Bir reklam gerçekten işe yaradığında, bir kitleyi duygusal olarak bağladığında ve insanları ürünü almaya teşvik ettiğinde sonuç bir büyü gibi görünebilir. Pek çok reklamcının sezgilerinin her şeyin üstünde tuttuğuna kuşku yok. Ama zaman değişiyor: Doğuştan dijitaller giderek daha fazla kişisel bilgiyi paylaşmaya devam ettikçe ve teknoloji, kişisel reklamlarla müşterileri hedeflemeyi ve Pazar testleri yapmayı kolaylaştırdıkça, reklam ajanslarındaki yaratıcı süreç daha az sanatsal ve daha fazla veri odaklı hale geliyor. Ama bunun bir sakıncası yok. Unutmayın: reklamın amacı sanat değil, satıştır.
Mitch Joel’in "Marketers, Let Your Egos Go" adlı yazısından uyarlandı.