Geleneksel yöntemlerle ilerleyen ve artık bunun yeterli olmadığına inanmaya başlayan şirketler dönüşmek ve yeni sistemlere ayak uydurmak istiyor. Ama bu sanıldığı kadar kolay değil. İşletmesinde dijitalleşme yolculuğuna çıkan şirketlerin geliştirme ve sonuç alma noktasında karşılaştığı dört temel teknik zorluk var ve IT bölümleri bunları aşabilmek için çokça çaba sarf etmek zorunda kalıyor:
- Birden fazla dijital platform için yapılan geliştirmelerin parçalanması ve karmaşıklaşması. Her biri ayrı bir işi görmeye yarayan araçların, platformların ve geliştirme modellerinin fazlalığı, dönüşüm sürecinin hızlanmasına engel oluyor. IT departmanının şirket içinde kullandığı programlama modellerinin söz konusu araçlarda kullanılamamasının yanı sıra test edilmesi gereken konfigürasyonların sayıca fazla olması da hız kazanamama konusunda bir o kadar etkili.
- Teknolojilerin iş dünyasının yararına yapılandırılması ve yüksek kaliteli uygulamalar üretme ihtiyacı. Birbirinden çok farklı alanlarda ürün ve hizmet sunan markalar hem mobil hem de sosyal teknoloji araçlarını kullanma konusunda oldukça güçlü bir talep sergiliyor. Markaların mobil ya da sosyal uygulamalarının tüketici tarafından algılanma kalitesi, artık en az tasarım kalitesi ve işlev kalitesi kadar etkili ve önemli.
- Geliştirme ve yeni ürünün pazarlanma süresinin hızlandırılması. Şirketlerin teknolojik dönüşümünde çok büyük bir yükün altına giren IT departmanlarının yaşadığı en büyük baskılardan biri, taleplerin daha hızlı pazarlanabilmesi. Bu da çok daha iteratif bir yaklaşımla, uygulamaları sık sık güncellemeyi ve yeni sürümlerini çıkarmayı gerektiriyor.
- Şirketin mevcut sistemleriyle yeni uygulamaların birbirine bağlanması. Dijital ve mobil uygulamalar genellikle farklı katmanlarla çalışacak yapıda oluyor ve şirketlerin mevcut sistemleriyle de uyumlu hale getirilmeleri gerekiyor. Bu da geliştirmeleri yapan IT ekibinin birden fazla sistemi birbirine bağlamasını ve sorunsuz çalışmalarını sağlamasını gerektiriyor.
IBM’in Global Business Services çalışmasından uyarlandı.
Ayrıca William L. McComb’un “Dönüşüm Bir Olay Değil, Dönemdir” isimli makalesi de ilginizi çekebilir.