Merhaba,
“İnsan insan derler idi, insan nedir şimdi bildim.” Bu sözler, Fazıl Say’ın muhteşem bestesi ile akıllara kazınan, Muhyiddin Abdal’ın kaleminden dökülen muazzam bir eserin bir kısmı. Gerçekten de içinden geçtiğimiz dönem, merkeze insanı koymanın ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha öğretti. Her ne kadar teoride yaptığımız her şey özünde insan için ve insan ile olsa da zamanla bunu unutabiliyoruz. Bu nedenle insan merkezliliğe geri dönüş bilincinin yeniden yükselişe geçmesini sevindirici buluyorum. Ancak bu yolculuğun henüz çok başındayız.
Bu ayki kapak konumuz insanı yönetirken optimizasyon refleksiyle neleri feda edebildiğimizi gösteriyor. Aşırı mühendisliğin getirdiği sistematik yaklaşımlar, yapay zeka ve algoritmaların hakim olmaya başladığı dünya, veri analizleri derken bir yandan insanı önemsizleştirmeye çalıştığımız; diğer yandan yetkilendirmeyi, yaratıcılığı ve sorumluluk almayı körelttiğimiz bir döneme girdiğimizin, bunun da büyük bir risk olduğunun altını kalın çizgilerle çizmek istiyoruz.
Altını çizmek istediğimiz bir diğer konu da sürdürülebilirlik. “Yine mi?” demeyin lütfen. Defalarca, mümkün olduğunca bu konuyu konuşmamız gerekiyor. Zira kavram tanımsal olarak otursa da uygulamada hâlâ standartlar oturmuş değil ve özellikle karar vericiler seviyesinde kafalar karışık. Bu sayımızdaki Spotlight bölümümüzde ESG lensinden bakarak sürdürülebilirliğin stratejik boyutunu masaya yatırıyoruz.
Bu sayımız son derece keyifli dosyalardan oluşuyor. En zorlu ekonomik çalkantı dönemlerinde bile büyüme yakalayan şirketlerin bu başarısının ardındaki sırrı açıklıyoruz: Değişen alışkanlıkları anlamak ve buna göre iş modelini adapte edebilmek. Bir diğer makalemizde paydaşlara yeni bir stratejiyi anlatmanın yolunun başarılı bir “pivot etme” hikayesi kurgulamaktan geçtiğini söylüyoruz. Biraz geç kalarak yapay zeka ve makine öğrenmesi kaldıracını kullanmaya başlayan şirketlerin rakiplerle arayı nasıl kapatabileceklerine, hatta yarışta öne geçebileceklerine bakıyoruz. Netlog Lojistik’in hikayesinde stratejik kararları doğru zamanda almanın önemini konuşuyor, Dost Can Deniz ile zor dönemde liderlik bilincinin derinliklerine dair bir yolculuğa çıkıyoruz.
İçinden geçtiğimiz günler kolay değil. Daha bir süre de kolaylaşacak gibi görünmüyor. Bu dönemlerde doğru adımları atmanın getirisi üstel olarak karşımıza çıkacak. Bizler de siz bu adımları atarken bir nebze de olsa sizler için ışık tutmaya çalıştık. Keyifle okumanız dileklerimizle…