Veri Odaklı Bir Kültür Yaratmak İçin Analitik Yetmiyor

23 Şubat 2018, Cuma

NewVantage Partners, üst üste altı yıl boyunca yaptığı anketler ile büyük kurumlardaki yöneticilerin veriyi nasıl gördüklerini anlamaya çalıştı. Her yıl katılımcı oranının arttığı çalışmanın gösterdiğine göre, verinin etkin bir şekilde kullanılmasına duyulan ihtiyaç da gün geçtikçe artıyordu. Bu yıl sonuçlar, geçmiştekilere göre daha cesaretlendirici olmakla birlikte bazı açılardan endişe verici de görünüyor.

Altı yıl önce, anketteki soruların ve yanıtların birincil odak noktası, iş dünyasında nispeten yeni olan büyük veriydi. 2018 anketinde, birincil dikkat Yapay Zeka’ya taşındı. Yapay Zeka şimdi bu büyük, sofistike şirketler için iyi kurgulanmış bir odak noktası. Büyük verinin ve Yapay Zeka projelerinin startup’lara değer katacağına dair güçlü hisler var fakat geleneksel şirketlerin bu yüzden yıkılacağına dair büyük endişeler de mevcut.

Anket, 57 büyük şirketten üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleşti. Ankette temsil edilen şirketlerin en fazla olduğu sektör, aynı zamanda en veri yoğun olanlardan biri: Finansal hizmetler. Bunun yanında, yaşam bilimleri, üretim, telekom ve online endüstrilerden şirketler de ankete katıldı. Bu anketin katılımcıları ile önceki anketlere katılanlar arasında bariz farklılıklar var: Önceki anketler her zaman, C seviye (üst düzey) yöneticilerin önemli bir kısmını kapsıyordu ancak bu sene CDO’lar (chief data officer) ankete katılanların yüzde 56'sını oluşturuyor (bu oran geçen yıl yalnızca yüzde 32'ydi). 2012’de yapılan araştırmada yer alan şirketlerin ise sadece yüzde 12'si bir veri sorumlusu atamıştı.

Yapay Zeka, dünyanın her yerinde manşetlere taşınıyor ancak bu anket sadece Yapay Zeka değil büyük veriyle de ilgili. Terminoloji zamanla değişebilir, ancak bir veri patlaması ve bunu anlamanın gerekliliği hiç değişmez. Hızlı hareket eden büyük miktardaki veriyle uğraşmak için kullanılan en popüler tekniklerden birinin makine öğrenimi olduğu düşünülürse, büyük veri ve Yapay Zeka projelerinin hemen hemen birbirlerinden ayırt edilemez hâle gelmesi anlaşılır bir durumdur. Yapay Zeka’ya yönelik derin öğrenme gibi istatistiksel yaklaşımların gittikçe yaygınlaştığı bir durum da söz konusu. Bu nedenle, geleneksel veri analizlerini, büyük veri ve Yapay Zeka’yı sürekli gelişen ve değişen konseptler olarak görüyoruz. Katılımcıların hemen hepsi (yüzde 97’si) bu tür projelere yatırım yaptıklarını söylüyor.

Bu anketten gelen belki de en iyi haber, şirketlerin büyük veri ve Yapay Zeka projelerinden değer kazandıklarına inanmaya devam etmeleridir. Ankete katılanların yüzde 73'ü bu girişimlerden, şimdiden, ölçülebilir bir değer kazandıklarını belirtti. Bu sayı, şirketlerin teknolojileri tanıdıkça daha fazla değere ulaşacaklarını öngören 2017 anketinin sonuçlarının gösterdiğinden yarım kat daha fazla.

Kazanılan değerler belki de eski teknolojiler ile uyumludur. Büyük veri ve Yapay Zeka’nın analitik yeteneklerin uzantıları olduğuna inandığımıza göre, en yaygın ve başarıya ulaşma ihtimali yüksek olan hedefler "ileri düzey analitikler ve daha iyi kararlar" ile ilgili olanlardır. Katılımcıların yüzde 36’sı, analitik ve kararları bir numaralı önceliği olarak benimsemiş ve bunların da yüzde 69 'u bu konularda istediklerini yapabilmişlerdir. Daha iyi müşteri hizmetleri ve maliyet tasarrufları da ortak hedefler arasında. Şirketlerin dörtte birinden fazlası (yüzde 27’si), inovasyon, yıkım, pazarda hızlı hareket etme veya veriyi paraya dönüştürme girişimleri arasında bir kombinasyon oluşturmanın peşinde. Veriyi paraya dönüştürmek için yapılan programlar, en düşük önceliğe ve başarı yüzdesine (yüzde 27) sahip.

Araştırmada yer alan büyük işletmeler için en endişelendirici konulardan biri, sektöre yeni girenler tarafından yıkıma uğratılma riskiydi. Ankete katılanların yaklaşık olarak her beşinden dördü, fintech sektöründe olan veya büyük veri üzerinde uzmanlaşan şirketler tarafından yıkıma uğratılma veya yerinden edilme endişesini taşıdığını söyledi. Açık ara farkla, en yıkıcı olduğu düşünülen teknoloji Yapay Zeka’ydı. Katılımcıların yüzde 72’si, Yapay Zeka’yı bulut teknolojisi (yüzde 13) veya blockchain’den (yüzde 7) çok daha etkili ve yıkıcı bir teknoloji olarak görüyordu.

Bir diğer önemli ve tartışılmaya devam edilen konu, bu geleneksek şirketlerin veri odaklı bir kültüre geçiş hızlarının yavaş olması. Hemen hemen tüm katılımcılar (yüzde 99) şirketlerinin bu yönde hareket etmeye çalıştıklarını söylemekle birlikte, sadece üçte biri bu hedefe ulaşmış durumda. Anketlerde her yıl bu fark görülüyor ve şirketlerin bu konuda başarı seviyesi zaman içinde pek de ilerlemiyor. Açık bir şekilde görülüyor ki, şirketler, veriyle ilgili kültürel değişim sağlamak için daha uyumlu programlara ihtiyaç duyuyor. Birçok start-up, başlangıçtan beri veri odaklı kültürler yarattı; bu, geleneksel şirketlerin onlar tarafından yıkılmaktan korkmasının da önemli bir nedeni.

Şirketlerin veri odaklı yıkım ve değişim ile başa çıkmak için kurdukları yaklaşımlardan biri, yeni yönetim rolleri oluşturmaktır. Bununla birlikte, farklı veri odaklı rollerin (chief information officer, chief data officer, chief digital officer, chief analytics officer vb.) birbirleriyle nasıl bir ilişkide olacağı konusunda hâlâ tam bir netlik yok.

CDO (chief data officer) rolüyle ilgili olarak, rolün gerektirdiği başlıca sorumlulukların neler olduğu ve CDO işleri için nasıl bir eğitim ve tecrübeye sahip birinin uygun olacağı konusunda önemli anlaşmazlıklar mevcut. Katılımcıların yüzde 39’u, şirketlerindeki CDO'nun veri stratejisi ve sonuçları hakkında birincil sorumluluğa sahip olduğunu ancak yüzde 37'sinin bu sorumluluğu diğer C seviye yöneticilere atadığını ve yüzde 24'ünün bunun için hesap verecek tek kişi olmadığını belirtti. Geçmiş tecrübeler konusunda da katılımcıların yüzde 34'ü, CDO'nun şirket dışından gelen bir değişim yönetimi temsilcisi olması gerektiğini düşünürken yüzde 32'si, kişinin şirket içinden biri olması gerektiğine inanıyordu. Veri ile ilgili üst düzey rollerin netliği, hem önemli Yapay Zeka/büyük veri projeleri için hem de kültürel değişimin gerçekleştirilmesi için kritik önem taşır. Ve tüm katılımcılar tarafından önemli olduğu düşünülmesine karşın, şirketlerin çoğu hâlen kurumsal bir veri stratejisine sahip değildir.

Büyük verinin öneminin ve bu alanda yaşanan zorlukların istikrarlı olarak artması, modern ekonomi ve modern toplumun bir gerekliliği. Anket sonuçları, bu devrime dair ilginç ve yararlı bir dokümantasyon. Ve yararı gün geçtikçe de artıyor. Başarının anahtarı; şirketinizin nasıl aksiyonlar alacağını belirlemek, veri stratejisi ve sonuçları için gerekli sorumlulukları uygun kişilere atamak ve daha sonra da gereken değişiklikleri sistematik ve etkili bir şekilde yerine getirerek ilerlemektir.

 

 

 

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş