Gelişen teknolojiyle adım adım hayatımıza giren ve pandemiyle ivme kazanan uzaktan çalışma modeli hibrit ve sanal ofislere olan ilginin artmasına sebep oldu. Bu değişime ve ihtiyaca ayak uydurmak için yola çıkan ve çalışanlara en iyi ortamı sağlamayı amaçlayan Workinton, Türkiye’de co-working sektörünün en hızlı büyüyen girişimcisi. Workinton Ceo’su Enis Cevahircioğlu ile günümüz çalışma şekillerini ve hibrit çalışmanın geleceğini konuştuk.

Başta Urban Station olarak “ofis-kafe” konseptiyle işe adım atmışsınız. O noktadan şu anki Workinton ortamına geçiş nasıl gerçekleşti?

Kuruluş hikayemiz 2011 yılına dayanıyor. Önce Arjantinli Urban Station markasını İstanbul’a getirdik. Konsept kısa sürede sempati topladı. Urban Station'un Avrupa, Asya ve Ortadoğu haklarını alarak işe başladık. İlk şubemizi İstanbul Maslak’ta açtık. O marka bireysel çalışanlara yönelikti ve ofisten çok kafeye yakın bir konsepti vardı. Bizim niyetimiz ise kurumsal tarafı da içinde tutan bir konsept yaratmaktı. Sadece bireysel kullanıcılar değil kurumsal firmalardan da ciddi talep ve ilgi gördük. Bu da bize markayı dönüştürme ve daha kapsamlı bir çalışma ekosistemi sağlayan Workinton’u kurma adımlarını attırdı.

Önümüzdeki yıllarda yurt dışı şubelerinize yenilerini ekleyecek misiniz? Hangi ülkelerde şube açmayı planlıyorsunuz?

Önümüzdeki dönemde büyümeye ve hizmetlerimizi çeşitlendirmeye devam etmeyi hedefliyoruz. 2021 ile beraber şubelerimizi ve metrekarelerimizi artırmaya başladık. Hedefimiz ulaşabildiğimiz kadar şehre ulaşmak. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda Katar ve Doha’da 4 şubemiz bulunuyor. İlerleyen dönemlerde de İspanya, Azerbaycan, Umman, Ukrayna ve Romanya gibi ülkelerde faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Günün koşullarına ve müşterilerimizin taleplerine uygun olarak sistemlerimizi ve hizmetlerimizi güncelliyoruz.

Esnek çalışma ve sanal çalışma gibi ifadeler pandemiyle birlikte hayatımızda önemli bir yer edindi. Pandemi etkisinde Workinton’da neler değişti?

Pandemi ile hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen uzaktan çalışma modeli, hazır ofislere ve sanal ofislere ilgiyi artırdı. Dünyada ve ülkemizde pek çok dev marka da hibrit modellere geçiş yapmaya başladı. Biz de Workinton olarak dünyadaki dönüşümle birlikte geleceğin çalışma sistemi dediğimiz hibrit ofis sistemini hayata geçirdik. Oluşturduğumuz hibrit ofis sisteminin geleceğin modeli olacağına inanıyoruz. Bunun yanı sıra pandemi döneminde talebe göre şekillenen ofis çözümleri de sunmaya başladık. Firmalara özel hizmetler, danışmanlıklar veriyoruz. Pandemiyle birlikte hizmet çeşitliliğimizi artırdığımızı söyleyebilirim.

Sizce açık ofisin geleceği nasıl olacak? Bu sistem kısa süreli bir trend mi, yoksa uzun vadede alışılagelmiş çalışma şekillerinin yerine geçecek mi?

İş modelleri ve çalışma şekillerindeki dönüşüm her ne kadar pandemiyle birlikte hızlanmış olsa da aslında dünyada bu trend pandemiden çok daha önce başladı. Teknolojinin gelişimiyle ve Z kuşağının iş hayatına atılmasıyla geleneksel iş modelleri ve anlayışları da sarsılmaya ve değişmeye başladı. Dolayısıyla inovasyon, teknoloji ve yenilik artık her işin odağında yer almak zorunda. Günümüzde hem iş yapış biçimleri hem iş modelleri hem de gelir yöntemleri değişerek gelişiyor. Optimizasyon için küçülmeye giden işletmelerin daha çok tercih ettiği ve sunduğu imkanlarla tam bir kazan-kazan durumuna dönen hazır ofis konseptinin Türkiye’de de beklediği ilgiyi bulduğunu söyleyebiliriz. Büyüme oranları için şirketlerin üstlendikleri maliyetlerin azalması en büyük etken. Düşük maliyetli, tek bir faturayla işletme gereksinimlerini karşılamak girişimcilerin işlerini kolaylaştırmakla birlikte odak noktalarında da sadece işlerinin olmasına imkan yaratıyor. Bunun yanı sıra, birçok farklı sektörden girişimci ile aynı ortamı paylaşıyorsunuz. Ancak buradaki dönüşüm elbette zamanla gerçekleşecek. Önümüzdeki dönemde hibrit bir modelin etkili olacağını düşünüyorum. Ofis ve evden çalışma sistemi bir arada devam edecek.

Workinton’un klasik plaza ofislerinden farkı ve avantajları neler?

Türkiye’de co-working sektörünün en hızlı büyüyen girişimcisi olarak farklı lokasyonlarda co-working, sanal ofis, hazır ofis, toplantı odası hizmetleri sunarken çalışmanın fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutlarını düşünerek çalışılacak en iyi mekanı yaratmak için çalışıyoruz. Üyelerimize, İyi Çalışanlar Ülkesinin kapılarını açıyoruz ve çalışma yaşamı ile birlikte hayatlarını kolaylaştıracak bir dünyaya ulaşmalarını sağlıyoruz. Workinton kapısından içeri girdikleri anda bir ofise dair ihtiyaçları olan her şeye kolaylıkla ulaşabiliyorlar. Bununla birlikte farklı disiplinlerden, sektörlerden beslenecekleri etkinlikler ve networking için imkan yaratıyoruz. Aynı zamanda markalarla yaptığımız işbirlikleri sayesinde indirimli olarak ayrıcalıklardan yararlanabiliyorlar. Tüm bunlara ek olarak içerik üretmek isteyen kurumlara yenilikçi ve inovatif çözümler sunuyoruz. İşte bu ve bunun gibi birçok nedenle İyi Çalışanlar Ülkesi Workinton diğer çalışma alanlarından ayrılıyor.

Kilyos’ta ve Muğla’da “beach-ofis” açtınız? Böyle bir ortam kurmaya nasıl karar verdiniz?

Kuruluşumuzda da benimsediğimiz üzere “Workinton Her Yerde” anlayışıyla hareket ediyoruz. Hedefimiz ulaşabildiğimiz kadar kişiye iyi çalışma şartları sunabilmek. Çalışanların talep ve beklentileri doğrultusunda kapalı yerlerde olmayı tercih etmeyenler için yaz aylarında çalışma ortamlarını sahile taşıdık. Kilyos ve Akyaka’da açtığımız plaj ofis konseptiyle yazın sıcağında kapalı alanda çalışmak istemeyenler için iyi bir alternatif oluşturmuş olduk. Üyelerimiz, bu dönemde hem tatilini hem de işini bir arada yapabildi. Yaz aylarında plaj ofis konsepti ile başladık şimdi de Bodrum Yalıçiftlik’te bulunan Hapimag Sea Garden Resort Bodrum ile işbirliği yaparak üyelerimize diledikleri zaman hem konaklayabilecekleri hem de işlerini yürütebilecekleri 360 derece bir deneyim imkanı yaratıyoruz.