yaş arası 12 çocuk ve genç, Hayal Gücü Derneği danışma kurulu üyeleri ve edebiyat, sanat, uluslararası ilişkiler, sosyal etki, sivil toplum, iletişim, eğitim, reklamcılık gibi farklı alanlarda uzman 12 konuk üye vardı.
Türkiye'de ilk defa çocuklar ve gençler; Hayal Gücü Ödülleri ile böylesi bir etkinliğin düzenleme kurulunda, araştırma kurulunda ve jürisinde yer aldı.
Her kategoriden aday gösterilen kişiler ve çalışmalar; umut, sürdürülebilirlik, yaratıcılık, özgünlük gibi kriterlere göre değerlendirildi.Özgün, etik değerlere sahip, güvenilir, alışılmışın dışında, sürdürülebilir, herhangi bir dini/cinsiyetçi/ırkçı/ayrımcı çalışma ya da düşünce taşımayan, doğaya ve hayvana zarar vermeyen yaratıcı eser, icat, proje ve ürün geliştiren kişi veya kurumlara ödül verildi.
Ödül töreninizde dahi jürinizde çocukların var olduğunu görüyoruz. Yani aslında çocuklar Hayal Gücü Merkezi’nin pek çok çalışmasının doğrudan bir paydaşı oluyor. Çocuklarla olan ekipleriniz ve çekirdek ekibiniz arasında nasıl bir köprü oluşturuyorsunuz? Hayal Gücü Merkezi’nde nasıl bir çalışma kültürünüz bulunuyor? Sizi neler bir arada tutuyor?
Aslında hayal gücü merkezinin karar alıcıları ve uygulayıcıları çocuklar. Biz bu yönde kolaylaştırıcı ve destekçiler oluyoruz. Tüm projelerimizde istisnasız bir veya birkaç çocuk yer alıyor hatta çoğu zaman projenin koordinatörü oluyorlar. Sanırım merak alanında bir şeyler yapmak bizi diri tutan şey.
Her çalışmanın içerisinde, öğretmen eğitiminde, kurum görüşmelerinde, etkinliklerde, konuşmalarda mümkün olduğu kadar kadın, erkek ve yetişkin, çocuk dengesini korumaya çalışıyoruz.
Hayal Gücü Merkezi’nde çocuklar ve yetişkinler kendi yolculuklarını paylaşmak ve merak, beceri ve hayal topluluklarını yaygınlaştırmak için başka çocuklarla ve yetişkinlerle bir araya gelirler. Hayal, merak ve beceri ortaklıkları ile iş birliği içinde sanatsal, bilimsel, teknolojik, toplumsal ve pek çok alanda düşsel üretimler gerçekleştirir.
Hayal Gücü Merkezi; eğitimciler, ebeveynler, okullar ve toplumun tüm kesimleriyle bir araya gelerek yaygınlaştığı gibi çocuktan çocuğa, çocuktan eğitimciye ve çocuktan herkese şeklinde çalışmalarını sürdürüyor.
‘’Sor, Keşfet, Üret’’ şeklinde bir modele sahipsiniz. Bu üç eylemden meydana gelen model, bir çocuğun ve aynı zamanda onları modere eden bir eğitmenin ne gibi yetkinlikler kazanmasını sağlıyor?
Sor Keşfet Üret, devlet okullarında çalışan eğitimciler ve çocuklar ile birlikte tasarlanmıştır.
Soru Merak Kütüphanesi, Yapabilirim Meclisi, Üreterek Öğrenme, Öykü Tabanlı Öğrenme ve destekleyici birçok yöntem, teknik kullanır. Merak, beceri, yaratıcılık ve insan odaklıdır.
Geleneksel eğitim modellerini ve biçimlerini ters yüz ederek okulun mimarisi ve tasarımından, öğrenci-öğretmen ilişkisine kadar yeni bir anlayış ve soluk getirmeyi dener.
Sor Keşfet Üret, yıkıcı yaratıcı bir etkiye sahiptir. Çünkü eğitimciyi, ‘’öğretmek’’ fiilinden, çocuğu ise ‘’öğrenen-alıcı’’ durumundan çıkmaya zorlar. Çocuklar ortak ve bireysel deneyimler üzerinden anlamlı sosyalleşme ve öğrenmeye geçerken, eğitimci ise kolaylaştırıcılık yolculuğuna çıkar.
Çocuklarının bireysel farklılıklarını dikkate alan, merak odaklı, katılımcı üretimi gerçekleştirmeyi sağlayan; okulu ve çocuğun olduğu her alanı, yaşayan, üreten ve çocuklar için keyifli bir öğrenme ortamı haline getirmeye çalışan bir anlayışla doğmuştur. Yalnızca çocuk için değil, çocuklarla beraber yapmak fikri ile büyümüştür.
Küreselleşme sürecinin durmaksızın hızlandığı, disiplinler arası becerilere daha çok ihtiyaç duyulduğu günümüzde yeni bilgi ve ağ teknolojilerinin gelişmesi eğitimde de alternatif yaklaşımlar denemenin imkanını sunarken, özgürleştirici ve eşitlikçi eğitim modellerini hayal etmeyi kolaylaştırır. İşte tam bu noktada Hayal Gücü Merkezi geliştirdiği Sor-Keşfet-Üret Yöntemi ile eğitmenleri ve öğretmenleri de böylesi bir hayalin parçası olmaya çağırır.
Hem kurumlar hem de kendi yetişkin ekibiniz bazında bakıldığında, sizlerin de bir tersine mentorluk sisteminiz bulunuyor mu? Çocuklarla olan etkileşiminizde karşılıklı bir öğrenme sürecini nasıl kurguluyorsunuz?
Çocuktan Çocuğa Akademi adında akrandan akrana öğrenme metoduyla yola çıktığımız bir projemiz var. Hayal Gücü Merkezi çocuk ve genç ekibindeki kişiler kendi merakları üzerine oluşturdukları atölye şablonu ile kendi akranlarına atölyeler yapıyor.
Çocuktan Yetişkine Akademi ise önce kendi aramızdaki insanlara, eğitimcilere çocukların dokunması ile ortaya çıkan çalışmalardan oluşuyor. Ve aynı zamanda HGM’ye yeni katılan tüm çocuklar ve gençler ayrıca eğitimciler, gönüllü yetişkinler yine çocuklardan ve gençlerden uyum eğitimlerini alıyorlar.
Ardından her bireyin; ‘’yapabilirim’’ dediği becerilerden, meraklardan yola çıkarak ortaklar bulmasını ve çalışmalara dahil olmasını sağlıyoruz.
Tüm projeler, etkinlikler, kurumsal çalışmalar, uzun veya kısa vadeli programlar gerçekleşirken yalnızca çocuklar için değil; çocuklarla birlikte soruyor, keşfediyor ve üretiyoruz.
Çünkü çocuklar (ve elbette tüm insanlar) katkıda bulundukları şeye ait hissediyorlar.