Kahkaha (Ayrı Olsanız Bile) Ekibinizle Bağlantıda Kalmanızı Sağlıyor

5 Haziran 2020, Cuma

Videokonferans aslında 20 senedir hayatımızın içinde. Ancak insanlar pandemiye kadar yüz yüze toplantıyı açık arayla videokonferansa tercih etti. Bugünse toplantılarımızı tamamen sanal olarak, videokonferans yoluyla yapmak rutinimiz haline geldi. Ancak bu durum, teknolojinin çözemeyeceği bir problemi de doğuruyor.

Aslında problem dediğimiz şey, biz insanların bu denli izolasyona sosyal ve nörolojik açıdan alışık olacak şekilde evrilmemiş olmamız. Esenliğimizin ve bununla birlikte üretkenliğimizin büyük bir kısmı fiziksel yakınlığa göre oluşuyor. Bunun belirli bir süreliğine yokluğuysa ciddi anlamda zarar verici olabiliyor. Sosyal mesafenin kazazedelerinden en şaşırtıcı olanıysa kahkaha.

Normal şartlar altında insanlar günde yaklaşık 18 kez gülüyor. Ve bu anların yüzde 97’sini başkalarıyla güldüğümüz anlar oluşturuyor. Yani başkalarıylayken 30 kat daha fazla gülüyoruz. Biraz düşünün: Kendi başınıza en son ne zaman komik bir şey düşünüp kahkaha attınız? Şimdi biraz daha derine inin: Gerçekten komik olan bir şeye arkadaşlarınızla ne sıklıkta gülüyorsunuz? Bu size şaşırtıcı gelebilir ama araştırmaya göre insanlar güldükleri şeylerin yüzde 80’ini aslında komik bulmuyorlar.

Peki insanlar neden güler? Çünkü o sırada başkaları da güldüğü için. Çünkü diğer insanlarla gülme amacı güttükleri için. Tıpkı biri esnediğinde diğerlerinin de esnemesi gibi, biri güldüğünde etrafındakilerin çoğu kahkahalarını zor tutar. Hatta bu yüzden komedi dizilerinde kahkaha efekti kullanılıyor.

Başkalarından ötürü gülmek sadece davranışsal bir olay değildir. Güldüğümüz zaman vücudumuz iki temel kimyasal maddeyi salgılar. İlk olarak hipofiz bezi beyne ve omurgaya giden kan hücrelerine endorfin salgılar. Endorfin, beyindeki opioid reseptörlerle etkileşime girerek acıyı azaltan ve keyif duygusunu tetikleyen polipeptitlerdir. Hakikaten de araştırmalar, öncesinde birkaç dakika gülmüş insanların acıya yüzde 15 daha fazla dayandığını gösteriyor.

İkinci olarak, beynimiz güldüğümüzde dopamin adlı, vücutta coşku hissinin oluşmasını sağlayan bir nörotransmiter salgılar. Dopamin öğrenmeyi, motivasyonu ve konsantrasyonu arttırır. Öyle ki, kahkahanın ve bununla birlikte ortaya çıkan nörokimyasalların genel sağlık üzerindeki etkileri arasında bağışıklık sisteminin güçlenmesi, stresin giderilmesi, acıya dayanıklılığın artması, kardiyovasküler sağlığın iyileşmesi, kaygının azalması, güven hissinin sağlanması ve duygu durumunun iyileşmesi bulunuyor. Kahkaha ayrıca iş ortamında motivasyonun ve üretkenliğin artmasını sağlıyor. Bu durum da bizi Covid-19 meselesine getiriyor.

Pandemiyle savaşmak adına kendimize dayattığımız izolasyon ortamı sosyal etkileşimlerimizi ciddi ölçüde engelliyor. Bu da daha az gülmemize ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu kimyasalların azalmasına yol açıyor. Bir de bunun üstüne yaşadığımız stres ve korku, vücudumuzdaki biyokimyasalları yanlış yönlendiriyor. Bir tehditle, tehlikeyle veya stresle karşı karşıyayken vücudumuz böbreküstü bezlerinde salgılanan kortizol adlı bir glukokortikoid hormonu kan dolaşımına salgılar. Birçok hücrede kortizol reseptörleri bulunduğu için bu hormonun etki alanı epey geniştir. Fazla kortizol kilo alımı baş ağrılarına, asabiyete, yorgunluğa, konsantrasyon güçlüğüne ve yüksek tansiyona sebep olabilir.

Peki bir ekip lideri olarak bu etkileri en aza indirmek için ne yapabilirsiniz? İşi üstlendiğinizde görevinizin astlarınızın vücut ve beyin kimyasını etkilemek olduğunu düşünmemiş olabilirsiniz ancak şu anki “evde tek başına”lığın olduğu sanal ekip ortamında bu sorumluluğu üstenmeniz gerekiyor. Ekip arkadaşlarınızın sağlıklı ve üretken kalması için onları güldürmeli ve daha az stresli olmalarını sağlamalısınız. Elbette bu komedyen olun anlamına gelmiyor fakat en azından karşınızdakilerin biraz neşelenmesi için bilinçli adımlar atmanız gerekiyor. Bunun için aşağıda bahsedeceğimiz beş adımı takip edebilirsiniz:

  1. Yavaşlayın. Birçok lider sanal görüşmelerin mümkün olduğunca çabuk ve etkili geçmesi gerektiğini hisseder. Bu görüşmeler insanların elinde olan tek alternatife dönüştüğündeyse bu düşünce bir hataya dönüşür. İzolasyonla geçirdiğimiz bu zamanlarda bir liderin işi bitirmekten öteye gidip ekibiyle sosyal, psikolojik ve duygusal anlamda bağ kurmaya da dönüşmeli. Kahkaha ise bir ekibi duygusal anlamda bir arada tutmak için yapılabilecek en iyi yollardan biridir. Bu işi erteleme anlamına gelse bile, kahkaha için bir alan yaratmanız gerekir.
  2. Videonun işlerliğini sağlayın. Söz konusu kahkaha olunca insanlar görsel ve işitsel işaretleri okumakta oldukça iyidir. İşaretleri algılamaları için ne kadar kanal açarsanız o kadar iyi. Bu yüzden ekibinizdeki herkesin video yoluyla katılabildiğinden emin olun. Böylece işaretler daha akıcı anlaşılacaktır.
  3. Bolca gülümseyin ve sesinizi hafifçe incelterek konuşun. İnsanlar davranışsal açıdan neyin uygun olduğunu anlamak için doğal olarak toplantının yöneten kişiye bakarlar. Bu gülme için de geçerlidir. Gülmenin onaylandığını belirten en güçlü ve en basit mimik sahici bir gülümsemedir. En önemli işitsel işaretse sesinizin tonudur. Kültürler fark etmeksizin konuşurken sesinizi bir ton daha yüksek tutmak grup içinde ciddiden ziyade daha rahat bir atmosfer istediğinizi belirtir.
  4. Örnek olun. Gülmek tıpkı esnemek gibi beraberinde gülmeyi getirir. Kendinize gülmek dışında başka hiçbir şey belki de ekibinizi gülmeye itmeyecektir. Fakat insanlar sahici ve sahte gülümsemeleri algılayabildikleri gibi zorlama bir kahkahayı da gerçeğinden ayırt edebilir. Bu da bizi bir sonraki adıma getiriyor.
  5. Gülme moduna kendi kendinize girin. Herhangi bir toplantının öncesinde kendi kimyanıza yoğunlaşmalısınız. Zoom penceresinde görünen bütün yüzlerin karşısında neşenizi (ve beraberinde getirdiği nörokimyasalları) sürdürmeniz donuk bir ruh haliyle başlayarak neşeli bir ortam oluşturmaya çalışmaktan daha kolay olacaktır. Tercihen kendinizi önceden birkaç saniyeliğine de olsa güldürün. Bunun için toplantıya başlamadan hemen önce komik bir video izlemenizi öneriyorum.

Umarım bir gün koronavirüs aşısını buluruz ve daha doğal bir şekilde sosyal etkileşim kurma imkanımız olur. Fakat kriz bittikten sonra bile muhtemelen birçok insan evde daha sık çalışacak. Bu da kahkaha sorununun bir süre daha mesele olacağı anlamına geliyor çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin sosyal davranışların ve nörokimyanın evrimi bin yıldan fazla sürüyor. Bu sürecin iki, 20 veya 200 yıl içinde ivmesinin birden artması söz konusu olmadığına göre yöneticilerin kahkaha yaratma konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. 

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş