Her şeyin merkezine insanı koymak… Son günlerde iş dünyasında en fazla konuşulan, en çok anlaşılmak istene yaklaşımların başında geliyor insan odaklılık. İster çalışan, ister müşteri, ister toplumsal paydaş olsun insanın merkezinde olmadığı, insanı ve onun varoluşsal özelliklerini dikkate almayan bir modelin beklenen değeri üretmesi mümkün olamayacak. Git gide stratejik konumunu güçlendiren sürdürülebilirlik gibi olguların iş yapma biçiminin ana ekseni haline gelmesiyle birlikte insanın öne çıktığı bir dünya kaçınılmaz hale geliyor.

Her ne kadar insan her şeyin merkezinde olsa da insanı anlamak, davranışlarını, alışkanlıklarını, yapısını çözmek çok kolay değil. Serbest piyasa kapitalizminin ana ilkelerine baz teşkil eden ekonomik insan yani her koşulda rasyonel kararı vermeye kadir insan modeli ne yazık ki geçerliliğini yitiriyor. İnsanın yanlılıklarıyla örülen, bağlamıyla şekillenen, ilişkileriyle pekişen çok bilinmeyenli bir denklem olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu denklemi çözmek için de insanın bilinçdışını anlamak ve anlamlandırmak çok önemli. Müşterilerin tercihlerini şekillendirmek, beklentileri oluşturmak, alışkanlıkları belirlemek noktasında bu yaklaşımın çok kritik bir kaldıraç etkisi olduğu bir gerçek.

Harvard Business Review Türkiye olarak davranış temelli ekonomi ve pazarlama yaklaşımlarına çok büyük bir önem atfediyor ve bu konuda öncü isimlerin içgörülerini paylaşmaya önem veriyoruz. Genel yayın yönetmenimiz Serdar Turan, FutureBright Group’un ZMET metodolojisi görüşmelerinde elde edilen metaforlara dair imgelerden oluşan kolajları sergilediği sergi ortamında; Kent Üniversitesi öğretim üyesi ve davranış bilimlerinde uluslararası alanda bir uzman olan Prof. Dr. Mehmet Sungur, sanatçı Umut Sungur ve metaforlara dayalı üst düzey bir araştırma metodolojisin olan ZMET’in çatı kuruluşu Olson Zaltman ortağı ve CEO’su Lindsay Zaltman ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.