Sales Network kurucusu Ergün Güler ile satış alanında faaliyet gösteren şirketlerin bir araya gelerek birlikte öğrendiği, başarılı işleri ödüllendirdiği ve bu alandaki yeni yetkinlik gereksinimlerini tanımlayıp adreslediği bir topluluk oluşturmak üzerine konuştuk.
Sales Network satış alanında nasıl bir çözüm sunmak üzere kuruldu?
Sales Network, 2016 yılında FMCG sektöründe faaliyet gösteren dünya devi şirketlerin farklı ortamlarda aynı ihtiyaca işaret eden talepleri ile ortaya çıktı. Bu şirketler satış fonksiyonu için nitelikli işgücü bulmakta zorlandıklarını, satışın eskisi gibi kapı kapı dolaşılarak yapılan ve “Hiçbir şey olamazsam satış yaparım” zihniyetinin hüküm sürdüğü bir alan olmadığını, artık finans, lojistik, insan kaynakları yönetimi, teknoloji gibi çeşitli dallarda yetkinliğe sahip insanlara ihtiyaç duyduklarını dile getiriyordu. Belli ki bu konuda algının değişmesi gerekiyordu. Pazarlama fonksiyonunda, finansta, insan kaynaklarında network ve gelişim platformları vardı, ödül organizasyonları gerçekleştiriliyordu ama satış alanında böyle bir faaliyet yoktu. Dolayısıyla bu şirketler için diğer insanları ve kurumları tanımak, birlikte öğrenmek, başarılı işleri ödüllendirmek ve rolün yeni gerekliliklerini tanıtmak bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Biz de ihtiyacı kariyer gününe indirgeyecek geleneksel bir yaklaşım yerine hikayeyi büyüttük ve Sales Network’ü kurduk. Bugün kendimizi bir topluluk olarak adlandırıyoruz. Kurucusu benim ama Sales Network bu hikayede yer almak isteyen herkes için çok özel ve büyük bir sahne artık, yeter ki siz rolünüzü doğru tanımlayın.
Peki, sizce sektörden bağımsız olarak şirketlerin şu an satış alanında yetkin ve nitelikli bir çalışanda aradığı vasıflar nelerdir? Bu konudaki değişimde hangi faktörler etkili oluyor?
Satış kanallarının ve satışa giden kanallarının dijitalleşmesi ile birlikte bugün seyahat engeli bulunmayan değil, teknoloji okuryazarlığı olan adayların öne çıktığı bir fonksiyondan bahsedebiliriz. Bu değişimin pandemi ile hızlandığını da söylemek mümkün.
FMCG odağında başlayan hikayenizin bir noktada farklı alanlara doğru genişlediğini ifade ettiniz. Bu süreç nasıl ilerledi?
2016-2019 arası genellikle buluşmalarla geçti; bir nevi kulüp gibi devam eden üç yıl... 2019’da ise partnerlerimizin desteğini almaya başladık. Bugün altı farklı alanda partnerlerimiz bulunuyor.
Bünyemizde 2016’dan 2019’a kadar sadece FMCG sektöründen katılımcılar vardı. Hikaye aşama kaydetmişti ama asıl büyüme 2019 yılında bugün Leaders Club dediğimiz grubu bir araya getirdikten sonra başladı. O zamandan beri de stratejisini kurduğumuz yolculukta ilerlemeye devam ediyoruz. Şu an bankacılık, enerji, perakende, sağlık, ulaşım gibi 35 sektörde faaliyet gösteren 130’dan fazla şirket ve start-up çatımız altında. Temsil ettiğimiz ciro ise 1 triyon liranın üzerinde.
2019 deyince akla ister istemez pandemi geliyor. Tam büyümenizin başladığı ve stratejinizin oluştuğu dönemde bu durumdan nasıl etkilendiniz?
Pandemide büyümemiz hız kazandı. Her yıl yaptığımız Sales Network Summit, sanırım pandemiden önce Türkiye’de yapılan son büyük etkinlik oldu. Biz etkinliği 3-4 Mart’ta gerçekleştirdik, 11 Mart’ta Türkiye’de ilk vaka ortaya çıktı. Sonra her yer kapandı, uçuşlar iptal oldu, evlerimize hapsolduk. Sales Network olarak duruma hızlıca uyum sağladık ve online toplantılar yapmaya başladık. Hatırlarsanız pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri havacılık olmuştu. Tüm uçaklar park edildi ve işler durdu. Bu nedenle hem Türkiye’nin en girişimci insanı olması hem de pandeminin en çok vurduğu sektöre liderlik etmesi açısından Ali Sabancı’yı online toplantıya davet ettik ve liderlerimizle bir araya getirdik. Bence bu hem topluluk hem de katılımcılar açısından bir kırılma anıydı. Devamında da yine hızlı aksiyonlar aldık. Merak edilen her konuda haftada iki-üç webinar düzenledik. Dolayısıyla pandemide üyelerimiz için kutup yıldızı olduk diyebilirim.
Topluluğa katılan şirketler sizden hangi konularda destek alabiliyor?
Bunu üç başlıkta ele almak gerekir. Öncelikle bahsetmiş olduğum sosyal projeler alanında ajandanız varsa bunu anlatabilme, başkalarına ilham verme ve diğerlerinin ajandaları ile etki alanınızı büyütme imkanı sağlıyoruz. Ajandanızı güçlendirmek isterseniz de bizim vasıtamızla her alanda dünyada çok iyi örnekleri olan şirketleri tanıma ve onlarla iş birliği geliştirme fırsatı yakalayabiliyorsunuz. Mentörlük programında yer alabiliyorsunuz. Ayrıca gerek fiziksel gerekse dijital platformlarımızdan istifade ederek çalışanlarınızın trendleri yakalayabilmesi için kaynak sağlıyoruz.
Diğer bir başlık olarak çalışan markası ajandasına ve başarının görünür olmasına imkan sağlıyoruz. Bunun için jüri liderliğinde üç ödül programı yönetiyoruz: Projelerin yarıştığı Best of Sales Awards, en çok çalışılmak istenen şirketlerin belirlendiği Best Team to Join ve ilham veren liderlik örneklerinin sergilendiği Leadership in Sales Awards.
Üçüncü konu ise iş birliği geliştirmek için tasarladığımız etkileşim alanları. Yılda dört kez liderlerin bir araya geldiği kahvaltılar, Mayıs ayında tüm üyelerimizin katıldığı Contact Day ve Ekim ayında bu sene yedincisini gerçekleştireceğimiz Sales Network Summit. Topluluğumuz bünyesindeki şirketler bu platformları etkili bir şekilde kullanarak yeni iş birliği fırsatlarına kolaylıkla erişebiliyor.
Bir madde daha eklemek istiyorum: Daha iyi bir dünya için çalışmanın ötesinde, insanın içinde aradığı anlamın, iyinin ortaya çıkmasına da vesile oluyoruz. Gerek deprem dönemindeki aksiyonlarımız gerekse Darüşşafaka iş birliğimiz bize rollerimizden önce insan olduğumuzu hatırlatıyor.
Bu noktada sosyal etki alanında üstlendiğiniz role değinmek isterim. Bahsettiğiniz sosyal projeler ile sosyal sorumluluk projeleri birbirinden nasıl ayrılıyor?
Sales Network olarak 2019’dan bu yana Birleşmiş Milletler’in 17 sürdürülebilir kalkınma amacından üçünü ele almış durumdayız: Toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim eylemi ve hedefler için ortaklıklar. Geçen sene “Biz bunları tek bir başlık altında toplayabilir miyiz?” diye düşündük ve Türkiye’de “Daha iyi bir dünya”, globalde ise “For a better world’ sloganıyla bir standart belirledik. Hedefler için ortaklıklar zaten Sales Network’ün varlık sebebi, bunun yerine etiği getirdik. Şu anda iklim ve çevre, etik ve toplumsal cinsiyet eşitliği olmak üzere üç ana başlığımız var. Bunlar bizim sosyal projelerimiz.
Sosyal sorumluluk tarafında ise Darüşşafaka ile iş birliğimiz bulunuyor. 2021 yılından itibaren her yıl en az bir çocuğun yıllık eğitim-öğretim masrafını karşılamayı taahhüt ettik ve sekiz yıl sürecek bir yol arkadaşlığına başladık. Geride bıraktığımız iki yılda vadettiğimiz rakamların çok üzerinde destek sağladık. Dahası, bu yıl nakdi katkının yanı sıra üyelerimizin nüfuzundan yararlanarak ayni desteklerle de çocuklarımızın eşit fırsatlarda eğitim almasına yardımcı olmaya devam ediyoruz.
Söz konusu başlıklar doğrultusunda topluluktaki kadınları nasıl destekliyorsunuz?
2019 yılında başlattığımız sosyal projemiz Women In Sales Network (WiSN) ile kadınlara yönelik projeler hazırlıyoruz. WiSN için 2019 yılında eş başkanlık teklifi götürdüğüm Pegasus CEO’su Güliz Öztürk ile dört yıldır uyum içinde çalışıyoruz.
Sales Network içindeki kadın ajandası Güliz’in WiSN eş başkanlığı ile ivmelendi. Bugüne kadar 550 kız öğrenciye staj imkanı sağladık. Her yıl 200’ün üzerinde katılımla C level ve orta seviye yönetici kadınların yanı sıra kampüs elçisi dediğimiz kız öğrencilere de mentörlük desteği veriyoruz. Ayrıca “Women Talk” başlığı altında şirketlerin iyi uygulamalarını paylaşabilecekleri buluşmalar gerçekleştiriyoruz. Böylelikle konuyu bir ajanda olmanın ötesine taşıyoruz ve topluluk ile teması olan kadınların cam tavanları kırabilecekleri birer çekice dönüştürmelerine vesile oluyoruz.
Mentörlük sisteminiz nasıl işliyor? Burada kriter nedir?
Mentörlük programına kurumsal üyemiz olan şirketlerin çalışanları katılabiliyor. Yani şöyle bir sistemden bahsediyoruz: Bize şirketinizden bir mentör verin, ekibinizin yıldız kadrosundan bir menti yararlansın.
Son olarak Sales Network’ün yurt içi ve dışındaki büyüme planlarını sormak isterim. Gelecek vizyonunuzda etki alanınızı globale taşımak, farklı ülkelerde varlık göstermek bulunuyor mu?
İstanbul’un ardından 2022 yılında Londra merkezimizi açtık. Sırada BAE ve ABD var. Dört lokasyondaki yapılanmamızı tamamlayarak tüm dünyadaki satış ekosistemini birbiri ile konuşur hale getirmeyi amaçlıyoruz. Ortaya çıkan ölçekten yararlanarak, ticaret ekosistemi üzerinden daha iyi bir dünya için daha çok hizmet etmek istiyoruz. Mikro ölçekte ise tüm global kazanımlarımızı bu ülkenin çocukları ile paylaşacağımız günlerin hayalini kuruyoruz.
